Never Let Me Go ~ Beni Asla Bırakma | 2010

Beni Asla Bırakma ismini okuyunca farklı bir film bekliyordum aslında. Fakat konusunu okuduğumda hiç beklemediğim, hayal bile etmediğim bir yere gitti film kafamda. Haftasonu izledim ve gerçekten beğendim. Tam bu filmden fena bi anime olurdu diye kendi kendime düşünürken bir baktım, filmin uyarlandığı kitap Japon asıllı bir İngiliz tarafından kaleme alınmış. Peki ne anlatmış Never Let Me Go? İşte bunları;

Time dergisi Never Let Me Go adlı kitabı, 2005'e kadar geçen süre içinde yazılmış en iyi 100 kitap arasında göstermiş. Kitap Kazuo Ishiguro'ya ait. Filmin senaryosunu Alex Garland yazarken, yönetmenliğini ise Mark Romanek yapmış. Filmde Hailsham (Hailsham binasının Zindan adası'ndaki hastane olduğuna bahse girerim!)isimli bir çocuk yurdunda büyüyen 3 çocuğun hayat hikayelerini izliyoruz. Buraya kadar her şey gayet klişe gelebilir. Bu yurdun diğer çocuk yurtlarından farkı, yurtta gerçek bireylerin değil, klonlanmış bireylerin kalıyor olması. Klonlanma sebepleri ise, organ nakline ihtiyacı olan hastalara organ sağlanabilmesi. İtiraf etmek zorundayım çok başarılı bi yerden yola çıkmış yazar. Zaten bu yüzden de kitap en iyi kitaplar içine girmiş ve filmin senaryosu güçlü olabilmiş. Fakat yine itiraf etmek zorundayım ki, kitabı okuyanlar filmin, kitabın yanından bile geçemeyeceğini söylüyor. Kabul etmek gerekiyor, okuduğunuz bir kitabın filmi her zaman beğeni çıtanıza takılır ve kitaba nazaran daha az hoşa gider. Kitaba göre senaryoda büyük boşluklar olduğu söyleniyor bir de.. Ben kitabı okumadığım için film üzerinden devam edeceğim değerlendirmeme.

Öncelikle oyunculuklar çok başarılı. Geriden müthiş bir nesil geliyor İngiltere'de. Özellikle Andrew Garfield, filmin esas oğlanı Tommy'i canlandırıyor ve müthiş bir profil çiziyor. Filmin esas kızı Carey Mulligan ise şüphesiz en başarılı oyunculuğu yansıtıyor izleyenlere. Bi tek Keira Knightley'i eleştirebilirim bu noktada. Öyle donuk bakışları var ki, her gördüğümde ileri sardırmak istedim filmi. Filmin benim için bir diğer artısı ise, Türkiye'de gösterime girdiğinde nasıl bir dublaja sahip olacak bilmiyorum ama, İngiliz Aksanı ile konuşulması. Öte yandan filmde sürekli yaylı çalgılar kullanılması filmin romantik-naif havasını destekler nitelikte. Hemen hemen tüm British yapımlar gibi o gri hava bu filmde de mevcut. Ama bi parça daha renkli, bi parça daha naif demin de dediğim gibi. Mükemmel fotoğraflar var filmde, hani kartpostal gibi dediklerimizden.. Daha fazla ayrıntıyı da spoiler içine gizleyeyim, tadı kaçmasın izlemeyenler için..

Spoileeer!

Film boyunca aklınızın içinde dönen tek cümle var. "Kaçsanıza niye kaçmıyosunuz" Bu soru bi yerden sonra öyle büyüyor öyle büyüyor ki, filmden sıkılma moduna giriyorsunuz. Benim neden kaçmadıklarıyla ilgili hipotezim şu; şimdi bu gençler klonlanmış dna'lar. Gerçek insan değiller nihayetinde. Küçüklükten beri kendilerine öğretilen ritüeller ve gerçekler var. Bu gerçekler dışındaki dünyaya ilk çıktıklarında aptal oluyorlar vs.. Kaçmak dna'larında yoktur belki de.. Yani bu yüzden kaçmamışlardır diye açıklayabiliyorum ancak. Başka fikir gelmiyor aklıma. Yoksa insan bile bile aşkını nasıl ölüme gönderebilir ki?!

O Ruth denen kızı film boyunca yolasım geldi. Ölümden kurtulmak için en yakın arkadaşının aşkını hiç etti resmen. Sonra da lütfeder gibi sizin için adresi buldum demez mi, deli oldum. Tecil olayının gerçek olmadığını bildiğinden verdi bence o adresi. Ondan iyilik beklenmez zira. Kathy, Tommy sahada sinirden çığlıklar atarken sevmişti onu. Tabi Tommy de Kathy'i. Ruth araya girip Tommy'nin aklını çelince yıllarca ayrı kaldılar. Kathy'nin sık sık Tommy'nin hediyesi olan o kasetteki şarkıyı dinlemesi ve gözlerini kapatıp sadece Tommy'i yaşamayı hayal etmesi izlediğim en naif aşk sahnelerinden biriydi. Son sahnede Kathy'nin tiradında ve Tommy'nin arabadan inip yine çığlık çığlığa kaldığı sahnelerde ise ağladım çok net!



2010'dan gelen yine güzel yapımlardan birisi Never Let Me Go. Yeni izlemiş olmama rağmen beni etkiledi. Umarım burdan görüp merak edip izleyenleri de etkiler de 1.45 saatleri boşa gitmez. Bilgiler ve fragman da son sözlerim olsun.

Imdb puanı: 7.3/10
Yapım: 2010 ~ ABD, İngiltere
Tür: Dram, Gerilim, Romantik
Oyuncular: Keira Knightley, Carey Mulligan, Andrew Garfield, Charlotte Rampling, Hally Hawkins
Yönetmen: Mark Romanek
Senaryo: Alex Garland
Senaryo (Kitap): Kazuo Ishiguro
Yapımcı: Alex Garland, Allon Reich, Tessa Ross, Richard Hewitt, Mark Romanek
Görüntü Yönetmeni: Adam Kimmel
Görüntü Yönetmeni: Rachel Portman
Filmin Websitesi: http://www.foxsearchlight.com/neverletmego/
Süre: 1 saat 43 dk
Gösterim Tarihi: 29 Nisan 2011 (Türkiye)

Konu: Çocukluklarından itibaren aynı yatılı okula giden, birbirlerine çok bağlı üç dost olan Ruth, Tommy ve Kathy'nin yaşamı huzurlu ve mutlu geçmiştir. Ancak korkunç gerçek onları yakalayacaktır. Üçü de diğer insanlara organ sağlamak için üretilmiş klonlardır.




2 yorum:

  1. Ben de beğendim. Konu güzel, anlatım güzel. Oyunculuklar da güzel.

    YanıtlaSil
  2. Senle çok farklı değil zaten filmler konusundaki fikirlerimiz.

    YanıtlaSil

Yazın bakalım 😎