2023'te Neler Oldu?

2023 yılı almanak yazısına hepimiz hoş geldik! Yıllık şahsi muhasebemi yaptığım ve bir yılbaşı klasiği olan bu yazıdan hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Geçen gün ömürdendir diye güzel bir laf okumuştum. Hem her günün biricik ve kıymetli olduğunu anımsatıyor bu cümle bana hem de ömrün bir kum saati gibi ters çevrilip biz farkında bile olmadan akıp gittiğini. Biraz depresif, biraz gülücüklü, boşa gitmediğini temenni ettiğim bir yıl oldu 2023. Ana hatlarıyla biraz detaylandırmayalım mı?
Her zaman olduğu gibi öncelikle Galatasaray! Güzel takımım 36 maçın 28'ini kazanıp 88 puan toplayarak en yakın rakibine 8 (SEKİZ) puan fark atarak şampiyon tamamladı 2023 yılını. Şampiyonluk serüvenini buradan, kutlamaları da buradan hatırlayabilirsiniz. Mauro, Kerem ve Abdülkerim'in bireysel performanslarının öne çıktığı bir sene oldu ama takım olarak da çiçek gibi takım dizdiğimizden ışıl ışıl parladık. Şampiyonlar Ligine görece erken veda etmiş olsak da 2024'e kendimizi UEFA'ya atarak geçtik ki bu da çalışır sanki be, ne dersiniz? Burada Okan Buruk'a bir saygı duruşu göstermem gerekiyor. Zira ligde de Avrupa'da da oynattığı futbol epey tatmin ediciydi. Şampiyonlar Liginden elenmiş olmaya neredeyse kimse kızmadı mesela. Yalnızca üzüntü hissedildi, bunun sebebi de elenmiş olmaktan ziyade ortaya konan futbola rağmen elenmiş olmaktı. Bu hocaya yazar ve onun eseridir. Şüphesiz şanslı bir taraftar grubuyuz. Kendi içinden kendi efsanelerini çıkarabilmekle kalmıyor, onları hem topçu olarak hem de hoca olarak kullanabiliyoruz. Teşekkürler Galatasaray.

Müzikle devam edelim istiyorum. Kendimi bildim bileli müzik dinliyorum ve sıkı bir pop müzik dinleyicisiyimdir. Spotify verilerine göre bu sene de en çok Türkçe Pop dinlemişim. Yıllardır en çok dinlediğim sanatçı sıralamasında Kenan Doğulu açık ara zirvenin hakimiydi. Bu sene ise tahtını Tarkan'a devretmiş. Eh, yabancı değil. Tarkan'dan sonra en çok dinlediğim sanatçılar Sezen Aksu, Kenan Doğulu, Gülşen ve Edis olmuş. Yılın ilk 5 ayında evden çıkmadığım düşünülünce, şaşırtıcı da gelmedi bana. En çok dinlediğim şarkı ise Edis'in Yalancı şarkısı olmuş. Edis'in şarkılarının ilk beşimin üçüne hakim olmasına rağmen en çok dinlediğim sanatçı olmaması beni şaşırttı. Caz da dinledim, klasik de... Müziğin hayatımın bir parçası olmasından ve hayatımın fonunda yer almasından hep keyif aldım. Bundan sonrasında da hep yer alacağımdan şüphem yok. Ah, müzikle ilgili eklemeyi unuttuğum bir şey daha vardı onu da aktarayım aklımdayken. 2023, Cumhuriyetimizin 100. yılıydı ve nefis marşlar çıktı. Şahsi olarak favorim Norm Ender'in Parla'sıydı. Nice marşlar duymamız temennisiyle bitireyim müzik fasikülünü.

Bu sene izlediğim farklı türlerde hem yerli hem yabancı diziler oldu yine. The Bear'ın ikinci sezonu ilki kadar stresli ve gergin geçti. Eski dizilerden Six Feet Under'a başladım. Ailecek yemek yediğimiz anlarda da kült dizi Bizimkiler'i izliyoruz. Eskiye rağbet var bakalım nur yağacak mı tepemize. Eski dizi demişken 2023 yılında evde kaldığım ilk 5 ayın bana verdiği yetkiye dayanarak altı sezonluk Sopranos'u bitirmiştim. Imdb puanını hak eden bir işti bana göre. Bu ay içerisinde yine altı sezonluk ve yine efsane bir dizi olan Crown'u da bitirdik. Kraliçe Elizabeth'in hükümdarlığını izlediğim bu diziden de zerre sıkılıp pişman olmadım ve yakın çevreme de ekseriyetle tavsiye ettim. Buradan bir kez daha tavsiye etmekten geri kalmayayım öyleyse. Ama tüm bu efsanelerin arasından sıyrılıp benim için ışıl ışıl parlayan bir dizi daha vardı. Gerçekliği, kendimden bulduklarım, çoğunlukla tek mekan çekimleri ve iki ana karakterinin nefis oyunculuğu ile canım Özge Özpirinççi'nin dizisi İlk ve Son 2023 yılı içinde benim izlediğim diziler arasında zirvede yer aldı. Bu sene sinemada iki film izledim; Kuru Otlar Üstüne ve Oppenheimer. Oppenheimer'ın birkaç dalda oscar almasını bekliyorum. Bu sene izlediğim en iyi film, biraz da duygusal bakarak söylüyorum, Ata Demirer'in filmi Bursa Bülbülü'ydü. Sonradan birkaç kez daha izleyip hepsinde aynı duyguları hissettim zira. 

Okuma listeme dair sayfaya çevirelim dümeni hemen. GoodReads isimli bir site var, hem sosyal medyayı güzel kullananlar hem de iyi kitap okurları biliyordur. İşte bu site size okuduğunuz kitapları takip etme, puanlama, yorumlama imkanı verdiği gibi yılın başında da "bu sene kaç kitap okuyacaksınız, hadi iddianızı görelim" minvalinde bir challenge yapma imkanı veriyor. Ben 2023 başlarken 50 kitaplık bir hedef koymuştum. Bugün itibariyle de 54 kitapla hedefimi tamamlayıp geçmenin mutluluğu içerisindeyim. Hatta şu an elimde 55. kitabımı tutuyorum ve onu da iki gün içinde bitirmeyi planlıyorum. GoodReads'te okuduğum kitaplardan birisini bulamadığım için bir eksik görünüyor. Nazarlıktır. Bu sene okuduğum kitaplar içinde kronolojik olarak favorilerimi takip eden cümlelerde sıralayayım. Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına isimli kitabı, kallavi sayfa sayısına rağmen su gibi akıp giden nefis bir kitaptı. Murathan Mungan'ın kült kitabı Yüksek Topuklar büyük ihtimalle bu seneki favori kitabımdı. Yine hacimli ama yalın dili ve anlatımıyla beni çarpan bir kitap oldu. Cem Davran'ın anı türünde yayınladığı Palyaço'nun Günlüğü ve Ayşe Kulin'in biyografi türünde yazdığı Füreya yine bu sene en sevdiğim kitaplar listesine girmeyi başardı.

2023 yılı benim için kötü başladı. Kasım 2022'de sol bacağımı bilek üstünden kırıp alçıyla paketlendim. Bu paket işi maalesef Nisan 2023'e kadar sürdü. Kendimi toparladım, ayaklandım deyinceye kadar da yılın yarısını oturur vaziyette geçirdim neredeyse. Bu yüzden yılın ilk yarısını çok keyifle anımsamıyorum. Ha ikinci yarısında ne başardın denilse, yine aklıma bir çırpıda şu günüm çok şahaneydi diyebileceğim bir gün gelmiyor. Zaten şubat ayında yaşanan büyük depremde kaybettiklerimiz ve yaşadıklarımız hepimizi bin parçaya böldü. Ülkenin çivisinin çıktığını tekrar tekrar görmüş olduk. Göçük altında kurtarılmayı bekleyenler salalarını mı dinlemediler, bir yardım kuruluşu olan ve kuruluş amacı tam da bu bu yani afetlerde yapılması gereken yardım olan Kızılay'ın çadır satmasına mı şahit olmadık, canhıraş şekilde twitter'dan yardım dilenen insanlara yardım etme çabasındayken internette bant daraltması yapılarak internetimiz mi kesilmedi? Enflasyonist ortamda insanlar geçinmeye çalışırken, çoluk çocuk kalitesiz bir eğitim alıp yetişirken, sağlığın bir hizmet olarak yalnızca parası olanlara ve "din kardeşlerimize" sağlanırken tek bir dileğim vardı. Bu bok çukurundan kurtulacağız diye umutlanırken bir kez daha paramparça olduğum gün de çok değil üç ay sonra yaşadığımız seçim saçmalığıydı. Ülkenin yarısı bu bok çukurundan memnundu ki aynen devam mesajı verildi. Benim içimde de bir şeyler koptu açıkçası bu noktada. Artık gündelik olaylara ve siyasete çok daha mesafeliyim ve kitaplarımı okuyorum, maçlarımı izliyorum, sevdiğim insanlarla vakit geçiriyorum yepyeni bir Serap çıkardı bu sene yaşananlar ortaya.

Hiç mi iyi giden bir şey yoktu peki koca yılda? Olmaz mı? Bir kere Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladık. Kutlamak istemeyenlere inat, cayır cayır kutladık hem de. Bir önceki paragraftaki nedenler yüzünden buruk bir taraf vardı, kabul. Ama yine de kutladık hepsine inat. Şarkılar söylendi, tarihten sayfalar anıldı, Atatürk'ün evlatları bu ülkeyi kimseye yem etmeyeceğini adeta bir gövde gösterisi ile gösterdi. Umutlar yeşerdi diyemem kendi adıma fakat güzel şeyler de oluyor diye düşündürdü bana. Yüzüncü yılında sporda, hem Dünya hem Avrupa şampiyonu olan Kadın Voleybol Milli Takımımız günlerimizi aydınlattı ışıklarıyla. Gurur duyduk, zorla saygı duydurttuk, çok sevdik ve çok yakıştı kadınların bu başarısı bu seneye. 
Yılın son sürprizi de dün akşam oynanması beklenen Süper Kupa maçında oldu. Atatürk'ün fotoğraflarının olduğu tişörtlerle ısınmaya çıkmasına izin verilmeyen canım Galatasaray ile sevgili Fenerbahçe müthiş bir karakter koyarak araplara siktiri çekti ve ülkeye geri döndüler. Son olarak Özkan Uğur... Kendisini bu sene içinde kaybettik. Ben o günden beri MFÖ dinleyemiyor, Cem Yılmaz filmlerinin birçoğunu izleyemiyorum. Evet, hala. Bazı insanlara duyduğumuz gönül bağının kendiliğinden ve sessizce böyle oluşup yokluklarıyla karşılaşmanın bir duvara çarpma etkisi yaratması çok enteresan değil mi? Kendimle ilgili en şaşırdığım şey de bu oldu sanıyorum 2023 yılının bana kattığı. Bu arada aralık ayı bitmek üzere ama ben hala kar göremedim. Eski Serap buna üzülmez, hatta keyif alırdı. Bugünkü Serap ise "bu işte bi bokluk var, artık hava biraz soğusa mı sanki" diye sorgulamadan edemiyor.

Acısıyla tatlısıyla, ama daha çok acısıyla, bir yılı daha devirdik. Zaman bir illüzyondur ve algıdan ibarettir. Yine de adetten olmuş gelecek yıl için dileklerde bulunmak. Gelecek yıl için tüm dünyada barış diliyorum. Çocukların ölmediği, kadınların öldürülmediği, hayvanlara eziyet edilmeyen bir sene olur dilerim. Anneler babalar geçim derdi çekerek yaşatabildikleri hayattan geri bırakmaz çocuklarını umarım. Yaşlıları incitmediğimiz, hayatlarının son demlerinde saygı duyabildiğimiz bir yıl olsun isterim. Sağlık, mutluluk ve huzur getirsin herkese 2024. Kendi adıma da kimseyi kırıp dökmediğim, kimse tarafından da incitilmediğim bir yıl olsun. Okuyan gözlerinize sağlık, mutlu seneler! 
🥳

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎