Geçen hafta akşamlarından bir tanesinde ne izlesem diye Netflix'te geziyorum. Önerilen diziler arasında bir mini dizi dikkatimi çekti. İspanyol yapımıydı, İtalyancaya yakın olduğu için severim İspanyolcayı da. Dedim ne kaybederim ki? Açtım izlemeye başladım. Kalbimi dağladığı için kısacık diziyi parça parça izlemek zorunda kaldım. Tek seferde bitiremedim. Dün gece itibariyle bitti. Bu saatlere ancak toparlanıp yazmaya hazır hissettim ve işte buradayım :) biraz konuşacağım artık. Yazının devamı spoiler içerebilir, uyarmış olayım.
Dizi on birer dakikalık on bölümden oluşuyor. Dediğim gibi mini bir dizi ve tek sezon. Yani aşağı yukarı 1,5 saatte gömülür geçilir. Fakat o kısacık 11 dakikalar öyle yoruyor ki, eğer bu konuda bir yaranız varsa, tek seferde bitirmek, en azından benim için, başarılabilecek bir şey olmadı yazık ki. Bu konudaki yara derken? Uzun bir ilişki, artık yürümemeye başlıyor, erkek bireyden ayrılık kararı geliyor ve biz kadın bireyin ayrılık sürecini sindirmeye olan çabasını izliyoruz. Tanıdık geldi mi? Bana epey geldi de... Uzun, gerçekten uzun süren her ilişki sanıyorum bitmeye mahkum oluyor. Bu yüzden çok sevmekten uzak kalmak en sağlıklısı sanıyorum. Bir de öz eleştiri gelsin haydi bu noktada. Oyunlarda falan kazanmayı seven, kaybetmeye tahammülü olmayan bir yapım var. Acaba vazgeçmeyi de bir tür kaybediş olarak gördüğümden mi bu kadar kitlenip kalıyorum? Dedemin İnsanları Ozan gibi isyan edesim geldi: "Metaforlar, çıkın aklımdan!" Neyse, magazin bölümümüz bittiğine göre sanat bölümüne geçebiliriz, buyursunlar.
Dizinin her bölümü on birer dakika dedim ya, bu on dakikayı bölümün başında şu şekilde bölmüş yönetmen; geçmişten 9 dakika bugünden 2 dakika, geçmişten 8 dakika bugünden 3 dakika, geçmişten 4 dakika bugünden 7 dakika... Ne demek istediğimi anladınız işte. Ayrılığın olduğu ilk bölümden itibaren geçmişi anımsaması her gün birer dakika azalıp, bugüne tutunması her gün birer dakika artıyor. Ooo metafor, alırım bi dal gülümsemesi geldi mi? İşte şimdi dikkatinizi çektiğimi düşünüyorum. Bu birer dakika azalma olayını da son bölümlerden birinde (sonuncu veya sondan bir önceki) kadın birey kendi annesinin ölümü üzerinden anlatıyor ve bölümlerin neden bu şekilde çekildiğine ilişkin soru işaretini siliyoruz. Bölümlerin bu şekilde bölünüyor olması da öyle 3 dakika birlikte olduğu zamanı anlatıp bir geçişle hooop bugüne bağlanma şeklinde değil elbette. Hayatta da olur ya bi koku duyarsınız o koku sizi alır başka bir zamana kısacık bir ana götürür, hah işte öyle, anımsayarak geçiyor geçmiş bölümleri. Artık finalini söylemeyeyim de gidin izleyin. Ortalama bir film uzunluğunda zaten tüm bölümlerin toplam süresi. Ben çok sevdim. Sizin de sevmenizi temenni ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎