Cemal Süreya'nın her şiirini, her beyitini, her dörtlüğünü gördüğüm zaman çarpılıyorum. Kalbime elini dokunup çekiveriyor adeta. Bu yüzden onunla ilgili, onun elinin değdiği her şeyi de okumak istiyorum açıkçası. Biliyorum, mektup kişiseldir -en azından iki kişisel- fakat bu kitap basıldıysa eğer, okuyarak o kişiselliğe dahil olmak bizim suçumuz değil, kitabı basanın bence. Kendimi akladığıma göre geleyim kitaba... Cemal Süreya'nın eşi Zuhal Hanım ameliyat olmak için hastaneye yazar. Süreya ise hastanede geçirdiği her bir gün için ona sayfalarca dolusu mektup yazar: bazen evde, bazen bir kahvede, bazen vapurda, bazen ise arkadaş ortamında... Yazdığı her mektubu da ertesi gün eşine vermek üzere hastaneye götürür. Mektup alışkanlığı aile bir araya geldikten ve hatta farklı illerde yaşamak zorunda oldukları zaman da devam eder. Cemal Süreya, Zuhal Hanımı çok sevmiş. Rahatsızlığı ve ondan uzak kaldığı dönemde bunu öyle güzel sözlerle ifade ediyor ki, imrenmemek elde değil. Bir de güzellik yapmış mektupları derleyip yazan biz okurlara: kitabın solunda Cemal Süreya'nın el yazısı ile mektubun orijinal halini sağ tarafında ise temize çekilip daktilo edilmiş halini görüyoruz. Ben okuyabildiğim kadarıyla el yazısından okudum. İnci gibi olmasa da zarif bir el yazısı varmış. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 192 sayfa ve 19 TL. Benim gibi İkinci Yeni Şairlerini sevenlerdenseniz kaçırmayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎