Midnight in Paris ~ Paris'te Geceler | 2011

Woody Allen eğer içinden şehir geçen bir film çekerse, filme de, içinde geçen şehre de, karşı koyamazsınız. Üstelik çekmeyle kalmayıp senaryosunu kaleme alan kişi de Allen'ın ta kendisi. Masalsı anlatımının yanı sıra daha önce Barcelona ve Manhattan filmlerinde yaptığı şeyi bu kez de Midnight in Paris'te yapmış. Fransa'yı çok sevmeyen -İtalya'cıyım ben- beni bile etkilemeyi başardığını söyleyebilirim.

Film Paris'te Geceler olarak Türkçe'ye çevrilmiş. Filmle alakalı kabul ama Paris'te Gece Yarısı sanki daha romantik bir hava katardı filme. Filmde favori kadın oyuncularımdan Marion Cotillard var ki, nadir ortaya çıkar, iyi ki de çıkar. Cotillard dışında kısa kısa konuk olarak olsa da gördüğümüz birbirinden ünlü isimler var. Başrollerde ise Owen Wilson ve Rachel McAdams var. Wilson filme çok yakışmış. Karakterine de tabii.. Yazarların yaşadığı o gelgitler ve bunun getirdiği saflık oyundan ziyade doğaçlama gibi olmuş. Filmin en sürpriz ismi ise Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin eşi Carla Bruni. Film bu seneki Cannes'ın açılış filmi olarak yerini aldı. 


Filmin özetle konusu şöyle; Wilson'ın oynadığı Gil karakteri, dizilere senaryo yazan ama gönlü roman yazmakta olan biridir. Evlenme arefesinde nişanlısı ve nişanlısının ailesiyle birlikte Paris'e gelirler birkaç günlüğüne. Gil bir gece Paris sokaklarında yürüyüşe çıkar, gecenin ilerleyen saatlerinde ise, beynindeki tümörün de etkisiyle, hayalini bile kuramayacağı şeyler yaşar. Gil'in Paris gecelerinde yaşadıkları hayatını, yaşadığı şehri ve özellikle evliliğini sorgulamasına neden olur. Filmin en güzel yanı, belki de Allen'ın en güzel yanı, sade ve naif anlatımı. Senaryosuyla da gösterdikleriyle de o naifliği yaşatıyor adeta. Son olarak spoiler'da sosyal mesajımı da verir yazıyı bilgiler ve fragmanla bağlarım. Ustalara saygı kuşağımız sona ermiştir!  


Spoileeer!
Nostaljiye olan ilgi bugünkü mutsuzluğun göstergesidir. Altın çağı arama mottosu falan hep bu nostalji hayranlığından oluyor ama Allen filmde yapmayın etmeyin diye retroculara selamı çakmış. Sen 20'leri seversin orada yaşamak istersin, 20'lerdeki de çıkar Rönesans dönemini isterim diye tutturur. Kimseyi memnun edemezsin. Öyleyse yaşadığın dönemin tadını çıkarmaya bak. Ernest Hemingway'i, Salvador Dali'yi izlemek güzeldi ama itiraf etmek zorundayım :) 
Imdb puanı: 7.9/1
Yapım: 2011 - ABD
Tür: Dram, Fantastik, Komedi, Romantik,
Süre: 90 dakika
Yönetmen: Woody Allen,
Oyuncular: Adrien Brody, Rachel McAdams, Marion Cotillard, Owen Wilson, Michael Sheen, Kathy Bates, Elsa Pataky, Alison Pill, Kurt Fuller, Sonia Rolland, Mimi Kennedy, Carla Bruni, Yves Heck, Corey Heck, Nina Arianda, Tom Hiddleston, Lil Mirkk, Corey Stoll, Senaryo: Woody Allen,
Yapımcı: Woody Allen, Letty Aronson, Stephen Tenenbaum, Jaume Roures,

Konu: Paris’te Gece Yarısı, iş için Paris’e gelen bir aileyle sonbaharda evlenecek olan nişanlı iki gencin bu şehirde başlarına gelen ve hayatlarını değiştirecek maceralarını anlatan bir romantik komedi. Film, genç bir adamın bir şehre, Paris’e duyduğu büyük aşk ve insanların kendilerininkinden farklı hayatların daha iyi olduğu kanısı ile ilgili.



4 yorum:

  1. Before Sunrise hayatımda izlediğim en etkileyici filmlerden ona benzer bir şeyler bulabilirim diye izledim açıkçası ama pek alakaları yoktu.
    Filmi çok beğendim sen italyancısın bende ispanyacıyım ama içimde olmayan bir paris aşkı depreşti izlemeye değer

    YanıtlaSil
  2. Sen Barcelona'yı izledin mi? Yine Woody Allen filmi. Scarlett, Javier Bardem ve Penelope Cruz oynuyor.

    YanıtlaSil
  3. hazır edeyimde filmi vizelerden snra izleriz .d

    YanıtlaSil
  4. Dün yazdım bak o filmi de.. Oku istersen. Ahanda link.

    http://kirmizidunyam.blogspot.com/2011/11/vicky-cristina-barcelona-barselona-2008.html

    YanıtlaSil

Yazın bakalım 😎