Aylak Adam | Yusuf Atılgan

Tam bir yaz kitabı diye düşünmüştüm almadan önce. Sonra kitabı okumaya karar verdim, elime aldım, açtım, bismillah ilk sayfada "kış" bölümü başladı kitabın. Sonra ilkbahar, yaz ve güz geldi. Adı geçen bölümlerden en çok YAZ bölümünü sevdiğimi tahmin edersiniz. Kumsalda oturulan günler, sıcaktan uyunmayan geceler, denizin dalga sesleri, dolaptan çıkınca buğulanan üzümler... Kitapta adının C harfi ile başladığını öğrendiğimiz bir baş rolümüz var. Bu arkadaşla bir sene geçiriyoruz. Geçirdiğimiz bu bir sene yine kitabın bir yerlerinde 1950'li yıllar olarak belirtiliyor. C, kitabı kendi ağzından anlatıyor. Aylak adam kendisi. K
itabın adından da anlayacağımız üzere çalışmıyor. Böyle boş beleş bir insan beni aşırı rahatsız eder, kesin gerilirim diye bekliyordum fakat tuhaf şekilde gerilmedim. Hatta Yusuf Atılgan'ın yarattığı bu karakteri bir parça sevmiş ve kitabın bitişine üzülmüş bile olabilirim. C, aslında aşkı arayan bir adam. Tamamlanmayı bekleyen, bir yerlerde eksik parçasının olduğuna inanan, o parçanın kendisiyle aynı şehirde yaşadığını düşünen, o kadın olmasaydı kendisinin de var olmayacağını herkese söyleyebilen birisi. Kitabın içindeki en kıymetli bölüm ise bendeki baskıda 157-158. sayfalarda geçen pasaj. Spoiler vermeyeyim, alın, açın, okuyun ve tebessüm edin. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 190 sayfa ve 18 TL.

1 yorum:

  1. Bazı kitaplar vardır, birkaç gün etkisinden sıyrılamazsın. Aylak Adam öyle işte. Akıcı ve sorgulatıcı..

    YanıtlaSil

Yazın bakalım 😎