2024'te Neler Oldu?

Selamlar, sevgiler.
Gelin şahsi tarihimin 2024 yaprağını bir hızlıca gözden geçirelim. Ben hatırlayayım, kişisel tarihime not düşeyim, size anlatayım, siz de şahit olun. Özet geçmek gerekirse, yıl güzel başladı, güzel bitti benim adıma. Detay isteyenlerle yola devam edelim istemeyenleri üç hayırla uğurlayabiliriz. Şimdiden mutlu seneler dilerim!

Adetimdir önce Galatasaray ile başlarım ama bu sefer Galatasaray'dan da çok sevdiğim bir şeyle başlamak istiyorum. Şimdi beni yüzyıllardır tanıyanlar bilir ki, ben kendimi bildim bileli aşkın tek olduğuna, insanın sevdiğine kavuşacağına ya da hasret kalacağına inanlardanımdır. Benim de 2010 mayısından beri sevdiğim biri vardı. Neredeyse 15 senedir ayrı barışık bir ilişki içerisindeydik kendisiyle. 2024'ün son iki ayında ise bu birliktelik biraz resmileşti, aileler tanıştı, birkaç ay içerisinde de niyet ettik yuva kurmaya. Bir maşallahınızı alırız. *buraya nazar duası gelecek. Gerçi nazarlığı eylül ayında yine yeniden kırdığım bacakla çıkardığımı düşünüyorum. Bir ömre daha kaç nazar sığar bilmiyorum. Gözü olanın g*tüne kaçsın. Teşekkürler.

Şimdi Galatasaray'a geçebiliriz... Sevgili Galatasarayımız bu sene de geçen sene olduğu gibi şampiyon oldu. Çok şükür. Rekor puanla, rekor gol sayısıyla, gol ve asist kralını çıkararak ve en az gol yiyerek. Efsanevi bir sezon ve yıl geçirmenin derin mutluluğunu Şampiyonlar Ligi'nden elenerek biraz küçültsek de hala mağlup olmayan (artık biliyorsunuz, nazar duası) bir takım ortaya çıkardı Okan Hocam. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanması gereken Süper Kupa finali 2024'ün sonunda oynanmamıştı Arabistan'da da ertelenmişti ya, o maçın ilk dakikasında biz golü bulunca Fener'in paf takımını sahadan çekmişlerdi de Galatasaray - Galatasaray maçını izlemiştik. Sezonun maçı oydu bence LOL. Dilerim ki 2025 de bu seneki kadar başarılı geçsin. Kazasız belasız sakatlıksız huzurla geçsin. Başarılarla dolu olsun aslanlarım için. Anne duası sona erdi, amin. Son olarak reklamlar: Galatasaray'ın 24'üncü şampiyonluğunun hikayesine buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca şampiyonluk gecesine ait detayların bulunduğu fotoromana da buradan gidebilirsiniz

Spotify her sene olduğu gibi bu sene de yılın enlerini düzenlemiş dinlediklerimden. Ben bu sene en çok podcast dinledim. Serdar Kuzuloğlu'nun Haddini Aşan Yaşam Rehberi isimli programı ile Eray Özer'in Yeni Haller programını dinledim. İkisini de gözü kapalı öneririm podcast severseniz. İşe giderken, işten dönerken yeni bölüm düştükçe sıklıkça dinliyordum. Müziğe dönecek olursak özetim soldaki ekran görüntüsünde mevcut. Türkçe Pop dedin mi de Serap işte ne yapacaksın... Kenan'ın düşüşü niye böyle hızlı olmuş diye irdeleyecek olursak onu da Gülşen'e bağlarım. Kraliçe ilk üçüme giriş yapmıştı zaten de Tarkan'ı sollamak kolay değil. Zirvedeki şarkı da KÖFN ile Simge Sağın'ın birlikte söylediği Yakışıklı olmuş. Onun sebebi de Mauro tabii ki! Tez zamanda dönsün, canım benim. Müziklerimiz de bu şekilde sıralanmış yeni yılda.

Gelelim sinema-televizyon mevzularına... Bu sene izlediğim en iyi yerli film Zeki Demirkubuz'un Hayat filmi oldu. Sinemada da izleme fırsatı bulmuştum. Üç saat su gibi akıp gitmişti. Yabancı film olarak ise Poor Things'i tek geçerim. Yine de iki tenisçinin rekabetini anlatan Challangers'i plase yaparım. Ekseri oscar adaylarını izlemeye çalışıyorum yılın ilk günlerinde, yine vakti geliyor. Bakalım bu sene neler izleyeceğiz, meraktayım. Dizi olarak New Amsterdam'a başladım Netflix'te. Hastaneli dizi seviyorsanız, kaotik ortamla birlikte karakterlerin hikayeleri güzel akıyor. Gizem, macera, romantizm, komedi falan beklemezseniz akar. Asıl BluTv'de canım Giray Altınok'un Prens dizisi kasıp kavurdu tüm izleyenleri. İki sezon izledim, şimdiden üçüncüyü bekliyorum tüm kalbimle. Giray da Ata'dan sonra favori komedyenlerim listesine ikinci sıraya geldi yerleşti. Giray'ın Prens'ini öne çıkardım ama TOD için çektiği Var Bunlar ve Exxen için çektiği Karşılaşmalar'ı da tavsiye ederim. Son olarak yine BluTv'de İlk ve Son dizisinin ikinci sezonu yayınlandı. Ciğer yakan türden bir işti, iki bölümü üst üste izleyemedim kalbimin sızısından. Özellikle Hazal Subaşı'nın dupduru güzelliğine ve çabasız akan gözyaşlarına bayıldım.

Gelelim okuma serüvenine. GoodReads'te 2024 okuma hedefimi 50'de tutmuşum. Yetişemedim. Malum meseleler, yeni kurulacak düzenin hazırlıkları, bacağı yine kırmanın verdiği gerginlik derken 41,5/50'de kaldım maalesef. 42. kitabı yarın bitirip %84'lük bir başarı hedefliyorum. Gelecek sene daha disipline olacağım ve sızdırma yapmayacağım konusunda da kendime güveniyorum. Bu sene okuduğum 42 kitabı şöyle bir gözden geçirdim ve zirveye Ian McEwan'ın Yabancı Kucak kitabını koymaya karar verdim. Galiba felsefe, tarih derken kitaplardan yeterli keyfi alamamışım. Didaktik açıdan yürümüşüm. Olsun. Bir de herkesin ayıla bayıla okuduğu fakat benim çarpılmayı bırak yarısına gelmeden bıraktığım bir de kitap oldu bu sene ki hiç adetim değildir. O kitap Huzursuzluğun Kitabı isimli Pessoa eseri. Neden bilmiyorum bir türlü ısınamadım bu kitaba. Okuyamadım, elimde, çantamda, masamda süründü de süründü. Son tahlilde de pes edip kitaplığa attım. Kısmet değilmiş.

Yılın başında bolca gezdim. Eskişehir'e, Balıkesir'e, Çanakkale'ye, İzmir'e ve illa ki İstanbul ile Ankara'ya gittim. Adalar, Modalar, deniz tatilleri derken güzel gezdim. Daha bir de Güneydoğu Anadolu turu planlıyordum ki otur bok yeme diyenler oldu sanıyorum bacağı alçılayıp yılın son 3 ayını evde geçirmek durumunda kaldım. Yine de güzeldi, şikayetim yok. Önümüzdeki yıl daha çok gezeceğimiz ama kimsenin nazarına maruz kalmayacağımız bir sene olsun. En çok sağlık olsun. Sonra mutluluk olsun. Dileyenlere aşk olsun, para olsun. Kimseyi kırmayacağımız, iyilerin kazanacağı, zalimlerin yerin dibine gireceği bir yıl olsun. Yeni yılda Ata Demirer'i sahnede izlemek, sevdiceğime kavuşmak, sağlıklı olmak ve Galatasaray şampiyonluğu dileklerim olsun. İstemek kula vermek yaradana yakışır. Herkese gönlünün hak ettiğince bir 2025 dilerim. Mutlu seneler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎