Engin Günaydın Netflix için bir dizi çekecek dediklerinde Allah kalbimi biliyor, heyecanlanmıştım. Daha önceki işlerinden Vavien nefisti mesela. Anlatmak istediklerini çok tatlı bir dille yazdığını ve oynadığını biliyordum. Bu yüzden Andropoz, benim için heyecan vericiydi. Neticede Andropoz bitti ve ben de kişisel tarihime not düşmek için bloga geçtim. Biraz detaylandırıyorum öyleyse.
Dizi Netflix'te. 6 bölümden oluşuyor. Her bölüm aşağı yukarı 45 dakika sürüyor. Engin Günaydın, bir tuhafiyeci, Yusuf karakteriyle karşımızda. Eşini Derya Karadaş oynuyor ki sürekli Yalan Dünya Zerrin'e dönüşmesini bekledim sırıtarak. Bir oğulları bir de kızları var. Marmaris'te yaşıyorlar. Yusuf'un ailesi dışında bir aile daha var ki evlere şenlik. Ailecek ağızlarına küfür bu kadar güzel oturan bir aile daha görmemiştim sanıyorum. Bilhassa toksikoloji derslerinde gösterilecek kıvamda bir toksik ablamız olan ve Gülçin Şantırcıoğlu tarafından canlandırılan Şahinde karakteri beni çok güldürdü. Keza "kuması" olan Svetlana da öyle. Bir Rus'un ana avrat küfrettiğini düşünün. Bence komik. Yusuf, 50. yaşını geçmesinin ardından doktorunun tabiriyle bazı "değişimler" geçirmeye başlıyor. Kum saatinin ters dönmeye başlamasının ardından yaşanmaya başlayan bu psikolojik ve fiziksel değişimlere erkeklerde andropoz deniyor, biliyoruz. Aslında yapılan değerlendirmeler ekseri psikolojik ama siz ne demek istediğimi biliyorsunuz, konumuz bu değil zaten. Ne diyordum, Yusuf. Saçlarını boyuyor öncelikle. Vücuduna daha bir ilgi göstermeye başlıyor. Bir nevi ergenliğe dönüş diyebiliriz sanıyorum.
Yaşadıkları yer Marmaris dedim ya. Deniz kıyısında minicik bir iskelesi olan nefis bir eve niyetleniyorlar ki dizinin bu bölümlerini izlerken ağzımın suyunu aktığını itiraf etmeliyim. İşte ileride, hayatımın çalışmadığım dönemlerinde, yaşamayı hayal ettiğim ev o ev. Küçük bir bahçe, önüne sandalyemi atıp oturabileceğim bir veranda, uyanınca denizi görebileceğim kare bir pencere, birkaç kişi aynı anda oturup yenilip içilecek bir masa... Tam da buradan yakaladı kalbimi en çok, itiraf etmem gerekirse. Bu noktada da görüntü yönetmenine bağlamak istiyorum. Nefis Marmaris görüntüleri yok, evet. Fakat çekim kalitesi ve renklerin o sarı sıcak efekti öyle güzel düşmüş ki dizinin üzerine, özlediğim yaza kavuşmuş gibi hissettim. Ben yazıyı yazarken dizinin puanı IMDB'de 6,8/10'du. Çingene olmadığım için buçuklu işlere girmeyip 7/10'u yapıştırıp geçtim. 6 bölüm 45 dakikadan 4,5 saat yapar. Bence izlenir. İzleyenlerin yorumlarına da açığım tabii ki. Engin, yazmaya devam etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎