Şampiyonlar Ligi vol.4

Çok özlemişim şöyle Şampiyonlar Ligi'nde galibiyet almayı. O galibiyetle yeniden kafa tutmayı falan. Dün akşam alınan 3 puan, yalnızca bir maçı kazanmaktan çok daha fazlasını ifade ediyordu Galatasaray adına. Ciddi bir eşik aşıldı, büyük bir adım atıldı. Çünkü uzun süren bir galip gelememe serisinin ardından bu kez de seri galibiyetler almak, bu galibiyetlere Şampiyonlar Ligi'ni de eklemek, Galatasaray'ın yeniden düzlüğe çıkması anlamına geliyor. Özellikle canım United'ın da Braga'yı 3-1 yenmesinin ardından grupta ikinciliğe yükselmek sürpriz gibi, mucize gibi oldu. Burak'ın attığı 3 gol sonunda galip geldik. Bi tane de yedik ya neyse, nazar boncuğu olsun. Şimdi Braga deplasmanı ve United'la Arena'da oynayacağımız maçlar kaldı. Olur mu olmaz mı bekleyip göreceğiz. Şimdi yapacağımız şeyse galibiyetin tadını çıkarmak, ta ki Mersin maçına kadar... Yazıyı foto-romana çeviriyor ve devam ediyorum.



Şimdi benim dün gece niyetim, bu Burak fotoğrafının altına "keep calm and Burak Yılmaz" yazıp yazıyı bağlamaktı. Ama öyle güzel fotoğraflar geldi ki muhtelif twitter şahıslarından, fotoğrafları birçok maçta olduğu gibi blogda arşivlemeye karar verdim.


Tabii Burak 3 gol atınca fotoğrafların çoğunluğu Burak ağırlıklı olacak. 3 gol demişken bir maçta 3 golün anlamı hat-trick biliyorsunuz. Golden hat-trick diye bir kavram varmış. Aynı maçta biri kafayla biri sol biri sağ ayakla atılan 3 gol neticesinde altın hat-trick yapıyormuş futbolcular. Burak da artık altın çocuk.


Burak'ın gol sevinçleriyle ilgili CR çakması, taklidi, bilmem nesi diye goygoy dönmüş. Ay canlarım ya... 


Emek hırsızı oldu yetmedi, şimdi de çakma mı oldu? Arkadaş Burak Yılmaz forvet, Ronaldo da şu an aktif futbolcular arasındaki en başarılı forvetlerden birisi, onu örnek almayacak da seni mi örnek alacak? 


Bugüne kadar bebek sallaması sevinci yapan adamlara Bebeto çakması mı dediniz? Bir aydır gole sevinen futbolcular Gangnam Style yapıyor onlara taklit mi dediniz? Sindiremeyene benden soda!


Şimdi gelelim Burak'ın kankası Selçuk'la olan fotoğraflarına. Bu kadar iyi anlaşan iki futbolcu, iki arkadaş, nadir bulunur. İyi ki de buluşmuşlar Galatasaray'da. 


Ben rakip takımlardaki futbolcular nasıl sevinmiş çok takip etmem. Ama Burak ve Selçuk'un bu şekilde başka bir takımda, atıyorum Fenerbahçe'de, Beşiktaş'ta olsa, ne kıskanırdım belli değil.


"Maşallah maşallah, nazar değmez inşallah" diye bir tezahürat yapın şu adamlara, ulaşabilecek olanlar söylesinler totolarını kaşısınlar falan...


Şimdi gelelim topluca yapılan sevinçlere... İlk fotoğrafta tabii ki patronlar ve yedekler var. Şu fotoğraftaki hırsı hiç kaybetmemek lazım.


Bu da yedek kadronun sevinci. Engin ve Semih yine ilk göze çarpanlar tabii.


Bu fotoğrafın öncesindeki Burak'ın koşusu da nasıl güzel olmuş!


Burak-Umut-Selçuk fotoğrafı da blogun kenarına eklemelikmiş. 


Açık ara en sevdiğim gol sevinçlerinden birisi bu. "Kramponun tozunu alma" buradan Dany'e teşekkürlerimi iletirim.


Sevgi yumağı mıymış onlar, teletubbies miymiş? Oyş!


 
 
Son söz de kaptandan. Sabri, gitmiş Romanya'da da üçlüyü çektirmiş tribüne. Son sözü de o söylüyor. Yürüyedur GALATASARAY!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎