2018'in Enleri

Klişelerin hastasıyım gözlerinizin ustasıyım! Geride kalan 365 günü yad etmedikten sonra ne anlamı var ki takvimin, yılın, geçmişin, yeninin falan... En güzel gün henüz yaşanmamış olandır demiş ya Nazım, o hesap, henüz yaşamadığımız o güzel günler gelene kadar şimdilik eskilerini yad edelim hadi. Bakalım 2018 nasıl geçmiş...

En severek okuduğum kitap: Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı
Bu kitabı bu kadar seviyor olmamın nedeni muhtemelen kalbime inanılmaz seviyede dokunuyor olmasıydı. Hepsini ve daha fazlasını linke yazmıştım ama burada da birkaç cümle etmek gerekirse, kitabın içindeki büyük dostluğu okurken kalbim hep aynı yöne çekti beni ve bu hissiyat da kitabı yalnız 2018 için değil muhtemelen tüm ömrüm için "enlerim" listesine üst sıralardan girmesine sebep oldu. Barış Bıçakçı, umarım bu kitap seni cennete götürür. Bir insanı bu kadar mutlu ettiğini bilmeden yaşayıp gidiyorsun, makbulü bu :)


En severek izlediğim film: Ahlat Ağacı
2018 Ramazanının arefe günüydü. Mesai 13.00'te bitti. Eve dönerken servis güzergahında bulunan AVM'ye girip 14.15 seansına bilet aldım ve izlemeye başladım. Tek başına, kimseye ihtiyaç duymadan. Hayatımda kendimi bu kadar kıymetli hissettiğim an çok azdır. İzlerken müthiş bir ruh doygunluğu içerisindeydim filmin tamamında! Öyle güzeldi, öyle doyurucuydu ki üzüldüğüm yahut duygulandığım için değil hissettiğim o tatmin duygusuyla gözlerim doldu yer yer... Müthişti! Nuri Bilge Ceylan, duacınım. Cemcirciğimi gözünün önünden ayırma.

En çok dinlediğim şarkıcı: Ed Sheeran
Spotify, 2018'de en çok dinlediğim şarkıcı olarak Ed Sheeran'ı işaret etti. Bunun sebebi elbette başta Shape of You şarkısıydı. Ama sonra Photograph, Thinking Out Loud, Perfect, Galway Girl geldi. İyi ki de geldi. Bu adamın sesinde bana huzur veren bi ton var. Kalbime dokunuyor.

En çok dinlediğim şarkıcı (yerli): Kenan Doğulu
Aslında Kenan çıksaydı direkt, en çok dinlediğim yabancı şarkıcı diye bi kategori gelmezdi ama dayanamadım, çok seviyorum! Ama çıkardığı albümden sonra her şarkısını yüz kere dinlemişimdir belki. Hepsi birbirinden güzeldi. Özellikle de Yosun... Hala her dinlediğimde yüzüme tatlı bir gülüş gelip oturuveriyor. Tencere Kapak gibi Yosun da gönlümün enlerine giriş yaptı. Nicelerini dilerim!

En çok izlediğim dizi (yerli): Gülperi
Yerli dizi izlemeye harcadığım vakti kitap okumaya harcasaydım diyorum zaman zaman. Ama Timuçin Esen'i o kadar çok seviyorum ki, her hafta onu televizyonda görme fırsatını asla geri tepemem. Üzgünüm... Nurgül Yeşilçay'ı da taaa İkinci Bahar zamanından severim. Öyleyse we have a winner arkadaşlar! Her cuma Show Tv'de :)


En çok izlediğim dizi (yabancı): Fuller House
Sağ sütunda izlediğim dizileri görüyorsunuz zaten ama Fuller House'u o kadar sıklıkla ve üst üste izledim ki, sanıyorum en çok vakit harcadığım dizidir. Minicik bir kız çocuğuyken Full House halini izlerdim zaten. Şimdi update edilmiş halini izlemek kalbimi eritiyor yine.

En çok izlediğim program: Masterchef
Normalde bunun Survivor olması lazım ama Survivor artık yıl başında çıktığı ve bittiği için unutuyoruz haliyle... Masterchef yaklaşık 4 ay sürdü ve hastalık derecesinde bir yemek programı izleyicisi olarak tabii ki bunu da izledim. Favorim de kazandı. Uğurculuk ✌


En beğendiğim kadın: Hilal Altınbilek
Çüş be kadın! ÇÜŞ! Bu nasıl bir güzellik?! İtiraf ederim ki, kakül kesmeye bu hatunu izleye izleye karar verdim. Tabii ki hayaller-hayatlar durumu geçerli ama bende de fena durmadı be! O değil de kadın çok güzel, böyle bir güzellik yok yani, öyle güzel. Güzele güzel demekten geri durmam çok şükür! Sevdiceğim bu kadını görseydi ve beğenseydi ona da bişey demezdim, hatta görseydi ve beğenmeseydi git öte diye kızardım. Öyle bi güzellik. Neyse sevdicek de yok hatunu görme durumu da öyleyse geçiyoruz.

En beğendiğim adam: Kıvanç Tatlıtuğ
Yıllar geçse de bu değişmeyecek sanırım ya... Adam bu aralar Organize İşler 2'de tam bir balta olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor ama hala müthiş! Tez zamanda çoğalmasını da dilerim. Zira bu güzellikten gelecek nesiller de faydalanmalı.

En büyük hayal kırıklığı: Şampiyonlar Ligi
Oğlum biz bu gruptan üst tura nasıl çıkamadık yahu?! Hala düşünüyorum, maçları kafamda oynuyorum, baştan yazıyorum pozisyonları, yok, yok, yok! Bu gruptan 10 puanın altında puan alıp üst tura çıkmamamız için hiçbir sebep yok! Ama olmadı işte. Eh, bu kadar gaza gelip de olmayınca haliyle hayal kırıklığı yaşadım. Şimdi UEFA'ya döndük yüzümüzü, aslan gibi savaş GALATASARAY!


En taşikardi: 2017-2018 sezonu şampiyonluğu
Sezon içinde o kadar gitti geldi ki şampiyonluk, artık en son Göztepe maçında Gomis'in kullandığı penaltıdan sonra şal atkımı alnımın etrafına sarıp fenalık geçirme pozisyonunda izlemiştim maçın kalanını... Netice mi? 21. şampiyonluk! Gözümün nuru, iyi ki varsın

En büyük üzüntüm: Kayıp...
Dilim varmıyor. Hala aklıma geldikçe içim sızlıyor ama madem enler dedik, buralarda dursun. Ne diyorduk, next!

En büyük mutluluğum: Ya bunu düşündüm, düşündüm, düşündüm bulamadım. Hani şu oldu da kalbimde kelebekler uçtu, içim kımıl kımıl oldu, sevinçten öldüm dediğim bi anım yok. Bazı günler var, kabul. Ama sonrasında yaşananlar, yaşatılanlar kazıyıp attı içimdeki o cıvıl cıvıl veledi. Bu haneyi boş geçiyoruz. Next!

Başka kategori an itibariyle aklıma gelmiyor, geldikçe güncellerim. 2018 için hayatımın en iyi yılıydı diyemem, ama en kötüsü de diyemem. Sevdiğim şeyleri elimden almış olsa da verdiği güzel şeyler de var. İşimi daha çok seviyorum mesela son 2 seneye nazaran, daha sağlıklıyım şükürler olsun, kendimce iç huzurumu yakaladığıma inanıyorum. Hayattaki beklentilerimi hafiflettim sanıyorum. Bu hafiflik de hayatıma olumlu anlamda sirayet ediyor. Günler geliyor, geçiyor, zamanımızı dolduruyoruz hepimiz. Sanırım 2018'in ve 31. yaşımın bana kattığı en büyük değer bu oldu: her şey geçicidir. Önümüzdeki yıllara bakalım :) Mutlu seneler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎