Burma Günleri | George Orwell

Hayvan Çiftliği ve 1984'ün müthiş çarpıcılığından, geleceğe çevirdiği dürbünden, kurgu da olsa karakterlerinin temsil ettiği gerçeklerinden cesaret alarak bir diğer Orwell kitabı olan Burma Günleri'ni edinmiştim. Orwell Hindistan doğumlu bir İngiliz. Bu sebeple de olsa içeriden bir eleştiri kitabı Burma Günleri. İngiltere'nin sömürge günlerinde Burma'da yaşayan bir grup İngiliz memurun hayatlarının bir bölümünden bahsediyor. Kendilerini yerlilerden yukarıda gören, kendi ülkelerinde yerlilere ikinci sınıf insan muamelesi yapan bir güruhu okuyoruz kitapta. Irkçılığın, işkencenin, ten rengine olan nefretin dibini gösteriyor kitap. Bunu bir İngiliz'in yazmış olması da kitabı daha da kıymetlendiriyor açıkçası. Kitabın ilk bölümü müthiş sıkıcı. Karakterleri oturtup kim, necidir anlayana kadar epey zorlandım açıkçası. Gergin Ankara seyahatime çıkarken başlamıştım kitaba, onun etkisi de olabilir şimdi kitabı parmakla göstermiş olmak istemedim. Sonrasında, yani ben karakterleri oturtunca ise her biri şahsına münhasır birbirinden gıcık insanların yanarlı dönerli hikayelerini okumak beni yer yer sinirlendirdi ki bu kitabın ne kadar başarılı olduğunun en temiz göstergesi. Bir de kitaptaki betimlemeler harikaydı. Bugün Myanmar olarak bildiğimiz Burma'daki yapış yapış sıcaklığı öyle müthiş bir anlatımla yazmış ki Orwell, karla deli gibi boğuştuğum bugünlerde o yapış yapış sıcağı hissetmek nefisti açıkçası. "Kitaplar olmasaydı yaşam neye benzerdi ki (syf. 107)" diyerek kitaptan bir cümleyle de sonlandırayım. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 344 sayfa ve 25 TL.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎