Gittim, gördüm, gezdim {Gaziantep}

Bu kadar görmek isteyip de beni bu kadar şaşırtan ikinci bir yer olmamıştı. Gaziantep gözümde daha metropol bir şehir gibiydi nedense. Hayal ettiğimden daha tarihi fakat daha küçükmüş. Ama antepfıstığı adını verdiğimiz yemiş diye nitelendirilen arkadaş o kadar şahane ki, başımı döndürdü. Barney'nin malum Himym bölümünde hamburger için söylediklerini antepfıstığı olarak değiştirip katılıyorum tüm benliğimle. Yeşili bol yolculuğa başlıyorum öyleyse!


Ankara'dan Seç Turizm ile 10 saatlik yolculuk ile Gaziantep Otogarına vardık. Seç Turizm'i çok başarılı bulmadığımı bir daha gidersem mutlaka uçakla gideceğimi kendime not düşeyim. Otobüsten sabah 8-9 arası indiğimiz için kahvaltı yapma arzum ihtiyaçlar hiyeraşimin zirvesine çıkmıştı. Kahvaltıyla ilgili tek hayalim ise katmer yemekti. Elimde doldurmak için götürdüğüm boş valiz, omzumda çantamla Antep'in arnavut kaldırımı sokaklarını teptim ve Zekeriya Usta'yı bulup çöktük sokağa taşan tabure ve masalarından birine. Masadan kalkarken geri dönmeye hazırdım bile :)

Yine çarşıda çok vakit geçirip Oyuncak Müzesi ve Zeugma'yı gezmediğim için pişman oldum. Daha çok tarih değil lezzet turu oldu benim için. Öykü Sertel gibiydim. Şunun tadına baktık mı, şu neymiş, bu neden yapılıyomuş, aaa katmer, aaa baklava, aaa şu ne kebabıymış diye mütemadiyen yedim. Cumartesi akşamı midem tabii ki bozuldu o kadar karıştırmaya az bile... Pazar ise daha usturupluydum. Yeme konusunda da içimde bir tek beyran kaldı. Pazar sabahı beyran içecektim kahvaltıda sözde. Gel gelelim bir gün önce o kadar yorulmuşum ki ben uyanıp çıkana kadar beyran bitmiş. Pazar günü de Gaziantep'in Sanko'sunu gezdik. Kaldığımız yere yakın salaş bir dükkanda nasibimizde olan ciğer dürüm Antep'te neden yaşamamam gerektiğinin ispatı gibiydi. Kilonuzu iki katına çıkarmak istiyorsanız durmayın Antep'e gidin!

Pazar akşamı da otogarda otobüsü beklerken ağzım yine boş durmadı ve yukarıdaki arkadaşın 2 tanesini gözlerimi açamadan yuttum. Yine 10 saatlik otobüs yolculuğu sonucunda AŞTİ'ye geldik. Vakit nasıl geçti yine anlamadım. Son 2 turdan çıkardığım özet şu: cuma - pazar arası hafta sonu tatili çok kısa. Bence cumayı da hafta sonuna katmalıyız. Perşembe akşamından gidip pazartesi sabahı dönmeliyiz. Pazartesi sabahı dönmek derken pazartesi günü izin almasaydım muhtemelen iş yerinde klavye üzerinden kazırlardı beni akşam. Bu geziyi tek kelimeyle özetlemem gerekirse; YEDİM! Açıköğretim sınavına 1 hafta kala bu geziyi tertip edip o hafta sonunu boş geçirdiğim içinse sınavda cayır cayır yanacağıma eminim. Yer yer çok yediğim için nefes alamasamda muhtemelen ramazandan sonra bir Antep turu daha gözüküyor bana. Allah affetsin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎