BluTv'de dizi ilk çıktığından beri reklamını o kadar çok gördüm ki artık izlemeye karar verdim. Zaten 8 bölümlük ve tek sezonluk bir işti. Ne kaybederdim ki? Beklentiyle girmeyince, gayet de beğendim. Uykusuz geceler geçirdiğimden 1-2 arası veya 2-3 arası tek bölüm tek bölüm ilerleyerek 8. gecenin şafağında bitirdim diziyi. Öyleyse buyursunlar.
Dizi BluTv'de, 8 bölüm ve her bölüm yaklaşık bir saat sürüyor, Imdb puanı 8.1/10'du ben yazıyı yazarken, benim için de bi 7,5'u var temiz. Bir Kadın Bir Erkek gibi, Aynen Aynen gibi, Bizden Olur Mu? gibi tek mekan, iki karakter üzerinden yapılmış bir iş İlk ve Son. Bana biraz da geçtiğimiz aylarda bitirdiğim, yine 2021 yapımı olan İspanyol dizi Seni Unutma Zamanı'nı anımsattı. En özet haliyle konusu şu şekilde; Deniz ve Barış'ın ilişkilerini tanışmalarından ayrılmalarına, fakat bir şekilde birbirilerinin hayatlarında kalmalarına ve bunu yaydıkları on seneye bir bakış atıyoruz. Her bölümde ilişkinin başından ve sonundan anılar canlanıyor. Deniz, baba sorunları olan ve kendini sürekli güçlü tutmaya çalışan isyankar bir ablamız. Kimseye müdanası yok. Barış ise tam tersi; annesinin paşası olarak yetiştirilmiş bir klişe, hayatta atacağı her adımda illa ki yönlendirilmek ve illa ki onaylanmak istenen biri, sevgi bağımlısı, duygusal. Bu yapış yapış hali bana Masumiyet Müzesi'ndeki Kemal'i anımsattı diziyi izlerken sık sık. Tamam hepimiz sevdik, hepimiz ayrılık acısı çektik de bu kadar dağıtmadık yavrucuğum be! Kof bir tip. Hiç hoşlanmam. Dizide en sevdiğim şey açık ara müzikler oldu. BluTv bir de kolaj yapmış Spotify'dan, dinlemelik. Hele, 2. mi 3. mü bölümün sonundaydı sanırım Yıldız Tilbe'nin Vazgeçtim'i bi girdi..... Sırf Yıldız Tilbe şarkılarından bir dizi yapsalar, hani her şarkıya bir bölüm olacak şekilde bir ilişkinin hikayesi mesela. Var ya, müthiş olur. Eh, şarkılar da müsait. Bulursun yani Yıldız Tilbe külliyatından bir ilişkinin giriş, gelişme, sonuç şarkılarını çok rahat. Oooo senaryo tavsiyesi, alın bi dal da izleyelim.
Dizinin baş karakterlerinden Deniz'i Özge Özpirinçci, Barış'ı Salih Bademci canlandırıyor. Fonda ise Deniz ve Barış'ın duygu durumlarını ifade eden bir dış ses var, bence baş role kendisini de koyabiliriz, zira ilişkiyi bu kadar kısa sürede bu kadar iyi anladıysak, kendisinin sayesinde. Barış'ın annesi beni en çok yakalayan karakter. Bu Teo'nun Zamparanın Ölümü şarkısındaki gibi "her filmden, kitaptan bir rol seçerdi" şeklinde bir yakalama değil ama. Kurgunun beni gerçeğe en çok yaklaştıran karakteri diyeyim. Bu kadın gerçekte de var yani anlatabiliyor muyum? Çok yakın bir arkadaşımın (!) başına gelmişti istenmeyen sevgili olma durumu, oradan yakaladı beni. Son bölüme kadar da büyük antipati besledim. Sacide Taşaner'e saygılarımı sunuyorum bu bağlamda. Aslında "toksik" olarak nitelendireceğimiz birçok ilişki türü var. Dizinin 8 bölümü üzerinden düşününce Barış ve Deniz'in ilişkisini de bu bağlamda değerlendirmek mümkün. Tutku, şehvet, arzu, kıskançlık, hepsine varım. Fakat birbirini seven, dizide anlatıldığı seviyede seven, iki insanın bu kadar çatışıyor olması beni şaşırtan. Çünkü bence aşk kavga eder gibi, ringde boks yapar gibi yaşanılmamalı ya. Tamam kimse kimseye gül bahçesi vaat etmesin. Ama zıkkımın dibi, biraz da birbirinizin yarasına iyi geliverin. Yeterince derdimiz yokmuş gibi bir de hayatımızdaki insanla gırtlak gırtlağa gelmeyelim. Neyse konudan sapıyorum, rayıma gireyim. Dizi güzel, bir parça yaranız varsa çok daha güzel. Yine de herkesi yakalayamayabilir. BluTv'ye para döktük ne izleyelim diye düşünürseniz, ilişki dramasından hoşlanıyorsanız, neden olmasın, bi deneyin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎