Geçtiğimiz haftalarda Batı'nın Deli Gömleği kitabını okumuştum yazarın. O kitap biraz daha batılı devletlerin Türkiye üzerinde kurmaya çalıştığı tahakkümden bahsediyordu. Hangi Batı ise işe biraz daha içeriden bakan bir kitaptı. Yani Türkiye Batıyı nasıl görüyor, neresinde olmaya çabalıyor ve bunun ne kadarını başarabiliyor? Yahut tam tersi batının bir parçası olmalı mı bunu sorguluyor. Sıklıkla Mustafa Kemal'in batıcı olmaktan ziyade "muasır medeniyet" ifadesine atıfta bulunarak aslında mevzunun batı olmadığını, çağdaşlaşmanın başarılmasını ve ilerici medeniyetlerin gerisinde kalınmaması gerektiğini anlatıyor. Sert ve altı dolu İnönü eleştirileri var mesela ve İnönü'yü Tanzimatçı yönetim ile kıyaslayarak onlara benzerliklerinden dem vuruyor yazar. Günümüzde epey tartışılan İnönü'nün, aslında eleştirilebilir tarafları olduğunu düşündürdü bana okurken. Bugünkü siyasilerle bir kesim düşünürlerin yaptığı gibi yok Lozan'da kaybetti, yok şöyle başarısızdı, böyle beceremedi şeklinde değil. Öte yandan eğitimin ne kadar boş kaldığını eleştiriyor mesela ki günümüzde halen ülkenin en büyük sorunlarından birisidir eğitim bana göre. Farklı bakış açıları sağlayan bir kitap oldu benim açımdan. Ve kesinlikle diğer kitaptan daha tatmin ediciydi, çünkü işe biraz da içeriden bakmamı sağladı. Bu sebeple de kesinlikle, özellikle de bugünlerde kesinlikle okunmasını tavsiye ederim haddim olmayarak. Kitabın bendeki baskısı İş Bankası Kültür Yayınlarından, 323 sayfa ve 64 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎