Bayılıyorum böyle temposu yüksek maçlara. Takım hafta içi maç yapıp gelmemiş gibi birazcık rotasyonla yine maçı koparıp aldı. O ufacık rotasyona da bir parça değinelim. Mesela Tete. Maşallahı vardı çocuumun Başakşehir'in sol beki istifasını vermiş olabilir, bi kontrol edebilir miyiz? Mesela Davinson, sanki kırk yıldır Galatasaray stoperiymiş gibi hiç sırıtmadı. Son on dakika Ndombele bile biraz zaman aldığı takdirde iş yapacağının sinyalini verdi benim izlediğim yönden. Takım birlikte oynamaya devam ettikçe bence hafta içi oynanan Kopenhag maçının ötesine gidecek ve güzel şeyler başaracak. Bu arada Hakim'in golü ilk yarının sonlarına doğru geldi. Ayağına oturan nefis bir vuruşla çözdü işi. İkinci gol ise Kerem'in ceza sahasında düşürülmesi neticesinde verilen penaltı neticesinde Mauro tarafından atıldı ki üst üste artık bu kaçıncı lig maçı golü ben saymayı bıraktım, maşallahı var arslanımın. Maça dair canımı en çok sıkan şey ise Kazımcan oldu. Tam çocuk kadroya girecek güzel işler yapacak derken sakatlanıp iki büklüm sahadan çıkması beni çok üzdü. Dilerim ki kötü bir durum yoktur ve hemen hafta içi oynanacak İstanbulspor maçında sahadaki yerini alır. Şahsen Kazımcan'dan beklentim çok yüksek. Böyle can sıkıcı şekilde oyundan çıkmak durumunda kalması üzücüydü. Hakem performansını konuşmaya gerek yok çünkü VAR heyeti mi daha kötüydü sahadaki mi kestirmek zor. Başakşehir de bu sezon Galatasaray'a gol atabilen tek takım olmanın (hem de Galatasaray'ın oyuncusu Leo ile) keyfini sürsün şimdilik. Hedef 24, yürüyedurun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎