Günlerden Galatasaray #30

Galatasaray dün akşam Beşiktaş deplasmanındaydı. Kadıköy'de 20 sene galibiyet almadan geçen serinin ardından nur topu gibi yeni bir "galip gelememe" serimiz oldu. Mevzu Beşiktaş olunca çok kale alınmadı muhtemelen ama derbidir, puan farkını kapatır, geriden gelip şampiyon bile yapar evlerden ırak. Ligin en az gol yiyen takımıyken üst üste iki maçta yediğimiz 6 gol bile tehlike sinyallerini çalıyor bana sorarsanız. Beşiktaş maçını Mauro'nun maçın başında attığı tek gole rağmen 3-1 kaybettik. Konyaspor maçında takım bugün kazanmayı istemediği için kaybederek on küsur galibiyetlik seri kırılmıştı. Dün, Beşiktaş maçında yine kazanmak istenmedi. Gayet savruk, bezgin, sıkılmış bir maç çıkarıldı Lucas dışında. Şu ataklarda kanatlardan gelmek yerine dikine pas işinde de çok ısrar ediliyor gibi geliyor bana. Sağda Milot veya Nicolo veya Yunus, solda Kerem beklerken inadına aradan Mauro arandı dün her pozisyonda. Tamam gol atsın ama üç adamın arasındayken de pas verilmesin oyun biraz açılsın mı acaba? Neyse, bu da böyle olsun. Puan farkı vardı rehavetinden kurtulmuş olduk. Evet gençler, macera hakkımızı kullandık. Artık biraz kazanalım mı, ne dersiniz? Son 5 maç, hepsini kazan şampiyon ol. Bu kadar basit ve bu kez gerçekten önemli olan basiti başarmak. Yürüyedurun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎