Black Swan ~ Siyah Kuğu | 2010

Oscar filmleri kuşağımız tüm hızıyla sürüyor. Daha önce Inception ve Social Network'ü yazmıştım. Geçtiğimiz hafta içinde de Black Swan'i izledim. Yazmakla yazmamak arasında gidip gelirken son kararım yazmak oldu. Oscar'a aday olan bu filmde bakalım ben neler bulmuşum. Buyrun içeri..

Açıkça söylemem gerekirse gerilim filmi sevmiyorum ben. Çünkü gerilmekle kalmıyor -biliyoruz filmin amacının bu olduğunu!- bunalıyorum da.. Kabus falan oluyor film hatta çok etkisinde kalırsam. Kuğu'da da böyle oldu. Gerim gerim gerildim. Gerilmekle kalmadım, kabuslarımda bile Natalie ile uğraştım. Atlattığımı düşündüğüm anda da yazma kararı verdim :) Yalnız gerilmedim de ben bu filmde. Böyle sert sahne geçişleri vardı -tüyo vermemek için kendini sıkan yazar- o geçişlerde yerimden sıçradım desem yeridir. Bildiğin korktum işte yaa.. Ama gerçek bir sanat var bu filmde. Bunu asla yadsımam. Oyunculuklar açısından, çekim kalitesi açısından, görüntüler, müzikler açısından gerçek bir başyapıt olmuş Siyah Kuğu. Tabii bu başyapıtın prensesi de Natalie Portman. Öyle bir oyunculuk sergilemiş ki, bu sene oscar'ı bu rolle alamazsa bıraksın o akademi ödüllerini veriyoruz diyen kodamanlar. Nicole Kidman deniyor, The King Speech'i ise yarın izleyeceğim, fakat sanmıyorum ki Natalie'nin önüne geçecek bir performans sergileyebilsinler. Filmin plasesi ise Winona Ryder. Filmin önemli rollerinden birine sahip olmamakla birlikte öne çıkan oyunculuğuyla dikkat çekiyor.

Gelelim filmden çıkardığım ufak notlara..


Spoileeer!

Natalie Portman'ın oyunculuğunun oscar'ı hakettiğini zaten yazdık yukarıda. Peki neden? Evet, filmdeki en büyük karakter ona ait ve yine evet, film onun üstüne kurulu.. Ama kimi oyuncu tüm filmi sırtlanma yükünü kaldıramaz. Bir de Natalie'nin oynadığı karakter kendi içinde geçişleri olan bi karakter. Bu yüzden çok beğendim. Malumunuz, Kuğu Gölü'nde bir beyaz bir de siyah kuğu var. Beyaz olan saflığı, iyiliği ve temizliği sembolize ederken, siyah olan da kötülüğü, hırsı ve kini sembolize ediyor. Kraliçe kuğu olacak ismin seçimleriyle başlayan film, oyunun ilk sahnelendiği ana kadar sürüyor. İlk kez sahnelenince de sona eriyor müthiş bir finalle!

Filmin sürükleyiciliğinin ve geriliminin en büyük sebeplerinden biri, hayal-gerçek arasındaki gel-gitlerin de yoğun olarak kullanılması. Nina, mükemmelliyetçi bi kızcağız bu yüzden de bi hayli obsesif. Tabii annesini de unutmamak lazım. Annesi de balerin olduğundan despotluk derecesinde disiplinli ve kıza nefes aldırmayan bi hatun. Öte yandan aslında gerçek anlamda bi siyah kuğu olan Lily, dost mu düşman mı belli olmayan tavırlarıyla Nina'nın üstündeki baskılardan biri oluyor. Nina'nın bastırılmış kişiliğini de unutmamak lazım.. Filmin finaline yakın, idolü olan Beth'den 'ben mükemmel değilim' repliğini duymasının ardından, ilk gösteri için tamamen hazır hâle geliyor. Black swan olarak sahneye çıktığı andaki o metafor müthişti! Nina'nın yine gel-git yaşayarak kendini bıçakladığı ve bunu farkettiğinde yüzünün aldığı şekli unutamam sanırım :) finaldeki alkış yalnızca Nina'nın performansına değil, filmin kendisine yapılmalı bence.



Özetle, izlenmeli bu film, hâlen izlenmediyse.. Gösterim tarihi olan 25 Şubat beklenmemeli. Benim indirip izlediğim versiyonu müthiş kaliteliydi. Ha, altyazıcı değilim dublajcıyım derseniz o ayrı tabi. Ama ben altyazıyı daha çok sevdiğim için, böyle tercih ettim :) En iyi film fikrim hâlen Inception ama bu filme de en iyi kadın oscar'ı yakışır. Filmden bilgiler ve fragman ile bağlayalım. İyi seyirler şimdiden..


Imdb puanı: 8.6/10
Yapım: 2010 ~ ABD
Tür: Dram, Gerilim, Gizem, Psikolojik
Oyuncular: Natalie Portman, Winona Ryder, Mila Kunis, Vincent Cassel, Sebastian Stan
Yönetmen: Darren Aronofsky
Senaryo: Darren Aronofsky, John Mclaughlin, Mark Heyman, Andres Heinz
Yapımcı: Darren Aronofsky, Jon Avnet, Mike Medavoy, Scott Franklin, Brad Fischer
Görüntü Yönetmeni: Matthew Libatique
Görüntü Yönetmeni: Clint Mansell
Dağıtım: Tiglon
Filmin Websitesi: http://www.foxsearchlight.com/blackswan/
Süre: 1 saat 43 dk
Gösterim Tarihi: 25 Şubat 2011 (Türkiye)

Konu: Nina (Portman), New York’ta yaşayan çok yetenekli bir balerindir ve hayatında çoğu balerin için de olduğu gibi dansetmekten başka bir şey yoktur. Eski bir balerin olan ve bu konuda çok hırslı olan annesi Erica (Hershey) ile yaşamaktadır. Oyun yönetmeni Thomas Leroy (Cassel) KUĞU GÖLÜ’nün baş balerini Beth MacIntyre (Ryder) yeni sezonda değiştrimeye karar verir ve ilk tercihi de Nina’dır. Balenin saf ve zarif Beyaz Kuğu ile şehvetin temsilcisi Siyah Kuğuyu aynı anda canlandırabilecek birine ihtiyacı vardır. Fakat Nina’yı bekleyen bir yeni bir rakip vardır, ve o da Leroy’u etkilemeyi başarmıştır. Nina Beyaz Kuğu rolüne her ne kadar uysa da Lily de Siyah Kuğu’nun tam karşılığıdır. İki genç dansçı arasındaki rekabet garip bir arkadaşlığa dönüşürken Nina da kendi karanlık tarafıyla haşır neşir olmaya başlamıştır – onu mahvedebilecek türden bir kayıtsızlık.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎