Çok enteresan bambaşka bir yazar okuyor gibiydim. Semerkant, Doğu'nun Limanları ve Uzaktan Aşk kitaplarından sonra şarktan sıyrılıp, geçmişten sıyrılıp, güvenli limanlarından sıyrılıp, Amerika ve batı merkezli, geleceğe dönük, distopik bir zamandan bahsediyor. Konfor alanının epey dışında bir işe imza attığı için kutlamak lazım aslında. Ki normalde distopik kitapları da Maalouf okumayı da seven bir okurumdur. Benim beklentim mi farklıydı nedir anlamadığım bir yavanlık vardı. Çarpılarak ve duygu yoğunluğu ile okuduğum Maalouf nerede bu kitap nerede... Sınavdı, çalışmaydı derken elimde uzun uzun kalınca, beni yormuş da olabilir diyeceğim ama yok cidden. Aslında konu itibariyle nefis bir fikir var; bir adada yaşayan Alec, radyosunun ve iletişim araçlarının çalışmamasıyla şaşırır ve yaşam olan en yakın adaya giderek nedenini araştırmaya başlar. Aslında bunun bir nükleer saldırı olduğunu düşünüyor olsa da, işler bir parça farklıdır... En özet haliyle bu şekilde anlatırım. Potansiyelli keyifli bir konu ama olmamış. Dağınık biraz evet, en iyi bu şekilde ifade ederim. Kitabın tek güzel tarafı baş kahramanımızın yaşadığı ada. İster istemez okurken gözümün önünde sahneler canlanıyordu okurken. Açıkçası havaların inceden soğumaya başladığı bugünlerde de tatlı hissettirdi. Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 216 sayfa ve 42 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎