Aylık yazılar #subat

Yılın en kısa ayı olması nedeniyle yazmadan geçmekten korktuğum şubat yazısını da bugün aradan çıkarayım dedim. Bakalım neler çıkacak, ben de merak ediyorum zira. Buyrun başlayalım..

  • Dün akşam Türkiye-Güney Kore hazırlık maçına baktım biraz. Futbol konuşmayım diyorum da arkadaş, şimdi yukardaki fotoğraftaki maç da Güney Kore maçıydı, dün izlediğim de.. Bi yerde bi yanlışlık var. Bazılarının burun kıvırdığı, beğenmediği adamlar, o gün rekorlar kırmıştı. Şimdi gol atacak adam yok! Evet, ne diyor müthiş tezahüratımız? "Kral Hakan Şükür, seni çekemeyenlerin suratına tükür!" Yapacağından mı? Asla! Neyse geçtik.

  • Adidas yapardı Galatasaray'ımın formalarını. Gelecek sezondan itibarek 5 sene için Nike ile anlaşıldı. Haberi haftalar öncesinde bize ulaştıran Galatasaray Formaları bloguna teşekkürü borç biliriz. Adidas mı Nike mı sorusuna havada, karada, suda, her şekilde cevabım Nike'tır benim. Bi kere 3 çizgi zırvasını görmek mecburiyetinde kalmayacağız. Bi de Cantona yakalı parçalı forma yaparlarsa paraya kıyar alırım. Ben Nike formalarını daha çok seviyorum.
  • Futboldan başladık, devam edelim. Hafta sonunda Eskişehir ile oynadı Galatasaray. Ama nasıl bi futbol.. Bülent Uygun'un takımları antifutbol takımlardır. Oynamadıkları gibi oynatmazlar da. Galatasaray bu ezberi bozdu. Çatır çatır oynadı. 4 gol attı. Biri kaleci hatası, biri Hakan Balta faciası iki gol yedi. Maçta Harry Kewell ve Lorik Cana'nın gol atmasına ayrıca sevindim. Zira bu ikisiyle ilgili bu ara bıdı bıdı eden çok, biraz sesleri kısılsın içimizdeki eziklerin! Anlayan anladı, devam et..

  • Facebook sevmiyorum ben, twitter'cıyım daha çok. Ama facebook hesabımı da kapatmak istemiyorum. Bugünlerde bu kararımdan caymak üzereyim. Çünkü facebook bana batıyor. Ergenlerle doldu. Saçma salak paylaşımlar, iletilerle birbirine laf sokmalar, acaip fotoğraflar.. Gerçekten nasıl bi millete dönüştüğümüzü, arkadan nasıl bi neslin yetiştiğini görünce tüylerim diken diken oluyor! Kendi gençliğimi düşünüyorum. 15-20 yaş arasını yani.. Yoo ben gayet makul bi gençtim. Öyle ergen triplerine girip annemi babamı kırdığımı anımsamıyorum mesela. Birine bi diyeceğim varsa gider söylerdim. Böyle ortalara çıkmak hiç harcım değildi zaten. Bakma, hâlâ da öyleyim. Kimbilir belki de mizaç meselesi..
  • Uzak mesafe ilişkilerinde durum gerçekten böyle midir? Evet ablası, aynen de böyledir. Başta "seven gönül mesafe tanımaz" modundasındır. Sonra vakit geçtikçe ayrılık amiyane tabirle koymaya başlar. Biraz daha vakit geçince "seviyoruz, ama.." moduna girersin. Ve araya ayrılık girer. Kimisi yoluna devam eder, kimisi de dayanamayıp özler ve yeniden sevdiceğine döner, "uzak mesafesine koyayım, aşkımıza bişey olmasın" hâline bürünürsün. Bu andan sonra da sen onun için, o da senin için çok daha kıymetli olur :) Ben şu son dediğim evredeyim. Yani sevgiliyle yukardakileri yaşadık, şimdi birbirimizden kıymetlisi yok. Birlikte geçirdiğimiz 3-5 gün ise, hayatımızın paha biçilemez anları oluyor.

  • Ayda minimum 4 film izlemeye başladım. Kendimi sinema konusunda da geliştirmek istiyorum. Boş boş vakit geçireceğime, film izliyorum başka bi deyişle. İş konusuna sağlık sıkıntıları sebebiyle bi tık ara vermek zorunda kaldım. Hayırlısı diyorum.
  • En çok kıl olduklarım listesinin ilk üçünü zorlayacak 2 durum var şimdi yazacağım. Birincisi, üzerindeki kıyafet ne olursa olsun, yatağıma oturan insan. Uyuyorum lan ben orda! Git yere otur. Sandalye var oraya otur. Daha iyisi odamdaki kaloriferin önünde yumuşacık minderim var, geç oraya otur. Yok illa yatağıma oturup beni deli edecekler. İkincisini duymaya tahammülüm yok. Fazladan 'a' harfi kullanımı. Mesela Ajda Pekkan deriz dimi normal insanlar olarak. Onlar ne diyor? Ajdaaa Pekkan. Ajdaaa'lar götürsün seni! Sonra hakeme haaakem diyen insan var. Şiddet eğilimi gösteriyorum, yapmayın!

  • Karışık harflerle gülme olayı var ya hani, ben öyle gülemiyorum. Sanki bu tarz gülenlerin hepsi aynı harflere basıyomuş gibi hissediyorum. Geriliyorum yok yere. Hem hahahaha neyime yetmesin ki?! Evet kanka, ruh hastasının önde gideniyim. Vaktin varken kaç sen, kaç.

  • Bu hafta da bu kadar. Çenem düştü zati. Şubat ayına şarkı bulmak aklıma gelmedi. Winamp'ı açtım karışık çal seçilidir listemde. Şu şarkı çalmaya başladı. Şubat ayının şarkısı bu oldu, güzel oldu. Keyifli dinlemeler, güzel şubatlar. Sevgililer gününde sevgililerinizi öpmeyi unutmayın sakın! Aşkım seni seviyorum




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎