Disney Plus Türkiye'ye gelecek dediklerinde ekrandan çok sevdiğim birkaç isim geçmişti; Halit Ergenç, Timuçin Esen ve Metin Akdülger bu isimlerde ilk üç sırayı almıştı açık ara. İlk izleme şansına nail olduğum isim ise Dünyayla Benim Aramda isimli bir dizi çeken Metin Akdülger oldu. Metin'in hatrına izlemeye başladım dizi ve geride bıraktığımız hafta yayınlanan bölümle "galiba" final de yaptı. Hadi konuşalım. Spoiler olabilir de olmayabilir de, uyarımla başlayayım.
Dizide Metin'in dışında Buğra Gülsoy, Demet Özdemir ve Hafsanur Sancaktutan başrolleri paylaşıyorlar. İbrahim Selim gibi, Zerrin Tekindor gibi başrolün önüne geçecek kadar nefis yan roller de mevcut elbette. Diziyi Metin için izlemek istiyordum dedim ya, Metin dizinin 5. bölümünde arzı endam eylemeye başlıyor, benim gibi düşünenleri uyandırayım. Dizi zaten 8 bölüm. Resmen fabrikasyon işi zeytinli poğaçalar gibi. Hani zeytinli poğaça diye alırsın da poğaça hamuruna üç kere zeytin zeytin zeytin diye üflenmiştir, içinde zeytin yoktur. Hah, işte bu diziyi de Metin Akdülgerli yapacağız dediler, senaryoya üç kere Metin, Metin, Metin diye üflemişler. Metinli olmuş mu? Olmamış. Al sana ilk hayal kırıklığı. Dizinin her bölümü neredeyse bir saat sürüyor. Ve her bölüm kendi içinde üç kısma ayrılıyor. Sanırım dizide Metin üflemesi dışında beğendiğim tek detay da bu bir bölümün üç bölüme ayrılması olayı.
Diziyi izlerken bu kadar ifrit olacağım aklımın ucuna gelmezdi. Dizinin hikayesini anlatayım da siz de ifrit olun. Başrolümüz İlkin hanım (Demet Özdemir), sevdiceği Tolga (Buğra Gülsoy) ile bir süredir ilişki yaşamaktadır fakat oyuncu hezeyanlarına sahip Tolga ufaktan içine kapanmaya başlar (erkek kısmısı biraz böyle). İlkinciğim de napsam napsam diye düşünürken kankisi Burçin (Zerrin Tekindor), sana anlatmıyorsa derdini fake bir hesap aç ona konuşsun diye İlkin'i gazlar. İlkin de durur mu açar hesabı ve sevdiceğine yürür, sohbet eder, adamı konuşturur. Bu nasıl bir işkembe sahipliği bilemiyorum diye izlerken ifrit oldum işte. İkinci hayal kırıklığım bu oldu. Ama olaylar bu kadarla kalıyor mu? Tabii ki hayır! Tolga da kıza artık seni görmem lazım demez mi?! Tabii ki der! İlkin de yanında çalışan Sinem isimli arkadaşımızdan sevdiceği ile buluşmasını talep eder ve olaylar gelişir. Ebleh bir kız (Hafsanur'un oynadığı) Sinem. Mıy mıy, güçsüz, hayatta hiçbir şeyi başaramamış, silik bir tip. Bir kadında asla olmasını istemediğim özelliklerin adeta iki ayaklı şekilde bir araya gelmesi gibi... Bu da üçüncü hayal kırıklığım.
Son olarak Metin... Kenan olarak diziye 5. bölümde girdi dediğim gibi. Fiziksel rehabilitasyoncu, yaşam koçu gibi bir rolle İlkin'e yardımcı olmak için. Tolga kıl, Tolga uyuz, Tolga'nın hezeyanlarından bıktık, Kenan cool, Kenan hoş, Kenan diziye girdiği bölümün adındaki gibi "here comes the sun" şeklinde güneş gibi doğuyor. İlkin de durur mu çarpıldı Kenan'a. Neticede ne olduğunu konuşmayalım ama final beni tatmin etti diyebilirim. Dizi boyunca beklenenlerin hiçbiri, şükürler olsun, olmadı ve bir hayal kırıklığından daha kurtulmuş olduk. Netice olarak Metin Akdülger'i çok beğeniyorum. Müthiş enerjisi ile beni yaptığı her işin karşısına çiviliyor. Ama dizi vasat, üzgünüm. İkinci sezon falan lafları okudum ortamlarda, üff ne alaka ya diye kapattım. Olmaz, olmasın. İzleyeni kutlarım, izlemeyenin kaybı yok. Neyse çok ekşidik, tatlı bitireyim; Metin çok iyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎