Designated Survivor | 2016-2019

Netflix'te karşıma en az yirmi kere çıkmış ama ne survivor'ı olarak izlemeyi ötelemiştim, istememiştim, göz ucuyla bile bakmamıştım. Oysa Designated Survivor kelime öbeğinin bambaşka bir manası varmış, birazdan yazının devamında yazacağım (ooo reklamlar), bu sebeple de hiç beklemediğim bir konuda süper bir dizi izledim. Bitirince de bloga dökülmeye koştum. Başlıyorum!

Erkek Severse | 2022

Alperen Durmaz ile Büşra Develi dijital platformlardan Bein Connect'e bir dizi çekeceklerini sosyal medyalarından duyurduklarında merakla beklemiştim. İki oyuncuyu da farklı işlerinde izlemiş biri olarak gelecek vaat ettiklerini düşünürüm zira. Dizi yayınlanmaya başladığında değil, bittikten sonra izlemeye başladım ve geçtiğimiz günlerde de tamamladım. Adettendir, biraz konuşalım. 

Kayıp Tanrılar Ülkesi | Ahmet Ümit

Uzun süredir bir Ahmet Ümit kitabı okumamıştım, iyi geldi. Hele ki kitapta mitolojik göndermeler çoğunlukta olunca da epey heyecanlı aktı. Geçtiğimiz hafta sahile indiğimde aldım kitabı elime ama hava muhalefeti nedeniyle sahilde okuyamadığım gibi, işten güçten de hafta içi bitiremem zannederken cuma servis dönüşü bitiverdi bir anda. Öncelikle şunu söyleyeyim, kitap elbette bir polisiye ve ben bu kez katili bulamadım. Hani polisiyelerin klişesidir ya, katil ilk 50 sayfada kendini belli etti diye, hah işte bu kitapta o yok. Müthiş sürprizli bir son da diyebiliriz, yok artık bu kadarı da zorlama da diyebiliriz. Ben ilkini tercih ediyorum. Çünkü beni gerçekten şaşırttı. Kitabın konusu şu şekilde; Cemal Ölmez isimli bir Türk genç Berlin'de yaşadığı evde ölü bulunuyor. Hem de duvardaki Zeus resminin önünde, kalbi eline verilerek. Olay çoğunlukla Berlin'de geçtiği için bir Nevzat Amirimin hikayesi değil. Kitapta hem cinayetin çözülme hikayesini hem de Zeus'un hikayesini eş zamanlı olarak okuyoruz. Mitoloji ile ilgili bir şeyler okumak isteyen benim için çölde bir serap gibiydi. Kesinlikle sıkılmadan müthiş bir keyifle okudum. Bir de Zeus, mitoloji falan demişken Bergama'ya epey gönderme yapılmıştı kitapta. Bir Kuzey Ege turu bu kıza görünüyor, canım öyle istiyor da olabilir, bilemedim. Neyse, kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 504 sayfa ve 42 TL. Filmi çekilirse gider sinemada izlerim notuyla bitiriyorum, okuyun.

Büyük Saat | Turgut Uyar

Turgut Uyar, Cemal Süreya ile birlikte benim en sevdiğim şiir yazan insanlar. Hangisini daha çok sevdiğime bir türlü karar veremiyorum yıllardır. Büyük Saat, Uyar'ın tüm şiirlerinin basılı olduğu bir eser. Turgut Uyar külliyatı diyebileceğim bu eseri aslında böyle yekten sıradaki kitap kafasıyla okumak yerine şiir okumayı canım istediğinde elime alıp okumuş olsam daha keyifli olurdu muhtemelen. Çünkü 100-150 sayfa şiir okumak keyifli evet ama 700 sayfa üst üste şiir, bir parça yoruyor bünyeyi. İnsan bir diyalog, bir noktalama işareti görme ihtiyacı duyuyor okurken. Tüm şiirler içerisinde hala beni en çok çarpan şiir Göğe Bakma Durağı olmaya devam ediyor. Bu şiirde ne var bilmiyorum, nerede görsem, ne zaman duysam, hangi ruh haliyle okusam hep aynı şekilde hissettiriyor; kırık bir özleme hali... Neyi, kimi, hangi ruh halimi özlediğimi bile bilmiyorum, böyle de gri bir alan... Neyse, Büyük Saat, Turgut Uyar'ın şiirlerinin bulunduğu kitap. Yapı Kredi Yayınlarından çıkmış. 724 sayfa ve 58 TL. Tarzını, tavrını seviyorsanız tam bir başucu kitabı. Şiirden vazgeçmeyelim.

Yeni Türkü | Zamansız

Jack Lives Here Youtube sayfasında Derya Köroğlu ile bazı gençten şarkıcıların Yeni Türkü şarkılarını söylediği videolar yayınlanıyordu bir süredir. Meğer bu videolar nefis bir albümün ön çalışması/reklamıymış. Sonra Spotify'de şarkılar yine tek tek yayınlanmaya başladı yine. Sonra da albüm yayınlandı. Kimisini gerilerek kimisini mutlulukla kimisini ise gözlerim dolarak dinledim. Albümün tamamını dinleyince hissettiğim duygu mutluluktu. Bu duyguyu hep hatırlamak için de blogda olmasın mı bu güzel albüm dedim ve başlıyorum.

Nine Perfect Strangers | 2021

Amazon'da ne izlesem iftardan sahura kadar diye gezinirken kendisine rastladım. 8 bölümlük bir mini diziydi ve eğer çok sıkıcı değilse gayet de bitirilebilir gibi duruyordu. Neticede izlemeye başladım ve akıp gitti. Dokuz Kusursuz Yabancı dizisinin derdi nedir, ne anlatmaktadır, ne hissettirdi haydi biraz konuşalım öyleyse...