Gitmenin en zor yanı,


Sanırım sürekli kendine "ya yeniden olmazsa" sorusuna yanıt arayıp durmak. Bugün buna karar verdim. Maksimum 2 hafta içinde tüm hayatım değişecek ve artık değişimi reddettiğim bir dönemine gelmiş olmalıyım hayatımın ki sürekli kafamda aynı soru dönüyor, "ya yeniden olmazsa?"

Yediğin güzel bir yemek değil, neticede ölmüyor sadece şehir değiştiriyorum. Ama birlikte yemek yediğin insanlarla ya bir daha yemek yiyemezsem fikri...

Sohbet ederken cümlesini tamamlayabilecek kadar yada aynı anda aynı şeyi söyleyebilecek kadar sevdiğim insanlarla ya bir daha göz göze gelemezsem fikri...

Sebepsiz yere kahkaha attığım insanlarla ya bir daha gülemezsem fikri...

Ve tüm bunlar yaşanırken aniden bastıran yağmur gibi gelen o hüzün... Karşındakine "ben gidiyorum" diyemeyecek kadar kıyamamak ve aniden gelen o burukluğu tarif edememek... Hem de kendini en iyi ifade ettiğin, yanında en rahat hissettiğin insanlara karşı.

Birden kendimi etrafımdaki insanları seyrederken yakalıyorum. Sohbetten kopuyorum. Sesler kesiliyor. Sadece slowmotion akan bir şeyler var gözümün önünde. Sanki o anı dondurursam vakit geçmeyecek. O anı kaydedersem karşımdaki insanları kaybetmek daha az acıtacakmış gibi, böyle bir şey mümkünmüş gibi...

Yazı çok dağınık, kafam da öyle... İçimdeki her hatıra paramparça. Hayatımda ilk kez kendi almadığım bir kararı uygulamaya çalışıyorum. Bünyemin reddettiğini hayat kabul edecek mi? Bilmiyorum. Geride bıraktıklarımı geride bırakmamayı başarabilecek miyim? Bilmiyorum. Bu içimdeki sıkıntı geçecek mi? Bilmiyorum. Sanırım yaşayıp göreceğiz.

Bide şu var bonus, kendine işkence etmeyi sevenler, BİRLEŞİN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎