Ayşe Kulin ne zaman böyle tarihten bir kadın hikayesi yazsa her okuduğumda çarpılıp kalıyorum. Ne cevherler yetişmiş bu ülkenin topraklarında, kadınlar, özellikle cumhuriyet kadınları ne güzel yetiştirmişler kendilerini, ne güzel inanmışlar, ne faydalı işler yapmışlar... Tamam, erkekleri yadsımıyorum fakat kadının elinin değdiği yeri güzelleştirdiği de bir gerçek olarak karşımızda dikiliyor. Kitabı okurken Yaşar Kemal'in "iyi insanlar güzel atlara binip gitti" cümlesi gelip gitti zihnime sürekli. Füreya Koral, ülkemizin ilk kadın seramik sanatçısı. Hayatı cumhuriyetin kuruluş yıllarında başlayan, birçoğumuz gibi Mustafa Kemal'e hayranlık besleyen fakat birçoğumuzdan şanslı olup onun yakın çevresine de girmeyi başaran bir kadın. Ölümün kıyısından defalarca kez dönmüş, kendini sanatına adamış bir hayata sahip. Ayşe Kulin kitabın bazı bölümlerinde önce Füreya'nın ağzından hasta yatağında bir hayat hesaplaşması okuyoruz. Diğer bölümlerde ise dışarıdan bakan bir gözle hayatının dönüm noktalarını anlatıyor. Ağzında altın kaşıkla doğmuş ve görece şımartılmış bir kız çocuğu da olmuş Füreya Hanım, yokluğu da görmüş, sevilmiş de, eşinden tokat yiyecek kadar toksik bir ilişki de yaşamış. İyisiyle kötüsüyle seksen küsur seneye dolu dolu bir hayat sığdırmış. Ne mutlu ki Ayşe Kulin de yazmış, ben de okuma fırsatı buldum. Siz de okuyun, ıskalamayın. Kitabın bendeki baskısı Everest Yayınlarından, 424 sayfa ve 149 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎