Eylül özel yazısı

Efendiim.. Bi süredir elimi blogdan çektim, çekmek zorunda kaldım malesef. Ramazan telaşı, iş, güç derken birikti yine yazılacaklar. Eylül yazısıyla başlayayım dedim hemen. Buyrun içeri alayım sizi şurdan;

  • Eylül 1 dedik, burda yağmurlar başladı. Yağmur kadar bana huzur veren başka bişey daha yok -ama yağmurdan daha çok huzur veren biri var tabii - Şimşek çakmadığı, gök gürlemediği, yıldırım düşmediği takdirde hiç durmadan yağsın. Beni bozmaz.

  • Eylül ayı doğum günü ayı. Bugün canım arkadaşım, uyuzum, kuzum, baş belamın doğum günü. Kendisi 25'ine bastı tüm kalbimizle kutluyoruz efendim. İyiki doğdun Kııvaaannçç iyiki doğduun Kııvaaannç :) Kıvanç dışında kardeşimin, kuzenlerimden Emre, Halil ve Haşim'in doğum günü de Eylül içinde. Onları da kutladım tek tek.

  • Ağustos yazısında kendimi MD House'un ellerine teslim ettiğimi yazmıştım. M. Kemal "beni Türk doktorlarına emanet edin" derken House'u görseydi beni ona emanet edin derdi emin olabilirsiniz. 2. sezonun 20. bölümü iniyor, birazdan izleyeceğim. İzlediğim 40 bölümde de başta yanılan, ama sonra en ufak bişeyden mesela bi poker oyunundan, mesela bi bakıştan, bi cümleden, bi kelimeden hastanın hastalığını çözüveriyor. Parçaları birleştirme hızına ve zekasına hayran olduğumuz insandır sevgili Greg. İzlemeye devam. Taa ki yayınlanan yeni bölümlerine dek..

  • Pazar günü üniversite mezunu olmam için önümde tek engel olan Sermaye Piyasası ve Finansal Kurumlar dersinin sınavı vardı. Bütünlemesi yani. Açıköğretimi ilk yazdığımda bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Ben ilköğretim ve lise hayatımda hep dersi derste öğrenen bi öğrenci oldum. Evde doğru düzgün ders çalıştığımı hatırlamam. Bu yüzden aöf beni biraz kastı. Ama son sınavdan sonra artık mezunum diyebilirim sanırım. Allahım bi aksilik çıkmasın nolur, amin! {amin desene be!}

  • "4-5 madde oldu sevgiliden bahsetmedin hayret!" diyenlere sesleniyorum; sevgiliyle biraz limoniyiz. Azcık kızdırdım da kendisini. Bak hele, hala düzelmediysek -ki düzeldiğimize eminim- aşşşşşkııııımmm noluuuur kızma bana bak nası masum oturuyorum.

  • Hazır masumken bi lokma futbol konuşayım dur. Milli maçlar vardı malumunuz. İkide iki yaparak güzel bi başlangıç yaptık. Onur'un kaleciliğe ısındırılması, Arda'nın takımın önüne çıkması, kadro tercihlerindeki -bence- hatalar ve atılan 6 gol Avrupa Şampiyonası'na 2008'de kaldığımız yerden devam edeceğimizi bana hissettirdi. Evet, pembe tablo çizmeyi seviyorum arkadaş!

  • Pazar'a referandum var. Mizaç olarak iki tane tabum vardır dillendirmekten hoşlanmadığım. Biri dini konular, din dediğin Allah'la kul arasında olur! İkincisi de oy verme konusu. Elbette herkesin bi fikri var ama, oy kullanma kişiye özel bir hak ve eveti oyladım, hayırı oyladım bu sadece ve sadece benim bileceğim bi iş. Sadece şunu söyleyebilirim; birileri istediği için ya da bi partiyi desteklediğiniz için değil, gerçekten geleceğe yönelik bi adım olduğunu düşünerek oylayın. Bahsettiğim gelecekte şu anda bıdı bıdı eden parti liderleri yaşamayacak biz ve bizim çocuklarımız yaşayacağız :)

  • Ciddi konulardan bi lokma sıyrılmak gerekirse; bugün arife yarın da Ramazan Bayramı. Herkesin Ramazan Bayramı mübarek olsun şimdiden. Biliyorum, hiç bişeyde eskinin tadını bulamadığımız gibi bayramlarda da bulamıyoruz ama lütfen büyüklerimize saygılı olalım, küçüklerimize sevgiyle yaklaşalım. Hayat kısa, kimseyi kırmaya değmez falan işte siz biliyosunuz beni artık.


Keyifli bi ay geçirmeniz dileğiyle. Son olarak Tarkan'dan Öp hepimize geliyor. Sevgililerinizin kulağına söyleyin bu şarkıyı..

Ben o şelale saçlara, o ay o hilal kaşlara, o süzme bal dudaklara, öp öp öp öp doyamadım



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎