Maçı ikiye ayırırım. Kötü, vasat, son haftalarda olduğu gibi rezalet bir Galatasaray ve ortaya bir tavır koymaya karar vermiş, çabalayan, maçı isteyen şampiyon olacak Galatasaray. Tamamen aynı takım, gel gör ki inanmış iki adamın arzusuna bakar geceyle gündüz gibi farklı iki takımı ortaya koymak. Kimdir o iki adam? Devre arasına girerken koridorda hakem müsveddesine kafa tutup kırmızı kart yiyerek ikinci yarıyı tribünden izleyen ve takımı yedek kalecisiz bırakan Günay'dır. Devre arasında konuşma yapıp kaptanlığını ortaya koyan Nando'dur. Galibiyet golünü attıktan sonra tribüne koşup formasındaki Galatasaray armasını öpen, daha geleli altı ay olmuş olmamış, üç ay sonra bizimle olacağı belli olmayan Victor'dur. Rakibin her atağını bir nacak edasıyla kesen Davinson'dur. Galip gelmek bu kadar basit işte. Zor olansa rahmetli Cruyff'un tabiriyle "basit oynamaktır". Galatasaray dün akşam Alanya deplasmanındaydı ve bir süredir işler saha dışına çekildiği için artık rakibin maçının olmadığı haftayı galibiyetle bir zahmet kapatması gerekiyordu. Kapattı çok şükür. Maça dair, hatta son haftalara dair inatla eleştirdiğim bir nokta var; hava topu ısrarı. Victor nadiren kafa golü atabiliyor, takımın boy ortalaması epey düşük. Yerden oynanırsa daha avantajlı olacağımızı öngörüyorum. Maçın adamı olarak gollere rağmen Davinson'u yazarım. On maçımız kaldı ligde. On maçın dokuzunu alırsak şampiyon olacağız. 25. şampiyonluk. 5. yıldız! Allah utandırmasın. Hedef 25, yürüyedurun!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎