Bu hafta How I Met Your Mother ve The Big Bang Theory gibi, geçtiğimiz hafta başladığım İşler Güçler de burada olacak. Üç dizinin de yeni bölümünden keyif aldığımı söyleyebilirim ki özellikle İşler Güçler'in ilk sahnelerinde... Neyse izlemeyenler olabilir buradan spoiler vermeyeyim. İçeride dibine vuruyoruz, ayrı. Öyleyse ben ağzımdan bir şeyler kaçırmadan kendimi yazının devamına atıyorum. İzleyenler gelsin, izlemeyenler izleyip gelsin arkamdan laf etmesin. How I Met Your Mother'ın 8. sezonunun 5. bölümünü, İşler Güçler'in 19. bölümünü ve The Big Bang Theory'nin 6. sezonunun 7. bölümünü yazıyorum. Buyurun;
How I Met Your Mother; salı günü iki üç haftalık aranın ardından diziyi izlemek güzeldi. Özlediğimi itiraf edeyim. Barney'nin Quinn'den ayrılmasının ardından sokakta bulduğu bir köpekle (Barney'nin köpek olarak vücut bulmuş hali gibiydi) olan ilişkisini izledik. Köpeğe giydirdiği takım elbiseyi gördüğüm anda çok güldüm. Victoria ile Ted'in ayrılmasını bekliyordum bu bölümde zaten. Victoria ben mi Robin mi sorusunu sorunca Ted, Robin'in aileden olduğunu söyledi. Victoria da umarım bir gün onunla olursun dedi ve yürüdü gitti. Ayrılıklar sonbaharında Barney-Quinn ve Ted-Victoria'dan sonra şimdi sıra Robin-Nick çiftinde. O da önümüzdeki bölümde olacaktır zira gelecek haftanın promo fotoğraflarında Barney-Robin yakınlaşmasını görüyoruz. Yıllarca birlikte olan çiftlerin zamanla birbirlerine benzedikleri söylenir. Marshall da hafiften Lily'e benzemeye başladı. Lily onu kadınlara tavsiye vermesi konusunda eğitiyordu desek daha doğru olur. Bu arada Jason Segel ne kadar zayıflamış. Yeni filmi olan Kıvanç Tatlıtuğ'a dönmüş resmen.
İşler Güçler; Murat ve Ahmet Çalgı Çengi'nin ikinci filmini çekmek için Ankara'ya giderler, filmin ilk sahneleri çekilir ve Tülay'a izletirler. Tülay'ın izlediği ve Ankara'da geçen günlerin anlatıldığı sahneler beni benden aldı gülerken. Özellikle Ahmet'in sesini koyverip "garsooon" diye bağırışı kulağımdan gitmediği gibi dilimden de düşmüyor. Durup dururken garsooon diye bağırıyorum hahahaha. Bir de tabii oynadıkları Ankara havası var ki, o Ahmet Kural denen adam nasıl kaşık oynuyor, nasıl güzel kırıtıyor anlatamam yahu! Yılmaz Gruda'nın mezarlıktaki tiradı çok başarılıydı. Burak Satıbol'un Ezgi Aşaroğlu'nu da koleksiyonuna katması bölümde yine en çok güldüğüm anlardan biriydi. Boomcu Onur'un nişanlısıyla da bu bölümde tanıştık. Onur, meğer zengin, fıstık gibi bir kızla nişanlıymış ki, kızın babasının şirketlerinden aldığı onca teklife rağmen sanatını icra etmek için sette kalıyormuş. Kızın babasının bu teklifini duyunca, ben gidip abinle bir görüşeyim diye sen at kendini arabadan! Sonra yanından geçen arabadaki abinin repliği beni en çok güldüren sahnelerden biriydi. O replik geliyor; "hanım hanım çocuğunu arabadan atmaya utanmıyor musun? Bakamayacaksanız yapmayın kardeşim" Hahahahahaha.
Ama bölümün asıl bombası ikili karşılaşmaların Street Fighter ile birleştirilmesiydi. Sırf yukarıdaki fotoğrafı eklemek için ilk kez bir diziyi ikiye böldüm bu da tarihe geçsin :)
The Big Bang Theory; Sheldon daha önce izlediğimiz bayraklarla eğlence programının yeni bir bölümünü çekti bu bölümde. Konuk olarak da Wii Whethon'ı çağırdı. Kameranın başında da Amy vardı. Bir ara Amy ile Wii arasında bir tartışma yaşandı Sheldon da garibim Wii'nin tarafını tuttu farkında olmadan. Amy de bozulup gitti haliyle. Sonra Leonard'ın uyarısı ve Penny'nin kendisine verdiği çay sanıp içtiği içkinin de kendine verdiği yetkiye dayanarak kendisini Wii'nin kapısının önünde buldu. Wii, affını isteyince de eve döndü. Bu arada Howard'ın bir türlü Bernadette'e taşınmıyor olması Bernadette'i üzmeye başlamıştı. Howard'ın tüm eşyalarını toplayıp nihayet normal bir karı koca gibi evlerine geçmeye karar vermişlerdi. Gel gelelim Howard'ın annesinin yalnız kalacağını düşünüp gönlünün kırılmamasını isteyen Bernadette yürü anana gidiyoruz deyip kocasını götürdü yeniden anasının evine. Bernadette'in sesi=Howard'ın annesinin sesi. Bu konuda hemfikiriz dimi?
Bu haftalık benden bu kadar. Person of Interest'in ilk bölümünü bitirmek üzereyim. Bu hafta olmadı, gelecek hafta zor, ertesi hafta inşallah onun da yeni bölümü aramızda olur. Keyifli bir hafta dilerim.
How I Met Your Mother; salı günü iki üç haftalık aranın ardından diziyi izlemek güzeldi. Özlediğimi itiraf edeyim. Barney'nin Quinn'den ayrılmasının ardından sokakta bulduğu bir köpekle (Barney'nin köpek olarak vücut bulmuş hali gibiydi) olan ilişkisini izledik. Köpeğe giydirdiği takım elbiseyi gördüğüm anda çok güldüm. Victoria ile Ted'in ayrılmasını bekliyordum bu bölümde zaten. Victoria ben mi Robin mi sorusunu sorunca Ted, Robin'in aileden olduğunu söyledi. Victoria da umarım bir gün onunla olursun dedi ve yürüdü gitti. Ayrılıklar sonbaharında Barney-Quinn ve Ted-Victoria'dan sonra şimdi sıra Robin-Nick çiftinde. O da önümüzdeki bölümde olacaktır zira gelecek haftanın promo fotoğraflarında Barney-Robin yakınlaşmasını görüyoruz. Yıllarca birlikte olan çiftlerin zamanla birbirlerine benzedikleri söylenir. Marshall da hafiften Lily'e benzemeye başladı. Lily onu kadınlara tavsiye vermesi konusunda eğitiyordu desek daha doğru olur. Bu arada Jason Segel ne kadar zayıflamış. Yeni filmi olan Kıvanç Tatlıtuğ'a dönmüş resmen.
İşler Güçler; Murat ve Ahmet Çalgı Çengi'nin ikinci filmini çekmek için Ankara'ya giderler, filmin ilk sahneleri çekilir ve Tülay'a izletirler. Tülay'ın izlediği ve Ankara'da geçen günlerin anlatıldığı sahneler beni benden aldı gülerken. Özellikle Ahmet'in sesini koyverip "garsooon" diye bağırışı kulağımdan gitmediği gibi dilimden de düşmüyor. Durup dururken garsooon diye bağırıyorum hahahaha. Bir de tabii oynadıkları Ankara havası var ki, o Ahmet Kural denen adam nasıl kaşık oynuyor, nasıl güzel kırıtıyor anlatamam yahu! Yılmaz Gruda'nın mezarlıktaki tiradı çok başarılıydı. Burak Satıbol'un Ezgi Aşaroğlu'nu da koleksiyonuna katması bölümde yine en çok güldüğüm anlardan biriydi. Boomcu Onur'un nişanlısıyla da bu bölümde tanıştık. Onur, meğer zengin, fıstık gibi bir kızla nişanlıymış ki, kızın babasının şirketlerinden aldığı onca teklife rağmen sanatını icra etmek için sette kalıyormuş. Kızın babasının bu teklifini duyunca, ben gidip abinle bir görüşeyim diye sen at kendini arabadan! Sonra yanından geçen arabadaki abinin repliği beni en çok güldüren sahnelerden biriydi. O replik geliyor; "hanım hanım çocuğunu arabadan atmaya utanmıyor musun? Bakamayacaksanız yapmayın kardeşim" Hahahahahaha.
Ama bölümün asıl bombası ikili karşılaşmaların Street Fighter ile birleştirilmesiydi. Sırf yukarıdaki fotoğrafı eklemek için ilk kez bir diziyi ikiye böldüm bu da tarihe geçsin :)
Bu haftalık benden bu kadar. Person of Interest'in ilk bölümünü bitirmek üzereyim. Bu hafta olmadı, gelecek hafta zor, ertesi hafta inşallah onun da yeni bölümü aramızda olur. Keyifli bir hafta dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎