Satranç | Stephan Zweig

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabının ardından yine Stephan yine Zweig! Rahmetlinin ufak ufak hayranı oluyorum gailba. İnsan psikolojisini bu kadar iyi ve net şekilde yansıtabilen bir yazar daha okudum mu emin değilim. Bu sefer de Avusturyalı bir doktor olduk. Satranç, çıktığı yoldan birden sapıp bambaşka bir hikayeye atlayarak bunu da azıcık sayfasına sığdırarak başaran bir eser. Az zamanda çok iş başardı cümlesinin karşılığı gibi Zweig'in kitapları. İnsanı çepeçevre sarıveriyor fark ettirmeden. Kitapta Hitler'in askerleri tarafından sorgulanmak üzere bir odaya kapatılan ve bir satranç kitabı ele geçirerek aklını yitirecek kadar zihinden satranç oynayan D.B.nin bir gemide yeniden satranca yeniden kapılmasıyla süren bir hikayesi var. Elimde yanlış değilsem bir kitabı daha var Zweig'in. Araya Halide Edip ve muhtemelen bir kitap daha alarak o kitabı erteledim. Tadına varmak lazım. Özlemek lazım. 88 sayfalık kitabın satış fiyatı 12 TL.

Liseden Arkadaşlar | Selçuk Aydemir

Aylarca bekleyişin ardından nihayet kitabın elime geçişi ve gıdım gıdım okumama rağmen bitişi totalde bir haftayı bile bulmadı. En baştan başlayayım, kitabın imzalı sureti sadece D&R'da var diye internetten aldım 3 tane kitap. Biri doğum günü çocuğu olan ciğerpareme, biri tabii ki bana, biri de kardeşimeydi. Kitaplardan ilki -doğum günü hediyesi olan- vaktinde hatta vaktinden önce doğum günü çocuğuna gitti, sorun yok. Bana gelecek 2 kitap 15 iş günü sonunda dağıtıma verildi ve geldiğinde sürprizin büyüğü beni bekliyordu: 2 tane gelmesi gereken kitabın biri pakette yoktu. D&R bayaa kitabın üstüne yatarak bana cevap verme tenezzülünde bile bulunmadı. D&R için küçük benim için büyük bir adım; bi daha kendilerinden alışveriş yapmayı düşünmüyorum. Gelelim kitabaaa...

Günlerden Galatasaray #28

Çok sinirlendiğimden maç yazısı birkaç gün gecikti. Şu an daha sakinim, SANIRIM, konuşmaya hazırım. Pazar akşamı yaşananlara dair fikrim kesinlikle fener balı, bizim talihsizliğimiz, şu-bu olsaydı iyiydi, halamın bıyığı olsaydı amcam olurdu falan değil. Olayın açık ve tek sebebi var. O da maçın baştan aşağı becerisizlikle dolu olduğu 50-60 dakika boyunca sahasına mahkum ettiğin, tek tük pozisyonları ve golü saymazsak neredeyse maçın tamamında tek kale oynadığın takıma karşı tek gol bile atamadıysan sonra da 90. dakikada yediğin golle mağlup olduysan bu talihsizlik, kısmetsizlik falan değil bildiğin beceriksizliktir. Pozisyonları tek tek saymayacağım. Bir an önce bu sezonun bitmesini ve bir türlü sonuca gidemeyen adamların bu takımdan gönderilmesini diliyorum. Sonuca gidemeyen derken sadece futbolcu anlamında değil, kulüp yönetiminde sportif başarı yerine inşaatçılık başarısını arzulayanların da takımdan gitmesi gerekiyor. Çok değil birkaç hafta önce kendilerini ibra edenler dilerim şu an rahat uyuyordur. Ben pazar akşamı çok rahat uyuyamadım da, en azından bazılarımız uyuyabilsin.
Galatasaray 0-1 Fenerbahçe.

Kişilerle kurumlar ayrılsın çünkü; 

Koku | Patrick Süskind

Şanslı olarak önce filmini izleyip sonradan kitabını okudum. Velev ki önce kitabını okusaydım, filmini bu kadar beğenir miydim emin değilim. Eminim birçoğunuz okumuş/izlemiştir ama bi özet geçeyim. Grenouille, kitabımızın esas adamı. Doğuştan koklama yeteneği var ki fersah fersah öteden koklayarak tanıyabiliyor. Daha iyisini koklarım, daha güzel kokuyu bulurum diye kendi kendine mücadeleler hazırlarken en iyi kokunun kızıl saçlı güzel kızların bedenlerinden yayıldığını keşfedip onları öldürerek kokularını saklamayı planlıyor. Şiddet eğilimi olan bir öldürme arzusu değil, tek isteği kızların kokuları... Hikaye öyle fantastik bir havada geçiyor ki, oturduğunuz yerden adeta Fransa sokaklarında gezdiriyor, tüm geçen kokuları hissediyorsunuz. Süskind'in dilinin kuvvetini bu noktada kavrıyorsunuz işte. Okumayana tavsiye, kitap 260 sayfa ve 21 TL.

Günlerden Galatasaray #27

Bi daha gaza gelen Serap'ı 😤 başka söyleyeceğim bir şey yok.
Bu cümle bir şekilde dilerim Galatasaraylı herhangi bir futbolcuya gider: 10 GÜNDE BİR MAÇ YAPIP BU KADAR KARAKTERSİZ OYNAMAYI NASIL BAŞARIYORSUNUZ?
Başakşehir 4-0 Galatasaray. Utanadurun!

Günlerden Galatasaray #26


Her maçta 4 gol atacağımızı bilsem, her 13 günlük maç arasına fit olurum. Yalnız ne çok özlemişim takımı izlemeyi... Bir maçta olabilecek tüm güzellikler oldu. 4 gol attık, hiç gol yemedik, Nando kaptan oldu, Selçuk gol attı, bundan iyisi şamda kayısı işte. İlk yarıyı Poldi'nin golüyle 1-0 kapattıktan sonra Garry'nin henüz ikinci yarının başında attığı nefis gol ve Selçuk'un gole çevirdiği 2 penaltıyla Adana'yı içeride 4-0 yendik. Başakşehir'in puan kaybında önemliydi. Gelecek haftaya bakmak lazım şimdi. Başakşehir'den çıkacak puan(lar) bizi çok iyi bi yere getirecektir inşallah. Sonra içeride Fenerbahçe'yi de yensek. Bir maçla gaza gelenler derneğinde bugün... Yine de Allahım bak yüzümüze de şu şampiyonluk gelsin. Yürüyedurun aslanlarım!

Bonus 😍