Yeniden tarih yazmaca: 11/12/13

Fark ettim ki, Juventus maçına yeterince dilenmemişim. Oysa ki her şeyiyle bildiğin dilenilecek maçtı. Bu yazı, birazdan okuyacaklarınız, görecekleriniz, 10 Aralık 2013 Salı ve 11 Aralık 2013 Çarşamba günü yaşadıklarımızı fotoroman şeklinde anlatacak. Öncesiyle, sonrasıyla, hafızamızda kalanlarla. Ve her şey 10 Aralık 2013 günü başlamıştı...


İstanbul, aralık ayı, nadiren sağlam kar yağan İstanbul'a o akşam önce dolu, sonra da sağanak şekilde kar yağıyordu. Sağanak şeklinde kar yağar mı? Yağıyor işte. Grubun son maçı. İlk 5 maç sonunda Real Madrid lider. Diğer takımlardan Juventus'un 6, Kopenhag ve bizim 4'er puanımız var. Juventus'u ya yeneceksin, ya yeneceksin. Öyle bir maç. İki maç da salı akşamı aynı anda başladı. İzliyoruz.


Kış kıyamet, yukarıdaki gifi görüyorsun. Buna rağmen abilerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız koşmuş Galatasaray'a gitmiş hiç üşenmeden. O soğuğa rağmen çılgın atıyorlar tabiri caizse. Bu da dünyanın en güzel fotoğraflarından birisi olmuş.


Ne diyordum? Maça başladık. Takım aslanlar gibi oynuyor, taraftar bağırıyor, her şey şahane. Tam hayal ettiğimiz, beklediğimiz gibi. 10 dakika içinde kar bir çoğaldı ki yerler bembeyaz oldu. 

Turuncu top girdi devreye hemen. Ama dakikalar 31'i gösterdiğinde hakem oyunu durdurup içeri girdi. Üşümüş olacak ki maçı oynatmıyorum dedi. Bak ne deneme, çıkıp bi top sektirme hiçbir hamle yapmadı. Burnunu bile çıkarmadı soyunma odasından, nerede kaldı top sektirmek...

Ertesi güne geçmeden önce 10'u salı akşamından enstantanelerle baş başayız. 
 
 
 
 
 

Hakem maçı tatil edince hepimiz heyecanla maçın ne zaman devam edeceğini bekledik. Önce çarşamba 14.00'te olacak diye bi haber geldi. Sonra 15.00 oldu. Ertesi gün uyanıp mesailerimize ve okullarımıza dağıldığımızda ise 13.00'te bir toplantı olacağı ve o anki duruma göre karar verileceği söylendi. 

Saat 13.00 olmadan önce yukarıdaki fotoğraf düştü sosyal medyaya. Hakemin maçı oynatacağı ve zeminin kar temizleme araçlarıyla temizlendiği söylendi. Maçın 31. dakikadan sonrasının oynanacağı saat de belirlenmişti böylece: 15.00.

Maçın efsane kısmı başlamıştı. Günlerden 11 Aralık 2013 Çarşamba. Kimimiz mesaideyiz, kimimiz okuldayız, kimimizin maçın gerçek saatinden bile haberi olmadı belki... Benim açımdan, maç izlemek için dışarı çıkmalarımı saymazsak, evde izlemediğim son maç 2002 Dünya Kupasındaki Brezilya-Türkiye maçıydı. Yenilmemize rağmen, her şeyiyle çok efsane bir maçtı. Bu maçı da iş yerinde izlemek zorunda kaldık. Saat 14:57 falandı televizyonu bulunan bir odaya intikalimiz. 

Maç yazısında da belirttiğim gibi atanın işi götüreceği çok net belliydi. Zira o statta başka türlüsünün imkanı yoktu. Hayatta bazı anlar hafızanıza slowmotion olarak kaydolur. Wesley'nin golü öyle bi andı. Daha önce frikikte yapamadığı işi 86. dakikada yaptı. Umut topu şişirdi, Drogba indirdi, ceza sahasına giren Wesley de yumuşacık bi dokunuşla topu Buffon ile uzak kale direğinin arasından köşeye bırakıverdi. 

Efsane tarihte oynanan efsane maçta atılan gol de efsane oldu. 10 numaralı formasıyla Sneijder, 11/12/13 tarihinde, saat 14:15'te (Londra saati), Galatasaray'ı son 16 takım arasına, kariyerinin 17. şampiyonlar ligi golüyle sokmayı başardı. (bunu düşünen adamın alnından öperim)

Gelelim gol sevincine.
 
 
 
 
 
 

Hepimizin tahmin edeceği gibi maçta başka gol olmadı. Hakem son düdüğü çaldığında ise maçı izlediğimiz oda bayram yerine döndü. Fenerbahçelisi de Beşiktaşlısı da tebrik edip sevincimize ortak oldular, sağ olsunlar.

Maç sonunda asıl sevinen ise takım oldu. Geçen sezon bazı önemli maçlardan sonra takım el ele tribünlere koşuyor ve kayıyordu. Bu maçta da yaptılar tabii ki.
 

Maç sonu fotoğraflarına dönersek,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Maç esnasında oraya giden, o soğukta işini gücünü dersini evini bırakıp orada bağıran herkese,
Maç esnasında işini gücünü dersini bırakıp nerede olursa olsun zorla o maçı izleyen herkese,
Maç esnasında Cimbomu izleyemese de tüm kalbiyle "hadi oğlum" demek suretiyle sinerjiye katılan herkese,

ve bize tüm bunları yaşatan takımım, kalp atışım, heyecanım, can şenliğim, tarih yazanım GALATASARAY'ıma sonsuz teşekkürler. Kükreyedurun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎