The Big Bang Theory ilk başladığında izleyen herkes hem çok şaşırmış hem de çok sevmişti. Dört tane bilim insanı adayının hayatlarını izledik on sene boyunca. Başroldeki karakter olan Sheldon özellikle sosyal iq'su sıfıra yakın olan bir dâhiydi. Onun insanlarla olan ilişkilerinin ve sarkastik hallerinin, tabir yerindeyse, hastası olmuştuk. Gel zaman git zaman aynı ekip Sheldon'ın çocukluğuna inmeye karar verip sevimli bir veletten Sheldon'ın çocukluğunu çıkardılar. Yedi sezon boyunca çocuk Sheldon'ı ve ailesini izlemek bir keyifti. Vedamı edeyim kendi adıma.
Young Sheldon | 2017-2024
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/27/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Konyaspor
Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Takım bir türlü oynaması gereken topu oynamayıp şöyle gol olup yağamıyor. Nazar mı var üstünüzde nedir anlamadım. Tabii ki bu işin şakası ama kafalar dağınık başka yerlerde sanki. Geçtiğimiz günlerde oynanan maçta ıslıklanan Nando takımın en iyisi. Ne istiyoruz mesela iyi oynamak için? Tartışma mı? Kavga mı? Islıklanmak mı? Bu oynanan oyun tüm sezona gerginliksiz şekilde yansısa daha iyi değil mi? Barış; bal yapmayan arı gibi. Roland; saçma sapan faulleri ve sert bir oyunu var. Yunus; haftalardır yokları oynuyor. Victor; kaçırdıkları buradan köye yol olur. İlle eleştirilecekse hiç problem değil yani, hak edene hak ettiği verilir. Takımın tek golü penaltı ile Victor'dan geldi. Güya ofsayt diye sayılmayan bir gol var. Ama o toplara girmek istemiyorum artık. Galatasaray biraz sıkıp kontrollü oynayınca çözemeyeceği maç yok bence. Bazı tökezlemeler olur, kabul. Ama o kontrollü oynama işini de biraz genişletmek lazım. Atıyorum 10 dakikada biz bu maçı alırız kafasından 25 dakika sağlam top tepmemiz lazıma geçilmesi lazım. Böylece maçlar daha rahat çözülür gibi geliyor bana. Galatasaray'da en çok forma giymiş topçu unvanını alan canım Nando'yu tüm kalbimle kutlarım, nice başarılı maçlar dilerim. Hedef 25, yürüyedurun!

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/26/2025 11:00:00 ÖÖ

Kelimenin Ham Anlamıyla | Ali İhsan Varol
Bir harf alayım ile başladı birçoğumuzun Ali İhsan Varol'u tanıması. Ben taaa çocukluğumdan Çarli dizisini çektikleri zamandan biliyorum. Sonra Kardeş Payı'nda da oynadı, benimkilerin dizisinde. Ama etimoloji ile ilişkisi sanırım benim gibi hobi seviyesinde. Spotify'de aynı isimde bir podcast yapmaya başlamıştı. Sonra Doğan Kitap kapısını çalmış, gel bunu kitap yapalım demiş herhalde. Varol da kabul etmiş ve bu kitabı oluşturmuşlar. Etimolojik bir şeyler denk getirdiğimde -hele Ali İhsan'ın tarzı keyifli bir anlatım varsa ortada- ıskalamamaya çalışıyorum. Bu kitabı da iyi ki almışım. Müthiş keyif alarak okudum. Kelimelerin kökenlerinin geldiği hikayelerden, bazı kelimelerin şaşırtıcı akrabalığından, argodan, kadın isimlerinden, çiçeklerden, veletlere hitap şekillerimizin anlamlarından ve aslında demememiz gerektiğinden bahsetmiş kesinlikle yormadan, sıkmadan, didaktik olmadan hem de! Yazar olmayan insanlara karşı biraz önyargı duyuyoruz. Kendi adıma konuşayım, bende o snopluk var, yalan yok. Ali İhsan'ın kitabında o önyargıyı sakın hissetmeyin eğer alsam mı diye düşünürseniz. Gözüm kapalı referans olurum. Kitabın bendeki baskısı Doğan Kitap'tan, 232 sayfa ve 195 TL indirimsiz fiyatı. Uzun zamandır kitap tavsiye etmemiş, diretmemiştim almanız için, bunu alın okuyun. 😄

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/24/2025 11:00:00 ÖÖ

Sen Yanlış Değilsin | Murat Tunalı
Bana kitap alınması yeni anksiyetem. Açık konuşacağım, ekseri beğenmiyorum çünkü. Bu kitap özelinde ekstra bir durum vardı. Hediye olmasının yanı sıra kişisel gelişim kitabıydı üstüne üstlük! Kitabın ayrıca bir özelliği vardı, kapağındaki kelime dizgisini tüm kitaba yaymıştı yazar. Farklı bir okuma deneyimi vaat ederken keşke daha kuvvetli bir yazın dilini, esaslı bir dilbilgisi arka planı olsaydı yazarın. Edebiyat eğitimi aldığını, çeşitli yayınevlerinde editörlük yaptığını falan kitap metninin içine yedirmiş ama yer yer bağlaç ayırmasını bile başaramadığını görüyoruz. Kitapta yazarın kendi tecrübelerinden ve çevresinden yaptığı çıkarımlarla birlikte hayatı olumlayın, kariyerinizden memnun değilseniz değiştirin gibi kişisel gelişim cümlelerini bir kez daha pazarlıyor. Aynı şeyleri tekrar etmiş gibi görünmemek için de muhtemelen kelimeleri şu şekilde modifiye ederek sıralamış sayfalara: "briini mi ödeilnz? Ara!" Türkçesi "birini mi özledin? Ara!" Tabii efendim! Nasıl aklımıza gelmedi özlediklerimizi aramak?! Gerçekten bu kişisel gelişim sektörünün ılıklığı beni olduğumdan daha sinirli bir insan yapıyor. Niye bu janrdan kitap okumadığımı bir kez daha hatırlattı bana bu kitap. Neyse, biraz beyin jimnastiği oldu, buradan da bunu çıkaralım olumlu olarak. Kitabın baskısı Yediveren Yayınevinden, 192 sayfa ve 163 TL indirimsiz fiyatı.

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/22/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Hatayspor
Ama ilk yarıyı ne güzel murdar ettik. İzlediniz dimi? Bir tabak çekirdek çıtlar gibi yedik geçtik ilk yarıyı. Galatasaray istediği zaman vitesi artırıp, puan kaybını engelleyecek skoru alırdı. İşte dün akşam olmayan topun istememesiydi. Yoksa yine vites artırıldı, yüz tane pozisyona girdik, Barış Alperciğim müthiş gol pozisyonlarından golsüz çıkmayı başardı, 100 milyonluk adam Victor'un biri ofsayttan olmak üzere kaçırdığı goller vardı falan... Bir de itiraf etmek gerekirse Gabriel'in yokluğunu hissediyor takım bence. Olmayınca olmuyor işte, yapacak bir şey yok. Bu da nazarlık olsun. Birilerinin gazlamasıyla lige biraz heyecan gelir de şubat ayında şampiyonluk ilan etmeyiz en azından. Hakem konuşmak istemiyorum. Yersiz çekişmelere girmek istemiyorum. Birilerinin kendiliğinden yarattığı kaosu beslemek istemiyorum. Bu maç özelinde heba olmuş bir 45 dakika, sonra da toparlanmaya çalışılan ama becerilemeyen bir 45 dakika olarak iki devre izledik. Netice de devreler gibi beraberlik oldu işte. Maçın tek cümlelik özeti budur aslında. Galatasaray'ın tek golü penaltıdan Victor ile geldi. Hedef 25, yürüedurun!

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/18/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Başakşehir
Bir şey diyeyim mi? Çok kötü top oynuyoruz ya. Ve bu durum beni çok geriyor. Çözülür mü, nasıl çözülür, maç mı seçiyoruz bilmiyorum ama çok net kötüyüz. Galatasaray taraftar şımarıklığı değil söylediğim. Sonuna kadar razıyım. Sıfır mağlubiyetle ilerleyen bu takımdan başka ne istenir ki? Ama ilerleyen haftalar endişelendiriyor beni. Avrupa maçları geldi kapıya dayandı. Biraz ümitvar olsak, iyiydi. Yunus, bu takımda en sevdiğim adam. Yokları oynadı dün. Bu haliyle bile bir asist yaptı gerçi ama konumuz bu değil. Maçı izlediyseniz ne demek istediğimi görmüşsünüzdür. Maçı bireysel performansla iteleyerek kazandık. Barış'ın attığı iki gol, bu maç özelinde kazanmamıza vesile oldu. Yarın, diğer gün, bi ay sonra, sadece Barış'ın performansının yetmediği yerde ne yapacağımızın karşılığı yok mesela bende. Galatasaray'ın odağının değişmemesi lazım. Bu odak nedir? Maç maç giderek her maçı kazanma arzusu. Rakiplerin kendi başarısızlıklarını kamufle etmek için her gün yaptığı açıklamaya cevap vermek olmamalı odak. Kendi çukurlarına çekmelerine izin vermemeliyiz. Tık tık tık topumuzu oynuyoruz, ihtiyaç duyduğumuz yerlere transferleri çekip çiçek gibi bir takım diziyoruz, kura şansını da arkamıza alıp ligin ikinci yarısını; Avrupa Ligini, Türkiye Kupasını almak için canımızı dişimize takıyoruz. Ok Cimbom, lets go! İlk yarıyı tertemiz liderlikle, 8 puan farkla, namağlup şekilde bitiren canım Galatasaray'ı tüm kalbimle kutluyorum. Hedef 25, yürüyedurun!
ps: Canım Ahmet, iyi ki vardın. Nurlar içinde uyu güzel kardeşim, yattığın yer incitmesin.

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/13/2025 11:00:00 ÖÖ

Van Gogh Yüz Yıl Sonra | Ferit Edgü
Çok okumak istediğim bir yazardı Ferit Edgü. Kitap alışverişine çıkamadığım günlerden birinde bu isteğimi bir arkadaşımla paylaşmıştım o da bana bu kitabı armağan etmişti. Diğer kitaplarını bilmiyorum ama bu kitap özelinde çok da ısındığımı söyleyemem yazara. Belki de değerlendirmek için, en azından benim kalemim değil diyebilmek için yeterli değil. Başka kitaplarını da denemem lazım. Deneme türünde yazılmış bir kitap, bu iş özelinde bakarsak... Ünlü ressam Van Gogh'un ölümünün yüzüncü yılında kaleme alınmış. Sanatını, resimlerini, belki kalbinin derinliklerini anlatmaya çalışmış. Bir biyografi kitabı değil bu. Bir yazarın, bir ressamın eserlerinden etkilenip kendince, kendi cümleleriyle onun sanatını anlatma çabası. Birer sayfalık metinlerle, araya serpiştirdiği resimleriyle Van Gogh'un o bildiğimiz hayatının ötesini de gösterme arzusu belki. Kardeşi Theo ile yaptığı yazışmalara da sıklıkla atıf yapılan bir iş. Kitabın bendeki baskısı Everest Yayınlarından, 100 sayfa ve indirimsiz fiyatı 125 TL.

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/12/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Göztepespor
Yazarımız, şahsi doğum günü kutlaması nedeniyle maçı izleyemediği için maç yazısı biraz kolpa olacaktı. Yunus'umu tebrik eder, Victor'un da başarılarının devamını dilerim. Hedef 25, yürüyedurun!

Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
1/05/2025 11:00:00 ÖÖ

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)