İlk okuduğum kitabından bu yana çok değişti fikirlerim. Bana biraz absürt, hayalci ve açıkçası fantastik gelmişti. Oysa hiç öyle değilmiş yada ben diline, anlatımına alışmaya başladım. Bu 4. Sait Faik kitabı okuduğum ve neden uğruna hikaye ödülleri verildiğini her okuduğum hikayesinde bir kez daha anlıyorum. Seri olarak aldığımı daha önceki kitaplarda belirtmiştim. Serideki kitapları okuduklarımın arasına serpiştiriyorum birkaç kitapta bir de Sait Faik arası oluyor benim için. Kitapta 20 hikaye ile birlikte Haldun Taner'in Sait Faik için yazdığı kısa bir de anekdot var. En çarpıcı hikayeler kitaba adını veren Semaver, İpekli Mendil ve İhtiyar Talebe oldu benim için. Özellikle İhtiyar Talebe, keşke Sait Faik hikayelerle kalmasaydı da roman türünü de daha fazla deneseydi diye düşünmeme neden oldu. Haldun Taner'in Sait Faik için yazdıkları ise kalbe dokunur cinsten. Diyor ki Haldun Taner; "Türk hikayeciliğine o zamana kadar hiç benzersiz bir tarz getirdi. Sait Faik, bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu." ve devam ediyor; "Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik." Kitabı okurken bu "en önemsiz görünen şeylerin" farkına varmak büyük keyifti benim adıma. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İşbankası Kültür Yayınlarından, 138 sayfa ve 11 TL. Okumanızı öneririm mutlaka.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎