Günlerden Galatasaray vol.10

Bu soğuk kış gecesinde içimizi ısıtan takım olamadı Galatasaray belki, kabul. Gel gelelim buz da kestirmedi çok şükür. Maç sonunda twitter'a çok şükür yazmamın sebebi de bu. Tamam, çamur gibi bir futbolla yeşil sahalara getirdiğimiz renk kahverengi oluyor ama olur be... Bu sezon 50'ye yakın maç yapacak bu takım, varsın 10 tanesinde de kötü oynasın. Hala Kopenhag maçının etkisinden çıkamıyorum. Gidin aklımdan Şampiyonlar Ligi şeytanları daha salıya ÜÇ GÜN (evet büyük yazınca daha çok görünüyor) var :(
Konya her ne kadar büyüdüğüm yer de olsa Galatasaray olunca işin içinde, anında satışta bir dünya markasıyım adeta. Dün akşam gollerin ilki yine Drogba'dan geldi. Aaa dur, aslında ilk gol Konya'dan geldi. Buraya bi vatekambek iyi olurdu ama 2-1, özellikle de Konya'ya karşı 2-1 pek vatekambek değil dimi? Peki. Drogba'nın ardından tam "Burak at artık be bunu da atamayacaksan neyi atacaksın gözüm" dediğim anlardan sonra sövdüğüm anlara geldik ve Burak gol attı. Demek ki neymiş, kendisinin gol atması için benim küfretmem gerekiyormuş. Ederiz kanka ayıpsın. Ama dün gecenin adamı ne Burak ne Drogba'ydı. MELO MELO MELO diyorum. Adam gün geçtikçe üzerine koymaya başladı. Hocam gittikten sonra bocalar mı diye korkuyordum yalan yok. Daha iyi bile oldu ki maşallah diyoruz. 3 puan 2 gol, en güzeli de cuma galibiyetiyle tüm hafta sonunu goygoy yaparak (hafta sonu mesaide olduğu için yapamadı) geçirmek ^.^ Öyleyse ne diyoruz? Yürüyedur GALATASARAY! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎