Hayallerin Peşinde ~ Revolutionary Road | 2008

Uslanmaz bir Titanic hayranı olarak, Leonardo Di Caprio ile Kate Winslet'ı tekrar bir arada izlemek için geçtim filmin karşısına. "Evlilik aşkı öldürür" mottosunu destekleyen ve bu fikir üzerinden giden film beni gerdi, sinirlendirdi, deli etti ve itiraf etmek gerekirse battı. Film bir dönem filmi ve bir dram. Buna rağmen mutlu son bekleyince de beklediğimle kaldım maalesef. Oyunculuklarıyla ön plana çıkan film 2008'in öne çıkan yapımlarından birisi olarak dikkat çekiyor. Nasıl bir film sorusunun cevabı da içeride tabii..



Film İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Amerika dönemini anlatıyor. 50li yıllar, kadınların o elbiseleri, erkeklerin geniş fötr şapkaları, döneme damgasını vurmuş banliyö evleri.. Hepsini bulmak mümkün. Retro sevenleri bu açıdan tatmin edecektir. Öte yandan, oyunculuklar dedim ve özellikle Kate Winslet'ın performansı ön plana çıkıyor. Winslet, bu filmdeki April rolüyle de Golden Globes'da en iyi kadın drama oyuncusu ödülünü almıştı. Filmde, yaşadıkları hayatı tamamen değiştirmek isteyen bir çift var. April ve Frank. Aslında April değiştirmek istiyor, Frank ona karşı koyamıyor desek daha doğru olur. İşinden memnun olmayan Frank'in mutlu olması için böyle bir karar veren April, yine de adama yaranamıyor ve yaptığı onca hazırlığa rağmen Frank'in aldığı terfi sonucunda evlerinde kalmaya devam ediyorlar. Bu arada April'ın hamile kaldığı çıkıyor ortaya ama açıkçası istenmeyen bir bebek oluyor. İkilinin ilişkilerindeki kırılma noktaları, birbirlerini aldatmaları, aralarında geçen tartışmalar ki filmin zirve yaptığı yerler, komşularına ve diğer insanlara karşı çizilmeye çalışılan "mükemmel aile" tablosu ve tüm yaşantıları Revolutionary Yolu'nda geçen iki insan..

Winslet dedik ama filmdeki yan rollerden birinde de Kathy Bates oynuyor. April ve Frank'e Revolutionary'deki evlerini bulan, şizofren bir oğlu olan, evdeki durumları idare etmekle mükellef klasik bir anne figürü. Ve o kadar başarılı ki oynadığı sahnelere bağlıyor izleyiciyi.  Kitaptan uyarlama senaryolar, eğer kitabı okumadıysam, beni normal bir senaryodan daha mı fazla etkiliyor diye düşünmeden edemiyorum böyle güzel filmler izledikçe. Evet, filmden ve savunduğu fikirlerden çok rahatsız oldum. Fakat bunun sebebi başarılı oyunculuklar ve hikaye arkasına gizlenmiş gerçekler değil midir? Yani bu durum gerçekten var olduğu için ve belki de benim de başıma gelebileceği için bu kadar batmıyor mu bana? Gerçekleri böyle çat diye surata çarpan filmlere tü kaka derim ama aslında içten içe de çok beğenirim. Hayallerin Peşinde de böyle bir film oldu benim açımdan. İzlememiş olanlara tavsiyemdir iki saatinizi ayırmanız. Benden bu kadar gelelim genel bilgiler ve fragmana.

Imdb notu: 7.4
Yapım: 2008 - ABD
Tür: Dram, Romantik
Süre: 120 dakika
Yönetmen: Sam Mendes
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Kate Winslet, Kathy Bates, Jason Etter, Michael Shannon, Kathryn Hahn, Zoe Kazan, Ryan Simpkins, Jay Ferraro, Adam Mucci, Jared Morrison, Timothy Warmen, Gena Oppenheim, Maria Rusolo, Sam Rosen, Les Gardonyi, Sean Cullen, Richard Easton, Ty Simpkins, Jonathan Roumie, David Harbour, Dylan Clark Marshall
Görüntü Y.: Roger Deakins
Senaryo: Justin Haythe
Yapımcı: Sam Mendes, Scott Rudin, Nina Wolarsky, David M. Thompson, John Hart, Bobby Cohen

Konu: Filmde, 1950’li yılların ortasında iki çocuklarıyla mutlu gözüken bir hayat yaşayan, ama konforlu bir yaşam elde edebilmek için göğüslenen baskılarla kendi gerçek arzuları arasında sıkışıp kalan, bir çiftin öyküsü anlatılıyor.



2 yorum:

Yazın bakalım 😎