Şimdi Sevişme Vakti | Sait Faik Abasıyanık

Ama nasıl tatlı yazıyor... Biz onu en çok hikayelerinden tanıyor olsak da, Sait Faik'in bu kitabı şiirlerinden oluşuyor. Kitapta 18 şiir ile birlikte en sonda da Leyla Erbil tarafından yazılmış bir sayfa kadar bir pasaj var. Kitabın içindeki şiirler tıpkı hikayeleri gibi deniz kokuyor. Sait Faik okurken içimde Sertab Erener'in "uzanmışım kumsala, güneş damlar içime" sözleri çın çın ötüyor. Sait Faik'in şiirleri, ölçüye, nazıma, kafiyeye uyum sağlamıyor. Nasıl yaşamışsa öyle yazmış. Salaş, rahat, dingin, huzurlu ve kesinlikle yormadan. Hani okurken çarpıldığınız destansı şiirler vardır, işte onların taban tabana zıttı şiirlerin tamamı. Okurken çarpılmak yerine dinleniyor, sakinleşiyor ve huzur buluyorsunuz. Tıpkı hikayeleri gibi demiştim değil mi, evet, tıpkı hikayeleri gibi. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, yalnızca 42 sayfa ve 9 TL. Sait Faik'in kitap gelirlerinin tamamı Darüşşafaka'ya gidiyor. Bu notu da düşerek kapatıyorum, okuyun.

İntibah | Namık Kemal

İş Bankasının Türk Klasiklerini nefis kapaklar ve sade bir Türkçe ile yeniden yayınlaması olayından ne kadar keyif aldığımı anlatamam. Tam böyle yeşilçam filmi afişi gibi kapağa bak... Kitap Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşayan genç bir beyi anlatıyor. Ali Bey, -arka kapakta yazdığı şekilde söylüyorum- hafifmeşrep bir kadına tutuluyor. Aşk hayatında yaptığı bu yanlış tercih hayatında iyi sayılabilecek her şeyden ediyor kendisini. Acı bir aşk hikayesi açıkçası. Kapak yeşilçam afişi gibi yazdım ya, kitaptaki hikaye de tam bir yeşilçam filmi gibi. Acaba filmleştirilmiş mi diye araştırdım, 1970 yılında Hülya Avşar'ın da oynadığı film çekilmiş. Bu da günün gereksiz bilgisi olsun. Kitap bölümler şeklinde ayrılmış ve her bölümün başında da dönemin çeşitli şairlerinden birer beyit var bölümün içeriğine ilişkin. Elbette Türkçe açıklaması sayfanın altına dipnot olarak düşülmüş. Kitabın bendeki baskısı başta da dediğim gibi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 164 sayfa ve 10 TL. Iskalamayın.

Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar | Stefan Zweig

Öykücülüğünden razı olduğum Zweig'in biyografik eserlerinden ikincisi ile karşınızdayım. İlkinde Kendileriyle Savaşanları okumuştum. Bu kitapta ise Casanova, Stendhal ve Tolstoy'u anlatmış Zweig. Kitapta yine öyle tasvirler ve öyle entelektüel bir bakış açısıyla yazılmış öyle nefis anekdotlar var ki, okurken çarpılıyorsunuz. Biyografi okumaktan hoşlanıyorsanız elbette... Keşke ömrü vefa etseymiş de kendi biyografisini de yazabilseymiş canından vazgeçmeden. Yazarların içinde en çok Casanova'nın hayatı etkiledi beni. Aslında çapkınım hovardayım kafasında bir adam gibi görünmesine rağmen hayattan zevk almayı bilen, değişik insanlarda değişik tatlar arayan, yaşadıklarını da sanata yansıtan bir adammış. Evet, serde serserilik var kabul, fakat kaç serserinin hayatını Zweig gibi bir yazarın elinden okumak kısmet olur ki? Stendhal üçlünün içinde en sevemediğim yazar oldu. Kendini sürekli küçük görüp hayatta hiçbir şeyden tatmin olmayan tipler vardır ya, öyle biriymiş rahmetli. Tolstoy ise doyurucu bir hayat sürüp bu hayatı sorgulamaya başlıyor ve huzursuz bir adam olup çıkıyor. Zaten huzurlu adamın sanatla ne işi olur yazıyordu okuduğum bir kitapta. Ben Zweig'i sevdiğimden onun tüm külliyatını okuma hevesim sürüyor, başta da dediğim gibi biyografi sevmeyen bu kitabı sevmez muhtemelen o yüzden tavsiye işini askıya alıyorum. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 407 sayfa ve 24 TL.

Günlerden Galatasaray #34

Bitti şükür. 
Antalyaspor 2-2 Galatasaray. 
Goller Belhanda (P), Marcelo.

Günlerden Galatasaray #33

Tam 8 maçtır galip gelemiyordu bu takım. Atılan bir gol sayılmadı, iki penaltı üst üste kaçırıldı, buna rağmen 3 gol atarak galip geldi. Özgüven açısından tatmin ediciydi evet, fakat skoru bulmak için bu kadar çabalamak hala arka planda soru işaretleri oluşturuyor bence. Bu sezon için bir beklenti yok elbette, önümüzdeki sezon için tüm fikirler artık bu saatten sonra. Bu yüzden pandemi sürecinden sonraki her maçta yavaş yavaş azaldı söylenen sözler ve yazılan cümleler. Evet, hepimiz bitse de gitsek kafasındayız ama gol attıkça da içten içe kalbimin pır pır ettiğini de inkar edemeyeceğim. Maçın golleri birbirinden güzeldi. Perdeyi Marcelo'nun nefis şutu açtı, Emre'nin harika frikiği ile sürdü, Taylan'ın Yunus'uma verdiği pür temiz kalplilik pası ile de Yunus'um perdeyi kapadı. Nice nice goller izleyelim dilerim. Allah yardımcımız olsun. Yürüyedurun!