10 Yıllık Hasret {Fenerbahçe - Galatasaray}

Galatasaray 1999 yılından beri Saraçoğlu'nda galip gelemiyordu. Öyle ki 10 senede topladığı puan yalnızca 4'tü. Maçtan önce tüm futbol camiası, küçük bi kesim hariç, Galatasaray'ın hezimet alacağını düşünüyordu. Düşünün mağlup olur, hezimet yaşar diyenlerin içinde Galatasaraylı'lar da vardı. Kimse bana bunun açıklamasını yapmasın. Takım durumuymuş, futbolcu eksiğiymiş.. Futbolcu eksikse sahaya da mı eksik çıkıyorsunuz arkadaş?! Bu takım sahaya her türlü 11 kişi çıkmayacak mı? Çıktı herkesin de ağzının payını verdi. Galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır lafı da tescillenmiş oldu.

Maçın ilk yarısında adeta Fenerbahçe'yi sahasına hapseden bi Galatasaray vardı. Ufak ufak paslarla, istediği oyunu sahaya uygulayan, hepsinden de öte sinip kabuğuna çekilmeyen, susmayan bi Galatasaray'dı sahadaki. Bence bizim yıllardır Saraçoğlu'ndan puan çıkaramamış olmamızın tek sebebi o silik görüntüyü karşıya yansıtmamız olmuştu. Dün akşam başta Lorik Cana olmak üzere herkes takımına sahip çıktı. Pozisyonlarda hakemle doğru diyaloglar kuruldu, Alex ve Dia ikilisi dolayısıyla da Niang çok güzel kitlendi. Pino biraz daha şanslı olsa, fark yemeyi bırakın, Saraçoğlu'ndan acaip bi fark çıkararak dönecekti sarı kırmızılılar. İlk yarıda gol diye ayağa fırladığımız pek çok pozisyon var. Ama en barizi şüphesiz, Gökhan Gönül'ün çizgiden çıkardığı top oldu. Saç baş yolduk o derece.. Haksızlık etmeyelim, Fenerbahçe'nin de atakları oldu ama ilk yarıdaki Galatasaray'a karşı elde ettikleri en net pozisyon, Galatasaray kale önünde Servet ve Aykut'un anlaşmazlığa düştüğü andı. Servet'in çıkardığı ve kornere giden top, az kalsın ağlarla buluşacaktı. Yani adamların beceremediğini bizimkiler yapacaktı. Allahtan o pozisyon gol olmadı. Zaten Servet'e kızgındım, iyice beter olurdu içimdekiler..

Neyse ikinci yarıda ise daha çok içine kapanan bi Galatasaray vardı. Futbolcular ilk yarıdaki pres sebebiyle yoruldular mı, yoksa bu da taktiğin bi parçası mıydı bilemiyorum fakat gol atmaktan ziyade gol yememeye odaklanmış gibiydi sahadaki herkes. Zaten yapılan değişikliklerde de bunun izlerini gördük. Serkan ve Barış alındıktan sonra Emre'nin alınması ise maçın bence patlamasıydı. Hagi göreve geldiğinde Emre'yi alacak, parlatacak ve çok güzel yerlere getirecek diye düşünüyordum. Öyle de oldu, çok sevindim. Emre Galatasaray'ın geleceği olabilecek kalibrede bi oyuncu. Eminim Hagi&Tugay ikilisinin kanatları altında çok daha kuvvetli ve başarılı olacaktır. Dün akşam çektiği, fakat Volkan'ın elleri arasında kalan bi şutu vardı mesela. O şut gol olabilseydi ve Galatasaray o golle dün akşamki maçı kazanabilseydi, Emre bugün efsane olmuştu bile. 10 yıllık hasreti dindiren adam ünvanıyla.. Efendim lafın kısası, Galatasaray çok güzel bi iş çıkardı ilk maçından. Bu demek değil ki Rijkaard'ı unuttuk. O hala aklımızın bi köşesinde, hala gönlümüzde.. Onu provake edenleri tarih de biz de affetmeyeceğiz. Ama bugün Hagi'nin günü (:

Taraftarı da tüm kalbimle kutlarım enfeslerdi dün akşam. En son ne zaman Saraçoğlu'nda Cimbombom sesini duymuşum, hatırlamıyorum. Dün bol bol duyduk. 50bin kişi sustu o bi avuç Galatasaraylı'yı dinledi. Maç sonunda Sabri'nin üçlüsü de müthişti. Onun videosu aşağıda olacak.

ps: "Beraberliğe bile seviniyolar yeaa" diye bıdı bıdı eden bilimum kanatlı takım taraftarı, biz beraberliğe değil, şu kötü dönemimizde bile dağılmayıp, derli toplu oynayabildiğimize, aslanlar gibi mücadele ettiğimize seviniyoruz. Fenerbahçe kim ulan? Onlar bizle berabere kalabildiklerine sevinsinler!

Son olarak da oyuncu puanlaması (:
Aykut 6
Sabri 7
Servet 5 {kanaat notumla düşürdüm}
Neill 7
Hakan Balta 5
Cana 7
Mustafa Sarp 4 {kanaat notumla düşürdüm}
Elano 8
Misimovic 7
Ayhan 5
Pino *8 {yıldızlı 8 }

(Dk. 56 Barış) 6
(Dk. 66 Serkan) 6
(Dk. 77 Emre) 8 {kanaat notumla yükselttim }




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎