Suits



Kendimi biliyorum. Egosu yüksek ama hak ederek yüksek karakterler olduğunda çarpılıp kalıyorum. Vaktinde House'a, Sherlock'a, Barney Stinson'a nasıl hayran olduysam Harvey Specter için de aynı şeyleri hissettim 9 sezon boyunca. Diziyi seri şekilde izleyip bitirmemin en büyük sebebi de bu egosu yüksek, kendine önce Batman sonra da Superman diyen karakter oldu. 9 sezon, 134 bölüm, hiç bitmeyen bir heyecan, birbirlerine arka çıkan ve sürekli genişleyen bir aile... Suits izlediğim en güzel diziler arasında yerini çoktan aldı bile... Hadi biraz konuşalım.
Dizi başarılı avukat Harvey'nin bir yardımcıya ihtiyacı olmasından dolayı yaptığı iş görüşmeleri ile başlar. Elbette Harvard mezunu, iyi bir genç avukat istemektedir Harvey ki bağlı olduğu firmanın da yardımcılar ve avukatları için başta gelen şartı Harvard mezunu olmalarını istemesidir. Derken kapıdan elinde bir çanta dolusu uyuşturucu ile Mike girer. Kendisi avukat olmamasının yanı sıra polislerden kaçmaktadır. Mike'ın en önemli özelliği müthiş bir görsel hafızaya sahip olmasıdır. Vaktinde hukuk kitapları okumuş Mike, görsel hafızası sayesinde Harvey'nin sorduğu tüm soruları yanıtlar ve türlü üçkağıtlarla yardımcı avukatlık görevini SEZONLARCA yürütmeye devam eder. Şimdi ben işin tekniğinde değilim ama her yasada açıklar vardır ve Suits bu açıklardan yürüyerek Mike'ı avukat olarak izlememize vesile oldu. Elbette bu da Harvey&Mike kardeşliğinin başlamasını, büyümesini ve bizim de bu ilişkiye inanarak Batman&Robin'i hukuk alanında görmemizi sağladı. Spoiler verecek değilim ama dizide beni inandıran ve final bölümünde hüngür hüngür ağlatan tek ilişki de Harvey&Mike ilişkisi değildi!

Suits'i bu kadar seviyor olmamın sebebi aslında yalnızca Harvey değil. Dizide çok güçlü kadın karakterler var. Jessica, Donna, Rachel, Gretchen, Katrina ve Samantha hatta Faye bile...  Özellikle Jessica yalnız kadınların değil siyahi kadınların da ne kadar başarılı olabileceğini ve en üst kadrolarda yer alabileceğini gösterip tüm ayrımcılıkların karşısında durarak gerçek hayata müthiş göndermeler yapıyor. Donna bu ekibin içinde hukuk okumayan, hadi Mike'ı da dışarıda bırakayım, hukuk bilmeyen tek kişi. Ama bu ekibi cayır cayır idare eden, insanların ne demek istediğini gözlerine bakarak anlayan nefis bir karakter. Donna gerçek bir insan olsaydı muhtemelen en iyi arkadaşım olurdu çünkü (reklam geliyor) ben de çevremdeki insanları gözlemlerim sayesinde çözebiliyor çoğu zaman karşımdaki insanın konuşmasına bile gerek kalmadan anlayabiliyorum (reklam bitti). Dizinin IMDB'ye göre en yüksek puan alan bölümü 5. sezonun 10. bölümü olan Faith'in puanı 9.8, en düşük puan alan bölümü ise 8. sezonun 1. bölümü olan Right-Hand Man. Sanırım 8x1'in sevilmemesinin nedeni çok fazla değişiklik yaşamış olmamızdı (spoilerdan kaçıyorum)


Egolu tipler, gerçekten egolu olmayı hak ediyorlarsa, eğer ilgi alanınızdaysa Suits'i affetmeyin. Harika bir dizi. Değişmenin çok zor olsa da imkansız olmadığını gösteren efsanevi karakterleri var. Kırkar dakikadan 134 bölüm nedir ki... Deneyin, seveceksiniz. Söz veriyorum. Bu arada, spoiler vermeyi düşünmüyordum ama final elimi kolumu bağladı. Aşağıdaki Spoileeer! kelimesine tıklarsanız finalden görüntüler göreceksiniz. İzlemediyseniz önermem. Sonunu bildikten sonra izlemenin ne anlamı kalıyor ki?! Gabriel Macht, peşindeyim aslanım!

Spoileeer!

Kalbim eridi finali izlerken. Ağladığım sahneler oldu, kahkaha attığım sahneler oldu, "işte bu!" dediğim sahneler oldu... Mike'ı, Harvey'i Donna'yı ve Louis'i son bir kez bir arada görmek çok duygusaldı. İsterse İngiltere Kraliçesi olsun Rachel'ı canlandıran Düşes Meghan diplomatik gezilerine 3 gün ara vereydi de gelip Louis'in düğününe katılaydı keşke. Aynı şey Jessica için de geçerli. Ailem dediği Louis'in düğününde olmaması finalin en büyük ofsaytıydı.


Jessica ve Rachel'ın olmaması dışında final tam bir peri masalıydı. Mutlu sonlarla dolu... Louis ile Sheila evlendi, bebekleri oldu. Harvey ile Donna evlendi, Mike ve Rachel ile çalışmak için firmadan ayrıldılar. Katrina firmaya ortak oldu falan... Eh beni duygulandırmak hiç zor olmayacağı için bunlar da duygulandırdı elbette. Neticede kırkar dakikadan 134 bölüm dedim değil mi :) Finale Ed Sheeran-Perfect dokunuşu ise en duygulandığım andı. Bir düğüne Perfect'ten daha çok yakışacak bir şarkı düşünemiyorum :)


Bu bir veda anı sevgilim, kaçırma gözlerini zamandan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎