İkimizin Yerine | 2016

Nejat İşler'in yeniden sinemaya döneceğini duyunca çok heyecanlanmıştım. Kendisini ne kadar kıymetli bulduğumu daha önce de yumurtlamışımdır. Serenay Sarıkaya'yı çok beğenen biri olmamakla birlikte, filmin fragmanını gördüğüm ilk günden beri "NEJAT VAR ONU İZLERİM HİÇ İZLEMEZSEM" modundaydım. Genel kanının aksine filmi çok beğendim. Salondan çıkarken hatunlardan bazıları film uzun olmamış mı biraz ya falan diye bik bik ediyorlardı. Fakat ben film bittiğinde ekrana bakakaldım. Önümden insanlar geçti, salon boşaldı falan...  Hadi biraz konuşalım.

En son söyleyeceğimi ilk baştan söyleyeyim. Bu kadar sürprizli sonu olan bir yerli film daha izlememiştim. Salon boşaldı çıkamadım dedim ya yukarıda, bu pozda kaldım ¯\_(ツ)_/¯. Sanırım spoiler kısmında dayanamayıp biraz gıybet yapmalıyım. Filmle ilgili bir itirafım var. Fragmanı gördüğümde ıssız adam minvalinde bir film yapmış diye düşünmüştüm. Çok tutmasam da, e bu herife de ıssız adamlık gider demiştim. Hiç korktuğum gibi olmadı. Güzel kurgulanmış bir hikaye izledim. Eleştirebileceğim tek nokta diyaloglardı. Kabul, gişe filmi diye tabir edebileceğimiz bir filmden beklentinin çok yüksek olmaması gerekir. Gel gelelim hikaye o kadar kuvvetli ki yavan kaldı konuşmalar biraz. Bir de Zerrin Tekindor'un karakterinin bir anne için fazla sert olduğunu söylemem gerekiyor. Yaşadığı şey kolay olmasa da...


Filmdeki güzel detaylardan ilki elbette Nejat İşler'in bakışları... Baksın, sabaha kadar, akşama kadar baksın. Kitleniyorum. Liseye giderken de kitlenirdim, 30 yaşına geldim hala kitleniyorum. Zerre pişmanlık duymadan. Diğer güzel detay ise Serenay'ın şarkı söylemesi. Sanırım söylemem spoiler olmayacak, Serenay filmde Sezen Aksu'nun Vazgeçtim şarkısını söylüyor. Bir ah diyor ki, kalbimi acıttı. Filmin akışında, öyle güzel bir yerde giriyor ki şarkı ve öyle güzel şeyler izliyoruz ki şarkı söylenirken; Vazgeçtim de Doğan gibi, Çiçek gibi, Ülkü gibi filmin bir karakteri gibi, bir parçasıymış gibi geliyor. Çok tuhaf cidden. Spoilera birkaç şey ekledim. Filmin künyesi ve fragmanla kapatıyorum. Bence izleyin. Hiçbir şey için olmasa bile Nejat'ın Kaybedenler Kulübünden sonraki ilk filmi (aradaki Kış Uykusu, Behzat Ç ve Çınar Ağacı filmlerini geçtim) olması sebebiyle bile izlenir. İyi seyirler.

Spoileeer!
Söylemezsem çatlardım! Doğan, Çiçek'in babası çıkacak diye aklım çıktı bi ara. Annesinin tokası zannettiğimiz şeyin Doğan'ın çantasındaki kutudan çıkması, şarkı söylerken Doğan ve Ülkü'nün balkonda konuşması, Murat'ın Doğan'a bakışları falan. Aha dedim, valla entest ilişkinin gözüne gözüne vurmuş bebeğim ilk filminde! Sonra işin aslının kanserden ölmüş bir abla olduğunu görünce kalbim bin parça oldu. O gece uyuyana kadar dolu dolu gözlerle böyle boşluğu seyreder gibi baktım. Filmdeki aforizmalar nefisti. Özellikle bu üstteki. O silahı ne kolay veriyoruz dimi... Hem de hiç korkmadan. Silahımın sahibi, buralardaysan seni kaybetmek istemiyorum. Beni hiç vurma, nolur...
Vizyon Tarihi: 21 Ekim 2016
Yapımı : 2016 - Türkiye
Tür : Dram , Romantik
Süre: 126 Dak.
Yönetmen : Umur Turagay
Oyuncular : Nejat İşler , Serenay Sarıkaya , Zerrin Tekindor , İştar Gökseven , Özgür Emre Yıldırım
Senaryo : Pınar Bulut
Yapımcı : Taff Pictures
Konu : Küçük bir kasabada ailesinin ona layık bulduğu tekdüze bir hayata sıkışarak büyümüş, ancak sürekli yaşamı sorgulayan Çiçek İnce'nin (Serenay Sarıkaya) hayatı, okulda geçici olarak derslerine girmeye başlayan, İstanbul'dan gelmiş edebiyat öğretmeni Doğan (Nejat İşler) ile tamamen değişir. Doğan'a aşık olan Çiçek, ona yakın olabilmek için her fırsatı dener. Geçmiş ilişkilerinde aldığı yaraları hala taşıyan Doğan ise, genç kadını kendisinden uzak tutmaya çalışsa da bunu beceremez. Ancak bu ilişkinin sadece ikisinin hayatında değil, Çiçek'in ailesinin yaşamında da çok büyük etkileri olacaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎