Coelho kitaba önsöz yazarken demiş ki, işbu kitap Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım ve Veronika Ölmek İstiyor kitaplarıyla bir üçleme oluşturur ve bu üçlemenin de son kitabıdır. Aşk, ölüm ve iktidarla ansızın karşı karşıya kalan karakterlerin yürüdüğü yolları anlatıyormuş üç kitap da. Ben ilk iki kitabı okumamışken bunu okudum ki bayılarak geçti. Kitap en özet haliyle şundan bahsediyor; hiçliğin ortasında bir kasabaya bir yabancı gelir ve kasabanın yerlilerinden birine kasabadan birini öldürmeleri şartıyla ömrü boyunca hiç çalışmadan yaşayabilecekleri kadar para karşılığı olan altın külçelerini bırakmayı teklif eder. Yani Tolstoy'a atfedilen o sözdeki gibi "tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; ya şehre bir yabancı gelir ya da bir insan yolculuğa çıkar". Kasabalı ya iyiliği seçip hiçbir paranın hiçbir candan daha kıymetli olmadığını ispatlayıp yabancıya yallahı çekecektir ya da kötülüğü seçip büyük bir günaha sessizce ortaklık ederek zengin olacaktır. Kitap iyi ile kötünün savaşını anlatıyor. Bunu da Leonardo Da Vinci'nin Son Akşam Yemeği tablosunda İsa'yı ve Yahuda'yı çizerken aynı insanı model olarak seçmesine gönderme yaparak anlatıyor. Göndermeler, karakterlerin çizdiği çerçeveler, yaşadıkları içsel sorgulamalar, okurken beni büyük cezbetti açıkçası. Öyle ıskaladığım bir kitap gibi geldi ki bu bana, diğer iki kitabı hemen alışveriş listeme ekledim. Kitabın bendeki baskısı gördüğünüz üzere Can Yayınlarından, 168 sayfa ve 124 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎