Aman Allahım! Bu kitapla öyle bir anda tanıştım ve öyle bir zaman diliminde okudum ki, hayatıma yansıması enler kulübüme girerek oluştu. Spoiler vermeyeceğim henüz okumayanlar için, ama askıda kalan son sahnesi olmasa 10/10 yazardım defterime bu kitabın puanını. Yine de şu şerhi düşmeliyim; kitap gerçekten şahane mi yoksa benim için dönemsel olarak çarpılma mıydı emin olamamakla birlikte en son söylediğimi baştan söyleyeyim; nefis bir kitap. Güçlü bir hikaye üzerine oturtulmuş, arafta kalmışlığın kitabı bu. Kitabın bunca başarılı olmasının sebebi bence Maalouf'un kendi hikayesini kitabımızın baş karakteri Adam üzerinden anlattığını düşünüyorum. Lübnan'da doğmuş Hristiyan bir Arap, iç savaştan önce Fransa'ya gidip yaşamaya başlıyor, bir şekilde doğduğu topraklara geliyor ve hayat döngüsünü en başa getiriyor tekrar. Hazır başlamışken konuyu da özetleyeyim. Adam, Paris'te yaşamını sürdürürken bir gece çok eski bir arkadaşından ölüm döşeğinde olduğuna dair bir telefon alır ve o arkadaşına veda etmek için doğduğu ülkeye, Orta Doğu'ya bir seyahat planlar. Bu seyahat yalnızca arkadaşına ve doğduğu topraklara değil, geçmişine de olacaktır. Evet, biraz kitap arkası yazısı gibi oldu ama bence güzel özetledim. Dostlar, hayatın ayırdığı dostlar, yıllarca görüşemeyen ama görüştükleri an hiç ayrılmamışçasına goygoya devam! Kalbime dokunmasın da ne yapsın bu kitap, şahane olmasın da ne olsun?! Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 457 sayfa ve indirimsiz fiyatı 280 TL. Beklenti yükseltmeli işlere girmeyeceğim ama bence edinin ve okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎