Günlerden Galatasaray #21

Kalp krizlerimiz geçtiyse, maç yazısına başlıyorum. Zira benimki anca geçti. Aklınız Trabzon maçında mıdır nedir, ilk devrede bildiğin dayak yedik. Hem de Sami Yen'de. Vallahi rezalet. Neyse olur, geri dönüşlü şampiyonluk da lazım, şanındandır malum. Ümraniye maçını da o kategoriye yazıp devam edelim. İkinci yarıdaki baskılı oyun, değişikliklerin de yardımıyla elbette, maçı getirdi ya, önemli olan 3 puan. Şimdi ilk yarıda Ümraniye öne geçti, sonra Abdülkerim beraberliği yakaladı, sonra da Ümraniye bir tane daha attı ya, inceden bir gerildim, yalan yok. Ama oyunda aksayan noktalar belliydi, değişiklik gelmesi halinde dönerdi oyun ki döndü de. Mauro'nun biri penaltıdan olmak üzere attığı iki golle takımı galibiyete taşıdı. Mauro bambaşka bir seviyede oynuyor, gelecek sezona satın alınması gerekiyor, başka adam aramaya gerek bile yok. Öte yandan her maçta olduğu gibi bu maçta da Lucas öveceğim müsaadenizle... Kaybettiği top yok. Bu mücadele başarısı, yerde rakibin iki ayağının arasına kafa sokup topu takıma kazandırmaya varacak kadar yaşadığı galibiyet hırsı, beni inanılmaz şaşırtıyor ve bir o kadar da mutlu ediyor. Hep övme olmaz biraz da Emre... Patrick'in ayrılmasının akabinde eline nefis bir fırsat geçmişti ama Ümraniye'nin sağ açığını ilk yarıda yıldızlaştıran oydu yazık ki. Allahtan Okan Hoca oyunu iyi okudu da, Emre - Leo değişikliği için gecikmedik. İşte böyle. Şimdi pazarı bekliyoruz. Orayı da aşıp bir sonraki maça kilitlenmek lazım. Bir hafta da BAY geçilecek, orada biraz nefes alırız kupa maçı falan denk gelmezse. Şen ola Cimbom, şen ola!

2 yorum:

Yazın bakalım 😎