Geçenlerde Milyoner'in bir bölümünü izlerken bu kitabı sordular hangisi Fransız değildir mi ne diye... Peyami Safa'nın hiç duymadığım bir kitabını görünce şaşırmıştım şıkları internetten sorgularken. Kitaplara olan ilgim malum... Neyse kitap siparişi verirken baktığımda "en iyi psikolojik roman" gibi bir şey de okudum arka kapakta. Alayım dedim, ne kaybederim ki... Kitapta çok fazla eski Türkçe kelime var. Bazı sayfalarda yarıya bölük şekilde aşağıya dipnot verilmiş. Kafayı kaldır sayfayı oku, aşağıya kelime anlamına bak, git gel yaparken konsantrasyonum epey dağıldı. Kendi psikolojimin bu dönem çok dağınık olmasından mıdır nedir kitabın kurgusu çok dağınık geldi bana. Bir de metafizik dünyaya da göz kırptığı bölümler vardı ki aklımın almadığı şeylerden çok hoşlanmıyorum, bunlar eleştirilerim kendimce. Gelelim kitabın neden başyapıt gibi anıldığına. Psikolojik romanlar derdi olan işler. Hedefi, seni, beni, okuyan kişiyi rahatsız edip psikolojisini bi dürtmek. Kitaba dönüp bakınca gördüm ki, evet, beni epey dürttü ve rahatsız etti. Kardeşlik ilişkileri, kadın-erkek arasındaki ilişkiler, inanç dünyasının kadir olduğu güç salladı beni okurken. Zor bir kitap, edinmeyi düşünürseniz, önce bunu bilin. Kitabın bendeki baskısı Ötüken Neşriyat'tan, 319 sayfa ve 24 TL. Okursanız mesajlarınızı beklerim. Çünkü ben çok arada kaldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎