İçimde heyecana, gerginliğe, kaosa karşı bastırılamaz bir meyil olduğunu fark ediyorum bir süredir. Bunu en çok tetikleyen şeylerden birisi ise polisiyeye olan merakım. Film, dizi, kitap hiç fark etmiyor. Polisiye bir eser gördüğümde yapışıp kalıyorum. Verdon'ın, David Gurney ismini verdiği, yeni kitaplarında emekli olarak karşımıza çıkan, polis karakterin serisine ait okuduğum 7. kitap oldu. Her kitapta olduğu gibi keşke film olarak da izlesem diye düşünmeden edemiyorum. Potansiyeli yüksek, çarpıcı ve gerginliğin bir an bile düşmeyeceği bir iş olacağından neredeyse eminim. Kitap, Gurney'in bir dönem birlikte çalıştığı Mark'ın işlenen vahşice bir cinayetin soruşturmasına göz atmasını istemesiyle başlıyor. Hemen hemen her polisiyede olduğu gibi işler asla tahmin edilen şekilde gitmiyor elbette. Kitaptaki cinayetleri çözmeyi kovalarken ne vaktin ne de kitabın nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz bile. Teo'nun Zamparanın Ölümü şarkısında bir mısra vardır; "her filmden kitaptan bir rol seçerdi" diye. İşte o bensem eğer, Tepenin Laneti'nde en sevdiğim karakter Hardwick oldu. Gurney'in eski ortağı, tam bir zeki, serseri, ukala ve hafif de ağzı bozuk. Adeta kendimden bahsediyorum :) Neyse, kitabın bendeki baskısı Koridor Yayınlarından, 465 sayfa ve 60 TL. Bu türe ilginiz varsa, seriye hakimseniz öneririm. Ha seri demişken, bu bir seri evet. Çünkü aynı karakterin farklı cinayetleri çözüşünü takip ediyoruz. Öte yandan birbirini takip eden bir seri olmadığından şu sırayla okuyun diye bir iddiam yok tabii ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎