Halit Kıvanç ile ilgili tek cümlelik bir biyografi yazacak olsaydım kuracağım cümle belli: "Futbola adanmış bir hayat". Yaklaşık 50 sene boyunca gerek milli takımın gerekse gönlünü verdiği Fenerbahçe'nin peşinde gezmiş durmuş. Dünya Kupaları, sayısız maç anlatımları, efsanelerle röportajlar... Kariyerinin hakkını vermiş ömrü boyunca. Mesela bugün 94 yaşında olan Halit Kıvanç'ın, 17 yaşındaki Pele ile uluslararası anlamda ilk röportaj yapan gazeteci olduğunu biliyor muydunuz? İşte ben bu kitaptan öğrendim. Galatasaray'a dair anılarını daha dikkatli ve mutlulukla okudum. Özellikle Metin Oktay ve Turgay Şeren'li anekdotlarda gözlerim dolu dolu oldu. Sanırım futbolun asıl güzelliği işin pazarının bu kadar büyümediği zamanlarda vardı. Taraftarların bütün maçlara yarı yarıya girebildiği, deplasmana gidildiğinde kafes gibi bir kuytuda maç izlenmediği, futbolculara jübile maçları yapılıp o maçlarda ezeli rakibin formasının bile giyilebildiği zamanlarda... Şimdi nostalji övecek değilim ama taraftarlık aslında gönül bağıyla kurduğumuz romantik bir sevgi ve günümüzde her şey gibi romantizm de cayır cayır tüketilirken taraftarlık da o zamanlardaki kadar gönül işi değilmiş gibi geliyor bana maalesef. Neyse, kitap keyifli, zaten kısa kısa anılar yazıldığından bir çırpıda okuyup bitiriyorsunuz bakmayın kalın olduğuna. Kitap NTV yayınlarından, 408 sayfa ve 25 TL. Futbol seviyorsanız bunu da seversiniz bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎