Günlerden Galatasaray vol.7

kedi canını yediğim
Akşamdan beri her yerde zaten defans hatasını gördük okuduk. Aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Şu blogda en nefret ettiğim şey, bloga kara kara, kötü kötü, sıkıcı, beni üzen şeyleri yazmak. Gerçi niye bu kadar karardığımı da bilmiyorum ama bu takımda işler ne zaman kötüye gitse, ben suratsız, çekilmez bir hatuna dönüşüyorum. Galatasaray dün akşam Eskişehirspor ile maç yaptı Arena'da. Burak'ın 60. dakikada attığı gole karşılık Erkan'ın 89. dakikada attığı kepaze golle geldi. Kepazelik de bizim defansın kepazeliği, gole bir diyeceğim yok. Öyle fırsatı bulursan atmazsan ayıp olur. Nihayetinde maç 1-1 bitti. Bizimkiler golü bulana kadar tutuk oynuyorlar bu bir gerçek. Takımın üzerindeki şu paniğin dağılması için milli takım arası ilaç olacaktır. Aradan sonra dilerim toparlanır ve Galatasaray gibi oynayama başlarız. Yürüyedur Galatasaray, ama arada bi de şut atın be gülüm.

Katre-i Matem - İskender Pala

Sultan 3. Ahmet döneminde geçen cinayetler serisini, Patrona Halil İsyanını ve Sadrazam İbrahim Paşa'nın öldürülmesiyle süregelen olayları birbirine bağlayarak İstanbul'da Lale Devrini anlatmış İskender Pala. Bir sahafta bulduğu eski, el yazması bir kitapta "yek cinayet şast u şeş sual (66 soruda tek cinayet)" diye anlatılmış hikayeyi kendi üslubuyla kaleme alıp Katre-i Matem adını vererek kitaplaştırmış. Açıkçası çok heyecanlanarak okuduğumu söyleyemeyeceğim. Yer yer bitsin diye dua ettiğim doğrudur. Olayların birbiriyle bağlantısını fark edene kadar bu psikolojiden kurtulamadım. Kitap 66 bölümden oluşuyor, demin 66 soru dedim ya işte her soru bir bölüm. Dönemin İstanbul'unu, lalelerini ve dönemde geçen siyasi olayları yansıtıyor. Yer yer divan edebiyatından da beyitler geliyor. Bir şekilde kendisini okutuyor. Kitap 480 sayfa ve 15 TL.

Son çıkan albümler #6

Orhan Gencebay'ın 60. sanat yılını kutlamak için hazırlanmış derleme albümün adı Bir Ömür. 32 solo 1 de koro olmak üzere 33 parçayı Orhan Gencebay için kendi tarzlarına göre yorumlamış sanatçılar. Ben albümü henüz dinledim ve albüme dair edebileceğim en net yorum albümün arşivlik olduğu. Böyle albümleri sık sık dinlemiyoruz. Hele ki sanatçı yaşarken yapılmış bu iş Orhan Baba'yı onore etmek için müthiş bir yol. Albümün satış rakamları 250 bini geçmiş ve son zamanlardaki en yüksek satış rakamına ulaşması bekleniyor. Albümle ilgili ayrıntıları içeride veriyorum.

Şampiyonlar Ligi vol.2

Ne denir, nasıl yazılır, çaresizlik var, şanssızlık var, mutsuzluk var, hayal kırıklığı var.. Akla gelen olumsuz bütün duygular üstümüze üşüşmüş sanki. Avrupa hep böyle değil mi? Yani sen istediğin kadar topla oyna, istediğin kadar pozisyona gir, oyunu rakibin sahasına yık, o top çizgiyi geçmedi mi iş kötü. Adamlar 3 kere gelip 2 golü koyar, geçer kenara samba yapmaya başlar. Son vuruşları beceremedikçe daha çok ağlarız. Dün hırsımdan, sinirimden ne yapacağımı şaşırdım resmen. Bi hakemlere ettiğim küfürlere bi de Riera'nın sol bek performansına inanamadım dün. 2 maçta 0 puan, 0 gol. Böyle devam etmez, etmemeli. Bir yerden sonra bu takımın ayılıp kendine gelmesi lazım. Yeni bir araya gelmiş takımdan Şampiyonlar Ligini beklemek haksızlık belki fakat ben taraftarsam, bu takım için en iyisini istemek de hakkım. Neyse, futbolu konuşmayı bırakalım da gelin ben dün gecenin güzel yanını, koreografiyi anlatayım size içeride.

Kewell from veda

Normalde ve birçok kez o başlık Kewell from Galatasaray şeklinde kullanılır ve yüzde tatlı bir tebessüme sebep olurdu. Bugünse vedalardan Kewell şeklinde düşündürüyor. Bazı insanlar yaşlanmasa keşke demiştim de biri niye ki diye sormuştu. Yaşlanınca vedalaşmak gerekiyor da ondan. Böyle çekik gözlü, güzel gülen, içimizden biri olan insanlara veda etmek de zor oluyor. Vedasını buradan etmek isteyen etsin, ben içeriye Kewell ile ilgili özet geçeceğim. Tadı damağımızda kaldı Kewell :( başlıyorum;