Aylık yazılar #Nisan

Şaka ayı olan Nisan'a şaka yapmadan, yapmak isteyip de yapamadan girmek, belki de yaşlanmaya başladığımızı, en azından artık genç olmadığımızı, kabul etmek gibi olsa da, ufak ufak baharın geliyor olması, ardından da yaza ulaşacağımızı bilmek, beni mutlu eden sebeplerden sadece biri. Peki mart nasıl bitti? Nisanı nasıl karşıladım? Buyrun başlayalım..

  • Ne dedik, nisan ayı, şaka ayı. Yüzyılın klişelerinden biridir 1 nisan. Tıpkı anneler günü gibi, babalar günü gibi, sevgililer günü gibi.. Ama adı üstünde işte şaka günü. İki farklı şaka planım vardı, biri sevgiliye biri aileye olmak üzere. Sevgiliye yapacak bi şaka bulamadım. Aileye yapacak şaka hususunda müthiş bi fikir geldi aklıma, kıyamadım. Sağlıkla ilgili bişey olacaktı çünkü :)) Bi de korkarım ben arkadaş. Şaka kaka olur falan..
  • Şaka dedik, güldük eğlendik. Ama can sıkan durumlar var. Bu durumlar elbette bize her sevdadan geriye kalan Galatasaray'ımızla ilgili. Ligdeki durumu mu ararsın, kadro dışı bırakılan yıldızları mı ararsın, kaptanın ve takımda değer verebileceğimiz adamların teker teker gönderilmesini mi ararsın, yoksa takımın yönetilememe acizliğini mi? Neresinden vereyim annem söyle?! Geçen günler de boşa geçiyor. Biri de çıkıp, abicim bugünü tükettik bari yarına çalışalım demiyor. Sonra Serap kötü, Serap romantik.. Peki!

  • Bloga bu ara düşen 10 yazıdan 8'i, kesin, sinema yazısıdır. Bu konudaki sürçü lisanım affola. Ama cidden bu ara en çok yaptığım şey film izlemek. İş için bi kaç yere başvurdum. Cevap bekliyorum. E okul da bitti.. İş olana kadar boş duracağıma kendimi sinemaya adamaya karar verdim :)) İzlemek isteyip de izleyemediğim o kadar film varmış ki.. Sinema konusunda geri kaldığımı itiraf etmek zorundayım. Mesela hiç tarzım olmayan gerilim filmleri izlemeye başladım ki bu bile bi gelişme benim için.

  • Okul demişken, yeniden Ygs ve/veya Kpss'ye giresim var. Ama öyle dangalak işler dönüyor ki o konularda, güvenip, emeğimi zayi etmek istemiyorum. Bi kere geçen sene belgelenen, itiraf edilen bi kopya skandalı vardı. Fakat bi sene emek vermenin ardından girdiğimiz o sınav iptal edilmedi ve yapanların yanına kâr kaldı. Bu seneki Ygs'de dönen kopya olayı ise tam "delinin biri kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış" durumu. Yok küçükten büyüğe sıralıyomuşsun da tutuyomuş. Ha o tutmadıysa atlıyomuşsun da, modmuş medyanmış.. Bilmiyorum belki de soruları çözmek bunlarla uğraşmaktan daha basit geldiği için inanmıyorumdur. Cidden bunun saçma olduğunu tek düşünen ben miyim?!

  • Aaa güzel bi haber vereceğim. Benim Şevval Sam ve Nejat İşler'in en çok sevdiğim karakterleri Gülbeyaz dizisindeki karakterleridir. İzleyenler bilir, gelmiş geçmiş en güzel, en kaliteli, en sıcak dizilerden biridir Gülbeyaz. Daha önce 23243 kere tekrarını izlemiş bile olsam, bu ara Star'da sabah 7:45-9:00 arası çıkıyor. Üşenmeyip uyanıyor ve onu izliyorum. Ama çok güzel dizi değil mi yaa :)
  • Futbolda Galatasaray, ne kadar acıtıyor ve üzüyorsa, Manchester United o kadar mutlu ediyor. İngiltere'nin o soğukluğunu bana sevdiren, izleye, dinleye British accent'ine hayran eden caaanım takımım benim :)) sevgi kelebeği oldum görüyo musunuz? Premier Lig'de açık ara lider. Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Chelsea'yi deplasmanda yendi geldi. Ligdeki şampiyonluk kesin gibi. Şampiyonlar Ligi'nde ise gönlümden geçen final Manchester United - Real Madrid.
    ps: Evet antiBarça'yım.

  • Tosun Paşa filmi vardır Kemal Sunal'ın. Kadro da ne kadro ama.. Şener Şen, Adile Naşit, Ayşen Gruda ve bilimum Yeşilçam efsanesi vardır filmde. Türk Sineması'nın en komik filmlerinden de biridir. Fakat bu filmin benim içimi çok burkan bi sahnesi var. Şener Şen ile Kemal Sunal karşılıklı diyalog halindedirler. Lütfü, Şaban'a, Tosun Paşa olduğunu söyler ve der ki; "Şaban öldü, yaşasın Tosun Paşa" Şaban'ın cevabı da, "öldüm mü, çok iyi adamdım ben" bu diyalogu, Kemal Sunal öldüğünde televizyonda, haberlerde bol bol görmüştüm. O günlerden kalma bi can yanması herhalde :) rahmet istedi sanırım. Allah gani gani rahmet eylesin bi kez daha.. Sahnenin videosunu aradım bulamadım maalesef.
  • Gülbeyaz'dan sonra bi de güncel dizilerime göz atalım.. House 3-4 hafta ara verdi sbt :( özledik ama bugün yenisi geldi. Siz bunları okurken ben yüksek ihtimal onu izliyorum :)) Öte yandan How i met your mother'ın da yeni bölümü geldi bugün. Keyif insanıyım vesselam :p izleyenlere müjde! Olivia Wilde bu bölümde diziye geri dönüyor! Taş hatun yahu.

  • Yazabileceğim en üzücü şeyi ise en sonra bıraktım. Dün gece kuzenimi askere gönderdik. Allah yolunu açık etsin, zamanı su gibi akıtsın ve 5 ay hemencecik geçsin de evine, eşine, bize dönsün inşallah. Askerlik olayı acıtır beni, bilen bilir. Sevgilinin düşünüldüğü bi milyon, ne yapacağız diye hayıflanıldığı bi kaç andan biridir. Can yakar.. Allah bütün askerlerimizi esirgesin. Amin.

  • Son olarak ayın şarkısıyla bitirelim. Bugün içimden Ps: I love you'nun soundtrack'inden bi şarkı eklemek geldi. The Pogues söylüyor.. Love you till the end..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎