2010'dan satır başlarım

Bu yılı da iyisiyle kötüsüyle bitirmiş bulunuyoruz. Yaklaşık 2 saat sonra, yeni bi yıla adım atacağız. Her yeni yılda insan karalar alır. Daha güzel geçsin diye dilekler tutar. Öyle ki bununla ilgili şarkı bile yaptı Sertab Erener. "Yeni bi aşk, yeni bi iş, yine gülecek bi neden lazım" diye.. İstedim ki, 2010'dan aklımda kalanları bi yazayım. Bakalım neler çıkacak benden..

Yılbaşında televizyonda ne var?

Bugün amme hizmeti yaparak sizin için yılbaşı programlarını tek tek toparlıyorum. Yarın gece televizyonda neler var? Ne izleyebiliriz? En keyifli programlar hangi kanallarda? Hangi sanatçı hangi kanalda çıkacak hepsinin cevabı içerde. Buyrun başlayalım.

A vs. B

Bu bi kıyaslama yazısıdır. Aslında kıyas yapmayı çok seven biri değilim ben. Buna rağmen insanı arada bırakan durumlardaki tarafımı belli etmeden de duramadım. Bakalım neler çıkacak. Zahmet eder de okursanız, okumakla kalmayın, seçenekler arasından kendi tarafınızı seçin. İnteraktif bi yazı olsun :) Başlıyorum;

Aşure {fotoğraflı tarif}

Aşure günü aslında 17 Aralık'taydı. Fakat ancak toparlanıp pişirebildik. Daha bu sabah yaptım, tattım ve tadar tatmaz da planladığım gibi bloga yazmaya karar verdim. Zaten aşure gününden beri pişirirken fotoğraflayıp bloga yazmak aklımdaydı. An itibariyle hem kaşık kaşık aşuremden yiyorum, hem de tarifi yazıyorum :)) Buyrun içeri;

Memlekette Demokrasi Var

Müjdat Gezen'i uzun süredir beyaz perdede izlememiştim. Onun kara mizah anlayışını dinlemeyi, okumayı ve bilhassa seyretmeyi çok seven biri olarak bu beni ziyadesiyle üzdü. Evet, öğrencilerine yoğunlaştı Müjdat Hoca, onları çok da iyi yerlere getirdi. Fakat kendisini de bu tarz projelerde izleyip, hatırlamak, kendi adıma önemli bi durum. Memlekette Demokrasi Var'ı biraz evvel izlemeyi başardım.Kara mizah ile dönem mizahını harmanlamayı başaran keyifli bi iş olmuş öncelikle..

En istenmeyen adam ödülü....

Ayhan Akman'a gidiyor.. Anket yapmıştım geçtiğimiz hafta içinde. Galatasaray'da en istemediğiniz insan kim? Kim gitsin diye.. Ayhan Akman 12 oy ile Adnan'ları bile geçerek zirvede yer aldı. Kaptanını istemeyen bi taraftar profiline sahipsin Galatasaray. Ha benim oyum da Ayhan'a gitti o ayrı. İstenmeyen adamı başımıza kaptan dikenler utansın.. Sonuçlar içerde;

Bu aralar ne dinliyorum #7

Ceceli'nin hemen hemen her şarkısı bloga konu oldu ama ne yalan söyleyeyim yazdıklarımın içinde en bombası, beni en derinden etkileyeni, en acıtanı bu oldu. Ceceli, Unutamam'dan sonra Enbe Orkestrası'yla bu kez de Eksik şarkısını söylüyor. Şarkıda Mustafa'nın yükselişleri ve geçişleri kadar dikkat çeken bi diğer ayrıntı, Enbe Orkestrası'nın güzel ve muhteşem sesli vokalisti Elvan. Şarkının bir de videosu mevcut, o da içerde Bakalım Eksik nasıl bir şarkıymış, buyrun içeri..

Anıl Dilaver & Lorik Cana

Suratsızlığım canına tak etti herkesin sanırım. Ama dün bi lokma da olsa toparlandım. Galatasaray ile ilgili hiç bi umudum, arzum kalmadı, itiraftır bu. Yılın son itirafı. Yazın bunu bi köşeye :)) Umudum yok dedim ya, cidden öyleydi. Dün kim gol atarsa atsın bugün Konyaspor - Galatasaray maçı bloga giremezdi. Fakat öyle bişey oldu ki, yazmazsam ayıp artık. Aslında fotoğrafı dün gece görüp twitlemiştim, yazmak fırsat olmadı çene çalmaktan. Pijama partisivari bişey vardı dün :)) kız kıza dedikodu falan yaptık geç saatlere kadar. Sonra da sevgiliyle çene çalma faslı başladı derken Anıl'ın golü sabaha kaldı.

nokta..

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

Aylık Yazılar #Aralık

Sevemedim iki bin 10'u pek.. Çünkü 2010'da güzel şeyler olmadı. Evet tüm hayatıma değecek derecede güzel bişey oldu. Kaybetmekten en çok korktuğum ve kaybettiğim şeyi geri verdi 2010. Yeniden hayatımın en güzel günlerini yaşamama sebep oldu. 2010'da 10 gün vardı ki, bütün ömrüme değecek günlerdi. Gündüzüyle, gecesiyle. Ama kalan 355 günü at çöpe gitsin demekten başka bişey gelmiyor elimden. Neyse, aralık ayını konuşalım da bi, 2010'a da sıra gelecek, az kaldı :)) Buyrun efendim;

Deli Saraylı'nın sessiz vedası

Çok heyecanlıydım bu dizi başlayacağında. Öyle ki pek adetim olmayarak bloga izleyin bu diziyi, seveceksiniz minvalinde bi tanıtım yazısı bile karalamıştım. "Nefes alıyorsak umut vardır" olmuştu o yazının başlığı. Gani Müjde beyfendi o günden dizinin akîbetini tahmin etmiş olacak ki bu sözü yazmıştı dizinin tanıtımlarına. Perran Kutman'ın sesinden duyduğumuz bu cümle, umut oldu uzun süre. Bitmeyecek dedik, kurtulacak dedik, kanal değişecek, elinden geleni yapacak herkes dedik. Olmadı.. Dizilerin kabusu olan reyting canavarına kurban verdik bu keyifli diziyi.

Inception {Başlangıç - 2010}

Bi film Imdb'den 9'un üzerinde puanı çok zor alır. Inception ise bu puanı, hatta daha fazlasını haketmiş. Ben dün izleme fırsatı bulabildim. İzledikten sonra Galatasaray maçında dağılmamış olsaydım, dün akşam yazmaya niyetliydim. Neyse, geç olsun güç olmasın bakalım..

Yeşilçam'da en çok yakışan 5 çift

O filmlerin tadını, filmlerdeki naifliği, usul usul bakışları, aşkları, kolay kolay unutmak mümkün değil hiç birimiz için. Yeşilçam dedin mi insanın aklında Münir Özkul'lar, Adile Naşit'ler, Kemal Sunal'lar geliyor belki.. Ama bugün çiftlerle başlayacağız yazmaya.. Bakalım Yeşilçam'ın birbirine en çok yakışan çifleri kimlermiş, birlikte neler neler yapmışlar. Buyrun efendim içeri

Bu aralar ne dinliyorum #6

Üşürsen söyle hemen, içimin camları kapansın..

Nasıl bi cümledir bu? Nasıl içten bi hitaptır sevgiliye.. Şarkı enfes. Bugünlerde öyle çok dinliyormuşum ki, etrafımdakiler "yine mi?" modundalar. Onlar şarkıdan anlamıyorsa sıkıntı bende değil der, şarkının linkini de içeri atarım. İyi dinlemeler :)

Ye, Dua Et, Sev

Julia Roberts, gelmiş geçmiş en başarılı kadın oyuncuların başında geliyor. Eat, pray, love diye bi film çekeceği haberi geldiğinde heyecan dalgaları sarmıştı beni. Zira anne olduğundan beri pek uzak kaldı hem bizden hem beyaz perdeden. Julia Roberts'a kimin eşlik edeceği ise merak konusuydu. Gerçi Eat, pray, love kitabının yazarı Elizabeth Gilbert'in tek erkek başrol yazmadığını biliyorduk ama, nihayetinde tek bi adam olacaktı. O adam da -benim nedense Robert J Downey'e benzettiğim- Javier Bardem oldu. Film çekildi ve 8 Ekim'de de Türkiye'de gösterime girdi. Ben ise geçtiğimiz günlerde izledim filmi.

İyi ki doğdun seeen! {Ryan Giggs}

Kimi adamlar vardır. Tanırsınız, tanıdığınız anda içiniz kaynar. Ryan Giggs benim için öyle bi adam. United tarihinin en özel oyuncularından birisi. Bugünün teknik direktörlükte special one'ı Mourinho ise, futbolculukta special one'ı Ryan Giggs'dir! Bugün o özel adamın doğum günü. Giggs bugün tam 37 yaşına bastı! Hâlâ başarılı, hâlâ taş gibi. Hiç bırakmasa futbolu, 40'ına 45'ine kadar oynasa keşke. İyi ki var dimi :)

Umudun adı: Jose Mourinho {Barcelona*Real Madrid}

Bu sezonun başlangıcına kadar, Real Madrid&Barcelona rekabeti benim için, uzaktan keyifle izlenen, herhangi bi tarafta olmadığım, birbirlerinden bulsunlar modunda olduğum bi rekabetti. Ama ne zaman ki Mourinho, Real Madrid'in başına geçti, işte o gün geçtiğimiz sene Inter'de olan gönlümü, Real Madrid'e kaydırıverdim.

Bu bir veda anı sevgilim..

Kendine iyi bak Samiyen! Gönlümüzün en güzel yeri senle geçen 46 yıla ait.

Samiyen'de son derbi {Galatasaray*Beşiktaş}

Beşiktaş ile olan maç, şu an beni futbol açısından pek enterese etmiyor açıkçası. Takım liderden bilmem kaç puan geride nasıl olsa. Şampiyonluk şansı az. Şu maçta ilgimi çeken 2 unsur var. Neler mi? Buyrun içeriye..

Berbato{ohaaa}v!

Oha Berbatov! Şu herifi sevmedim, sevemiyorum, sevebileceğimi de sanmıyorum. Ama yukarda Allah var, faydasından çok zararı var derken, bu akşam attığı 5 gol ile maçı getiren adam oldu. Takımın tam da averaja ihtiyaç duyduğu günlerde +6 averaj ve +3 puan ile yoluna devam etmesinin de en büyük sebebiydi şüphesiz. Şimdi eğer yanılmıyorsam, Chelsea ile averaj eşitlendi 19'a 19 şeklinde. Puan olarak da maç fazlasıyla 3 puan öndeyiz. Özetle, eğer Chelsea bi şekilde puan kaybederse lideriz, kaybetmezse lider ortağıyız. Güzeeel :))

Yeni Sezen Aksu; Sıla Gençoğlu

Sezen Aksu, Türkiye'de müzik denince akla gelen ilk isimlerden birisidir. Hatta Ajda Pekkan'dan bile ön plandadır. Çünkü Sezen Aksu, sadece şarkı söylemez. Beste yapar, söz yazar, çok kuvvetli bi repertuarı ve sahnesinin yanı sıra, bugün benim diyen bir çok şarkıcı da onun şarkılarıyla ön plana çıkmıştır.

Bekle..

Ceceli'nin Bekle şarkısını daha önce "bu aralar ne dinliyorum" konusu altında yazmıştım. Mutlaka görmüşsünüzdür şarkıyı, duymuşsunuzdur bi şekilde.. İnsanın içine içine işleyen bi havası var. En azından benim için öyle.. Bu ara üstümüzde bi durgunluk, sevgiliyle birlikte.. Bu durgunluk akşam üstü şükürler olsun ufak ufak dağılmaya başladı. Dün gece durgunluğun tavan yaptığı anlardan birinde, şarkıdan da yola çıkarak bişeyler karaladım. Bloga yazmaya karar verdim ki, herşey ufaktan yoluna girmeye başladı. Keyifle yazayım madem dedim ve açtım blogu. İşte kalemimden çıkan cümleler :)

Aylık yazılar #Kasım 2010

Yılın sondan bi önceki ayına girdik, hatta ortalarına bile yaklaştık nihayet! Neden nihayet peki? Bilenler bilir, 2010'u pek sevmedim ben. Zor günler, hüzünlü, acılı vakitler geçirdik. Uğursuz seneydi 2010. Ha güzel tarafı yok muydu? Elbette vardı, sevgiliyle ilgili şeyler onlar. Başka bi gün, mesela 2010'un bittiği günlerde, 2010'u uğurlarken anlatırım belki.. Şimdi kasımı konuşalım biraz. Buyrun içeri, kırmızı dünyanın kırmızı halıları serilsin efendim..

Aşka Yolculuk {Leap Year}

Aşka yolculuk, orjinal adından da anlayabileceğiniz gibi artık yıl, yani 4 senede bir gelen 29 Şubat olayından yola çıkarak kurgulanmış bir romantik komedi. Klasik romantik komedilerden ayrılan, sıcacık, sempatik bi yanı var. Bunda sanırım en büyük etken, filmin İrlanda'nın kırsal diye tabir edebileceğimiz yerlerinde çekilmiş olması.

How i met your mother 06x06 {Baby Talk}

5. bölüm tek kelimeyle mükemmel olmuştu. Üstüne gelen 6. bölüm asla onun gölgesinde kalmadı. Zaten bu sezon dizinin her bölümü bi öncekinden iyi oluyor. Son iki sezondur kötü gidiyor, eski tadı vermiyor diyenlere inat yardırıyor adeta. Gerçi 6. bölüm biraz daha kızlara özel bi bölüm gibiydi. Ya da Marshall gibi erkeklere :)) Ama ben inanılmaz keyif aldım..

10 Yıllık Hasret {Fenerbahçe - Galatasaray}

Galatasaray 1999 yılından beri Saraçoğlu'nda galip gelemiyordu. Öyle ki 10 senede topladığı puan yalnızca 4'tü. Maçtan önce tüm futbol camiası, küçük bi kesim hariç, Galatasaray'ın hezimet alacağını düşünüyordu. Düşünün mağlup olur, hezimet yaşar diyenlerin içinde Galatasaraylı'lar da vardı. Kimse bana bunun açıklamasını yapmasın. Takım durumuymuş, futbolcu eksiğiymiş.. Futbolcu eksikse sahaya da mı eksik çıkıyorsunuz arkadaş?! Bu takım sahaya her türlü 11 kişi çıkmayacak mı? Çıktı herkesin de ağzının payını verdi. Galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır lafı da tescillenmiş oldu.

Derbi Totemleri #7 {Saraçoğlu'ndaki maçlar 2}

Maç günü geldi çattı. Artık totemi de kalmadı bu işin lafı da.. Top Galatasaray'da. Ya yeneceğiz ya yenileceğiz. Niye bilmiyorum ama bu maçın berabere bitmeyeceğini düşünüyorum ben. Hani derler ya 3 ihtimalli maç diye.. Bence bu maç 2 ihtimalli bi maç olacak. Maça dair edeceğim son kelamlar yine Saraçoğlu'ndan 2 maç olacak. Fakat ondan önce tek bi hatırlatmam var; derbilerde genelde favori olarak gösterilen taraf kaybeder. Bu maçtan önce herkes Fenerbahçe'nin kazanacağını söylüyor. İnandık, bekliyoruz.. Buyrun içeri;

Derbi Totemleri #6 {Saraçoğlu'ndaki maçlar}

Yarınki maçtan önce 4 tane önemli maçı ikişer ikişer günlere dağıtmak istedim. Bu 4 maçın ortak özelliği tabii ki Galatasaray - Fenerbahçe maçları olması ve Saraçoğlu'nda oynanmış maçlar olması. Bugün tarihi iki maçı ele alacağım müsadenizle, buyrun efendim içeri..

Ülker gallery

Biraz evvel yedim. Ama nasıl lezzetli anlatamam.. Sakız desen değil, tatlı desen değil, şeker desen değil.. Sanırım hepsi bi arada olunca damakta bi lezzet patlamasına sebep oluyor. Ülker'e güvenimiz tam. Aynen devam. Böyle değişik tatlar lazım. Deneyin efendim pişman olamazsınız!

Derbi Totemleri #5 {George Hagi}

Teknik direktör konusunu dün kapatmıştım. Zaten ligin 9. haftasında en fazla getirecekleri adam ya Gerets olurdu, ya Lucescu, ya da Hagi.. Hagi adını sağolsun sevgiliden duyunca, yazmadan edemedim.

Bu aralar ne dinliyorum #5


Mustafa Ceceli işin mutfağından çıkıp göz önüne geçtiğinden beri, şarkı söylediğinden beri, o sıcacık, romantik şarkılarıyla içime içime işliyordu. Bekle ise son şaheseri. Aslında şarkının söz ve müziği Sezen Aksu'ya ait, ki niye bu kadar etkilendiğimi de anlatıyor, fakat içimden bi ses bu şarkıyı Mustafa'dan başkası söyleseydi seni böyle vurmazdı diyor. Zaten sevgiliyi özlemişim, sonbahar gelmiş, her yerden duygusallık sızıyor.. Şu şarkı da mahvetti beni. Sözleri ve dinlemek için devam edelim..

Derbi Totemleri #4 {t. direktör falan..}

Bugün Harry, Milan ve Arda'nın ardından tüm kalbimle, kıvırcığı, Frank'ı, Rijkaard'ı yazacaktım. Destek olacaktım, "Fenerbahçe maçını al, bas istifayı abisi hepsi mosmor olsun" diyecektim. Ama tükürdüğümün kaderi -yönetimi- ona veda yazısı yazdırdı.

United'ımı uçuruyoruz

Bakma dilde Galatasaray, derbi, Kewell, Arda, Baros, Rijkaard olduğuna..
Gönül kırgın Galatasaray'a..
Gönül pes etti..
Sustu..

Yeni cümleler ediyor artık. United'a döndü mesela.. Sen bu videoyu izlerken, ben Bursaspor maçını izliyorum. Ve evet, Manchester'ın kazanmasını istiyorum. Yemişim ülke puanını. Yönetim bile takımı düşünmezken, ben ne demeye ülkenin puanını düşünüyorum arkadaş. Alsın United maçı çıksın üst tura. Bişeyler de iyiye gitsin artık. Girin içeri konuşuyoruz..

Derbi Totemleri #3 {Harry Kewell}

Aslantepe'de oynamasını istediğim yegane 3'lüden Harry'i en sona bıraktım. Aslında sıralamamda Harry; ikinci, çoğu zamansa birinci sırada gelir. Bu hafta sona bırakma sebebim ise, öncelikle Arda'ya olan desteğimi yazma arzum, sonra da Fenerbahçe maçında Milan'ın -inşallah- oynayabilme ihtimaliydi. Milan'ın yüksek ihtimalle sahada olmayacağını öğrendim -ki bu bi taktik de olabilir ve yine inşallah öyledir- bu yüzden de Harry derbi haftasında konuşacağımız son futbolcu olacak.

Derbi Totemleri #2 {Milan Baros}

Fotoğraf yine Ankaragücü maçından. Dün Arda'da olduğu gibi. Evet derbi günlüğümüzde bugün de Milan'ı konuşalım istedim. Hırsıyla, arzusuyla ve oynadığı güzel futbolla Galatasaray futbolcu topluluğunda, ki o topluluğa takım demek ne kadar doğrudur bilemiyorum, Aslantepe'ye gitmeyi hakeden 2. adam.

Derbi Totemleri #1 {Arda Turan}

Galatasaray 10'dan önce çok sıkıntı çekti. 2000 yılındaki efsanevi kadronun ardından kimseye güvenememiş, ne kanatlarda ne de oyun kurmada kimseyi beğenmez olmuştuk. Kimler geldii kimler geçti bu uğurda. S10ra 10'a rastladık. İçimizden biriydi, bizimdi ve kısa bi aradan sonra da bizimleydi.

Perşembenin gelişi..

Milli takım cuma ve salı olmak üzere 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde iki tane maç yaptı. Bu maçlardan birisi Almanya ile diğeri ise Azerbaycan ile oldu. Malesef iki maç da kaybedildi. Toplamda yenilen 4 gol var. Ve tabii golsüz geçilen maçlar Türkiye adına..

Koku: Bir katilin hikâyesi

Film 2007 yapımı olmasına rağmen izlemek yeni nasip oldu bana. Kendime kızıyorum böyle filmleri geriden takip ettiğimde.. Perfume: The story of a murderer adıyla piyasaya çıkmış olan filmin enteresan da bir konusu var.

Ekim özel yazısı


Soğukların bastırmaya başladığı, sıcakların hafif rüzgarlara yerini bıraktığı, kimi zaman üşüten, kimi zaman hüzünlendiren bi ay oldu Ekim. Ülkenin bi çok yeri o karamel sarı, kahverengine dönüşürken ben dahil bi çok insan duygulanır oldu. Hoşgelmiş Ekim, hoşgelmiş sonbahar.. İçeri buyrun efendim;

Bitirdim ulan!


Keyfim pek bi yerinde. Daha önce "vay arkadaş yaa" diyerekten tepkimi dile getirmiş bulunmaktayım. Ama verdiğim sözü tuttum. Çatır çatır geçtim dersi bitirdim okulu. Mezunum! Kutlamalar başlayabilir :)) Bu keyifle ekim yazısını da bugün yarın yazarım ben.

ps: Nefesiiiimm kutlarıııım

Becks'in dönüşü

Geçtiğimiz sene Milan'da top koştururken ve Dünya Kupası'nda oynamayı deli gibi isteyen bi Beckham vardı. Fakat aksilik olacak ya, sakatlandı ve aylarca sahalardan uzak kaldı. Yalnızca bu da değil.. O çok istediği Dünya Kupası'nda da oynayamadı malesef. Gel gelelim artık toparlandı ve La Galaxy'de kariyerine devam ediyor. Sezonun ilk golünü de haftasonu yazmayı başardı.

Melekler ve Şeytanlar

Dan Brown'ın Da Vinci Şifresi adlı kitabını okumuş ve çok etkilenmiştim. Hatta itiraf etmek gerekirse hayatımda okuduğum en hızlı kitap olarak kitaplar tarihine geçmişti :)) Filminin olduğunu öğrenince de büyük bi merakla bilgisayarımın başına geçip bi solukta izledim. Tom Hanks'in oyunculuğunun yanı sıra senaryonun sağlamlığı ve sürpriz olarak sunulan Jean Reno filmi başarılı kılsa da, "müthiş" dedirtmedi malesef. Sonra Melekler ve Şeytanları okumak istemiştim. Serinin 2. kitabı olarak.. Fakat bi türlü nasip olmadı. Geçtiğimiz akşam ise filmini izleme fırsatı buldum ve bloga döküleyim dedim :)

Bugün günlerden Harry Kewell

22 Eylül kimin için ne ifade ediyor bilmiyorum. Ama benim için öylesine bir günden çok daha fazlasını.. Bugün O'nun doğum günü :) Diyeceklerim, demek istediklerimin yanından bile geçmeyecek biliyorum. O yüzden tek bi cümle söyleyip susuyorum.

Parçalıyla, morla, mercanla, aslanla yada beyazla.. 1'den 99'a.. Ne farkeder?.. Sen Galatasaray'dasın ya, işte o bize yeter!

İyi ki doğdun büyücü. İyi ki varsın. İnşallah hep bizimle kalırsın (:

Tarkan'dan ilk video; Öp!

Enfes olmuş enfes! Yalnız yanına hiç bi hatunu yakıştıramadığımdan mıdır nedir, klipte kullanılan hatunların hiç birini beğenmedim. Hatunlar diyorum zira arkadaş klipte 3-4 hatuna birden yazıyor da :)) En beğendiğim hâli başında siyah beresi üzerinde siyah t-shirt'ü ile sokakta yürüdüğü hâli. Smokinli hâline laf edeni Allah çarpar! Neyse uzatmayayım yoksa sevgili de kızlardan başlayacak şu güzelmiş bu fena değilmiş diye :))

Öp geliyor efendim, önce sevdiceğime sonra da tüm Tarkanseverlere!

"Nefes alıyorsak umut var demektir"

Başlıktaki cümle bu akşam Show Tv'de başlayacak olan, Gani Müjde'nin yapımcılığını yaptığı ve tarafından da kaleme alınan Deli Saraylı eserinin uyarlaması olan dizinin tanıtım reklamlarında dönüyordu. Bu cümlenin son zamanlarda Facebook iletilerinde, Msn iletilerinde, Twitter'da bol bol kullanıldığına şahit olduk. Peki diziyle ilgili ne biliyoruz, buyrun öğrenelim..

Eylül özel yazısı

Efendiim.. Bi süredir elimi blogdan çektim, çekmek zorunda kaldım malesef. Ramazan telaşı, iş, güç derken birikti yine yazılacaklar. Eylül yazısıyla başlayayım dedim hemen. Buyrun içeri alayım sizi şurdan;

Kanal D yeni sezon tanıtımı 2010-2011 :)

Kanal D'nin yeni sezon fragmanları son bi kaç sezondur benim büyük beğeniyle beklediğim, izlediğim ve keyifle takip ettiğim tanıtımlardan en özeli oldu. Bu senekini de merakla bekliyordum.

İftar keyfim(iz)

Efendim Ramazan'ı kendimi bildim bileli çok severim. Yalan olmasın 8-9 yaşımdan beri de sağlığım elverdiği sürece tamamını oruçlu geçirmeye çalışırım. Fakat Ramazan boyunca özlediğim bi tek şey vardır: kısır!

Bölüm 126 & 127: Müthiş İkili & Gelecek Planları

İki bölümü de yazmadım, yazamadım. Bugün iki bölümü birden yazayım, 128'in de fragmanını vereyim, cumaya kadar Kavak Yelleri de çıksın aradan :))

Ağlamadan mutluluk olmaz

Sevgili Tarkan'ın Ayrılık Zor şarkısının girişidir, "ağlamadan ayrılık olmaz, hatıralar uslu durmaz" cümlesi. Onu Galatasaray'ımızı düşünerek biraz değiştirince ağlamadan mutluluk olmaz başlığı çıktı. Gelelim başlığın içerdiği fikirlere;