Kitabı elime ilk aldığımda arka kapağına baktım. "Birçoklarınca en güzel aşk hikayesi olarak değerlendirilmiştir" gibi iddialı bir cümle yazıyordu. Aytmatov isminin yanına aşk hikayesi geldiği zaman gözümde tek canlanan Selvi Boylum Al Yazmalım hikayesi olur normalde. Ve gerek kitap gerekse film çıtayı öyle bir yere yükseltmiştir ki "en güzel aşk hikayesi" gibi bir iddiada bulununca sırf merakımdan aldım okudum Cemile'yi. Beklenti bu kadar büyük olunca hayal kırıklığı da kaçınılmaz oldu elbette. Cemile, 2. Dünya Savaşına kocasını asker olarak göndermiş bir kızcağız. Tarlalarda çalışıp askerlere yapılacak ekmeklerin buğdayını taşımakla görevli. Gel zaman git zaman Cemile'nin gönlüne bir başka sevgi düşüyor. Hikaye de bu sevgi üzerine kurulu zaten. Efsane bir hikaye mi, değil. Öte yandan çizdiği pastoral hava, türkülerle desteklenen kısa diyaloglar ve bilhassa Aytmatov'un basit ama etkili dili keyif veriyor. Kitabın bendeki baskısı Ötüken Neşriyattan, 80 sayfa ve 6,48 TL. Öyle boş bir zamanda denemeye değer. Okumazsanız da bir kaybınız yok sanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎