Hava karanlık, kapalı, kasvetli falan olunca ister istemez elim polisiyeye gidiyor. Agatha Christie ise bu konudaki güvenli alanım gibi. Sıkmayan, çabuk akan, kimi zaman kısa hikayelerle kimi zaman nefis olay örgüsüyle akıcılığı hiç tereddüt bırakmadan devam eden bir yazar. Elimde kalan son birkaç kitaptan birisiydi Ölüm Adası. Cuma sabahı çantama attım, cuma akşam serviste bitti. Karayipler'e gidiyoruz. Kitap bir Bayan Marple hikayesi, külliyata vakıf olanlar için söylüyorum. Vakıf olmayanlar için Marple bir İngiliz, yaşını başını almış bir teyzemiz. Görmüş geçirmiş. Çevresinde o kadar çok şey olmuş, öyle şeyler yaşamış ki bir cinayeti gördüğü zaman affetmiyor. Karayipler'de yeğeninin sponsorluğunda çıktığı tatilde kaldığı otelde emekli bir binbaşı ölüyor. Yüksek tansiyon ve aşırı alkol tüketimi neticesinde öldüğü düşünülse de işin rengi biraz farklı. Marple olayı eşeleye eşeleye bir şekilde çözüyor. Katil kim türündeki kitaplarda her ipucu kitaptaki farklı bir karakteri işaret eder ve çözdüm dediğiniz ana kadar heyecan seviyesi yüksektir. Bu kitap özelinde ben katili bulmakta sonlara kadar epey zorlandığımı itiraf etmeliyim. Katilin motivasyonu ise kitapta sıklıkla gözümüze sokulmuş aslında diyerek fitili de ateşleyeyim haydi! Filmi yapılacak kadar görseli sağlam bir kitap daha okumuş olmak benim için keyifliydi. Kitabın bendeki baskısı Altın Kitaplar'dan, 224 sayfa ve indirimsiz fiyatı 255 TL an itibariyle.
