


Spoileeer!
Filmde bi sahne var. Duygu ve Metin'in birbirlerine dokundukları, ama Duygu'nun hastalığı yüzünden dokunmanın ötesine geçemedikleri o sahne.. İki insan sadece birbirine dokunarak ne kadar birlikte kalabilir? Tüm aşklar yüzeysel mi olmak zorunda günümüzde? Bahsettiğim sahne bu iki soruya tokat gibi cevaplar veriyor.
Sana dokunmak hayatın içinde durup dinlenmek gibi..
Sana dokunmak nefes almak gibi..
Sana dokunmak tüm kelimeleri yakmak gibi..
Sana dokunmak tüm insanları affetmek gibi..
Sana dokunmak hayatı temize geçmek gibi..
Sana dokunmak ölüme inat gibi..Bak gözlerim doluyor yine :) içimi acıtıyor bu sahne benim. Bu sahneden sonra en dokunan sahne ise otobüs durağında arada o cam panel varken birbirlerine dokunmalarıydı. Sevdiğin insana dokunamamanın acısı ne kadar güçlüdür..
Yapım: 2010 ~ Türkiye
Tür: Dram, Romantik
Oyuncular: Sezai Paracıkoğlu, Melike Güner, Sinan Çalışkanoğlu, Mustafa Uzunyılmaz, Hasan Yalnızoğlu, Nevin Efe
Yönetmen: Aytaç Ağırlar
Senaryo: Aytaç Ağırlar
Yapımcı: Aytaç Ağırlar, Aa Film Prodüksiyon
Görüntü Yönetmeni: Hasan Gergin, Metin Turguç
Görüntü Yönetmeni: Cem Adrian, Sezai Paracıkoğlu, Engin Bayrak
Dağıtım: Tiglon
Filmin Websitesi: http://www.incirreceli.com/
Süre: 1 saat 35 dk
Gösterim Tarihi: 11 Şubat 2011 (Türkiye)
Konu: Metin 30’lu yaşlarında hayatını TV’lere skeç yazarak kazanan bir adamdır. Yazdığı senaryoları reddedilen bir gün gittiği barda, hayatını tümüyle değiştiren Duygu’yla tanışır. Duygu ve Metin bir masala başlarlar ama sonu başından belli bir masaldır bu...

Sen zaten söylenilmesi gerekenleri yazmışsın. Üstüne sadece çok güzel bir film diyebilirim. Bunalıma soktu :)
YanıtlaSilÜzülme hadi :)
YanıtlaSil