Günlerden Galatasaray #7

Takım sürekli birbirine ikram etti gol pozisyonunu. Garry Gomis'e, Belhanda Gomis'e, Fegu Garry'e, aşçı bahçıvana, bahçıvan uşağa... Şaka bi yana, Allahtan maç döndü de bunları gülerek yazabiliyorum. Maç dönmese, gerçekten heba olan 2 puanı konuşuyor olacaktık şu an. Son iki haftadır direkten dönüyoruz, güzel dönüyoruz, bunlar şampiyonluk habercisi diyoruz fakat her maçta bu kadar şanslı olur muyuz? İnşallah oluruz. Ama bunlara gerek kalmasın dilerim. Dün akşam kazanmamızın tek sebebi kenetlenmemizdi. Futbolcular takım olmuş. Stat da dolu olduğundan bi nevi "mecburen" kazandık. Maçın gollerinin bir tanesi Fegu'dan iki tanesi ise Maicon'dan geldi. Maicon adaptasyon sürecinde benim kem gözlerime maruz kalsa da adaptasyonu atlatınca defansın mafyası oldu. Böyle devam etsin. Sıradaki maç Konya'da, bi saçmalık olmazsa stattayım inşallah. O maçı da ben aldırırım yani 😋YÜRÜYEDURUN ASLANLARIM, pozisyon kaçırmayın çok rica edicem.

Olağanüstü Bir Gece | Stefan Zweig

Bir gün geçmesin ki yeni bir Zweig kitabı okumayayım. Kitabı konuşmadan evvel değinmek istediğim kapağı. "Olağanüstü Bir Gece" kapağında, adına yaraşır şekilde Vincent Van Gogh'un bence en güzel eseri olan Starry Night tablosu kullanılmış. Fikir kiminse, aklına sağlık 😍 Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat kitabının ardından bu kitapta da kötülüklerin anası olarak kumar gösteriliyor. O kitapta rulet masası vardı bu kitapta at yarışı var. Kendisini burjuva olarak tanımlayan adam yaşadığı tatminsizlik hissini, duygularının ölümünü, duygularından arındığını düşünüyor. Fakat at yarışından haksızca kazandığı bir miktar para tabiri caizse cebini sokmaya başlıyor ve bu parayı hoyratça sağa sola saçmaya başlıyor. Paraları dağıttıkça içinde duyguların bir bir uyandığını, -en kötülerinin bile- açığa çıktığını anlatıyor. Bendeki baskısı İşbankası Yayınlarından çıkma.80 sayfa ve 8 TL. Bu blogda artık Zweig övmek istemiyorum ama (Uğurkan Erez ses tonuyla) ÇOK İYİ KARDEŞİM! Okuyun.

Kırmızı Bisiklet | Can Dündar

Ailesine herkes düşkündür eminim. Ben de herkes kadar düşkünüm ve bu kitaptan inanılmaz etkilendim. Babalar-çocukları-babasız kalan çocuklar-çocuksuz kalan babalar... Kitapta hepsinden kısa kısa hikayeler vardı. Baba olmadığım (biyolojik olarak mümkün değil, kesin bilgi) ve kitabı çoğunlukla serviste okuduğum halde göz yaşları içindeydim. Allah herkese sıralı ölüm versin. Benim çocuğum olmamasına rağmen söylüyorum bunu. Hiçbir baba evladını toprağa vermesin inşallah. Kitabın genelinde bu hava hakim. Can Dündar kendi çocukluğundan babasını toprağa verdiği güne kadar babalık ve evlatlıkla ilgili yazdığı yazıları derlemiş. Ne güzel yapmış! Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından tabii ki. Nefis bir kapağı var. 240 sayfa ve 21 TL. Çocuğunuz olsun olmasın, siz de birinin çocuğusunuz ve bu kitabı okumalısınız. 

Günlerden Galatasaray #6

Dün akşam epey sıkıntılı geçti benim için. Bilhassa ilk yarı. Maçın döneceğinden bile şüpheliydim. Ama bunu asla "gitti maç, puan kaybettik, öldük, bittik" şeklinde yapmadım. Yapanlara da hiçbir zaman anlam veremedim. Yahu bu takım senin sevdan, nasıl başarısız olacak, öleceğiz, biteceğiz diyebilirsin? Ben demedim hiç, diyemem de. İçime sinmez. İnşallah hiç de yapmam. Neyse, dün akşam çok şanssızdık bence. Çok top dönüp Bursa'da kaldı, çok top kaleden döndü, çok top talihsiz şekilde kaleye doğru gitmedi. Kısmet. Igor'un değiştirdiği oyunculara çok şaşırdım bu arada. Gerçekten hiç beklenmedik ve büyük riskli hareketlerdi, kabul. Ama bazen maçları değiştiren hamleler gerekiyor. Igor'un hamlesi böyle bir hamleydi. Tutmasaydı ne olurdu hiç düşünemiyorum ama cidden tuttu 😄 Dilerim bir daha böyle hamleler yapmaya gerek kalmaz. Yapılacaksa da bu adama güvenilmesi gerekiyor, dün akşam gördük. Bursa'yı Fegu ve Tolga'nın 2 golüyle 2-1 yenerek zirvede yalnız kaldık. Şükür. Yürüyedurun aslanlarım! 

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat | Stefan Zweig

Zweig'in daha birçok kitabını okumak istiyorum. Çünkü bir erkeğin, bir kadını bu kadar başarılı bu kadar net yazabilmesi beni çok şaşırtıyor. Şaşırdıkça hayran kalıyorum. Kitaplar öyle konsantre ki tek seferde okuyup bitiriyorsunuz. Kitapta bir kadının yıllar önce tüm hayatından nasıl tek bir an uğruna vazgeçebileceğini anlatıyor. Hayır, bu kadınların dengesiz ve güvenilmez olduğunu kanıtlamaz. Tutkularıyla yaşayan kadınlar olduğunu kanıtlar ve itiraf etmeliyim ki böyle kadınlar beni etkiliyor. Umarım ben de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu kadar tutkulu olurum. İnsanın bağımlılıklarını düşününce ne kadar aciz bir varlık olduğunu da anlatıyor elbette alt metin olarak. Özetle yine insan psikolojisi ve fıtratının dibine vurmuş Stefan. Bu tarzdan hoşlanıyorsanız da hoşlanmıyorsanız da deneyin. Hoşlanıyorsanız eminim seveceksiniz. Hoşlanmıyorsanız ise Stefan'a hayran kalmak için bile okuyabilirsiniz. Kitabın bendeki baskısı İşbankası Yayınlarından. 80 sayfalık kitabın satış fiyatı sadece 8 TL.